Kısa süre içinde sadece verileri ve Fed’in bu verileri nasıl okuduğunu değil, aynı zamanda yeni Fed başkanı olacak kişinin de ne düşündüğünü fiyatlamaya başlayacağız. Ancak yeni başkanın daha şanslı olacağını söylemek mümkün.
Bu satırları Fed toplantısı öncesinde yazdığım için toplantı sonucuna dair bir bilgim yok. Ancak faiz indirimine gitmemiş olması çok büyük bir ihtimal. Fed bir süredir ticaret savaşının yarattığı belirsizlik ve yükselen petrol fiyatları nedeni ile tedirginlik yaşıyor. Son 3 ay içinde enflasyonda ciddi bir gerileme yaşanmasına, işgücü piyasasında gedikler açılmasına ve gerileyen petrol fiyatlarına rağmen Fed üyeleri gümrük vergilerinin enflasyonist etkilerinden çekinerek faiz indirimi konusunda acele etmiyor. Ancak Başkan Powell’ın görevdeki artık son 11 ayı ve 6 toplantısı. Dolayısı ile piyasalar sadece Powell’ın ne dediğine bakmıyor, yerine geçebilecek isimleri de speküle ediyor. Hazine Bakanı Besset’in Fed başkanlığına kaydırılması senaryosuna ek olarak birinci Trump döneminden kalma isimler yine öne çıkartılıyor. Fed yönetim kurulu adaylığı seksist yorumları nedeni ile yoğun eleştiri altında kalan ve geri çekilen Stephen Moore, altın standardı takıntısı nedeni ile eleştirilen Shelton ve cari Fed üyelerinden Waller. Trump çok kısa bir süre içinde adayını açıklayacağını söylediği için spekülasyonlar da artıyor ve güvercin bir yeni başkan beklentisi büyüyor.
Peki faizleri ısrarla düşürmeyerek hem Trump’ın öfkesini çeken hem de yatırımcıları mutsuz eden Fed’e yönelik ne tip bir fiyatlama görüyoruz? SOFR, LIBOR manipülasyonu neticesinde ortaya çıkan ve LIBOR’UN yerini alan bir faiz diyebiliriz. Dolayısı ile vadeli piyasalarda şimdiden Fed’in faiz stratejisine yönelik beklentiler fiyatlanıyor. SOFR oranlarına baktığımızda, 2026’da hızlı bir faiz indirimi fiyatlandığını ve mayıs sonrası, yani yeni başkanın göreve başladığı döneme yönelik de büyük pozisyonlar açıldığı görülebiliyor. O halde kısa süre içinde sadece verileri ve Fed’in bu verileri nasıl okuduğunu değil, aynı zamanda yeni Fed başkanı olacak kişinin de ne düşündüğünü fiyatlamaya başlayacağız. Ancak yeni başkanın daha şanslı olacağını söylemek mümkün. Zira ticaret savaşlarının rengi büyük oranda netleşeceği gibi vergi indirimleri, deregülasyonlar gibi konularda da adımlar atılmış olacak. Büyük bir ihtimalle ekonominin resesyona gidip gitmediğine dair işaretler de netleşmiş olacak. Böyle bir tabloda yeni başkanın faizlerin yönüne dair çizeceği strateji yatırımcılara da kamuoyuna da kolaylıkla kabul ettirilebilir.
Yumuşak bir finansal baskılama
Ancak önümüzdeki hafta önemli bir Fed toplantısı daha olacak. Bu toplantıda ise Fed, özetle bankaların bilançoda taşıdıkları varlıklara karşı ayırdıkları sermaye oranına yönelik bir karar alabilir. Cari durumda %5 olan seviyenin %4-3,5 seviyesine indirilmesi ve açığa çıkan miktarın da ABD tahvil piyasasına yönlendirilmesi hedefleniyor. Son dönemde azalan yabancı talebi ve yükselen getiriler, ABD Hazinesi’ni dolaylı yollara itiyor. Görünen o ki serbest piyasa ilkesi aleyhte işlemeye başladığında kurallar gevşetilebiliyor. Bu adımı yumuşak bir finansal baskılama olarak görüyorum ve global borç oranlarına baktığımda tüm piyasalarda benzer adımların atılmasını öngörüyorum.