TL ve cinsinden varlıklardaki işlem mekanizması, bilhassa hisse senetlerinde, alternatif getiriler ve para politikasına dair beklentiler üzerinden bekle-gör moduna geçti.
Yerel varlıklar açısından martın ikinci yarısında, global tarafta ise nisan başlangıcı ile başlayan yüksek volatilite ve satış baskısı gölgesinin hissedildiği yılın dördüncü ayına ait fiyatlamalar ‘şimdilik’ sona erdi. Bardağın ne tarafından baktığınıza ve hangi varlık sınıfına odaklandığınıza göre değişecek bir tablo söz konusu. Ancak, tartışmaya kapalı olan şu ki, yurt dışı varlıklardaki dipten dönüş ve toparlanma eğilimi çabası, lira ve cinsinden değerlenen varlıklara kıyasla çok daha iyi bir konumda. Bunda, Başkan Trump kaynaklı risk algısındaki azalışın yine Başkan Trump kaynaklı haber akışı üzerinden yeniden şekillenmesi en önemli etken. Lokal tarafta ise maalesef bu tarz bir davranış biçiminden söz etmek henüz mümkün değil. Risk algısındaki bozulma, yerel varlıkları her kanal üzerinden negatif etkilerken, kısa vadeli beklentilerin de neredeyse orta vadeye dek uzanacak şekilde bozulmasına zemin hazırlıyor.
Geride kalan ayda küresel hisse senetleri 2 ay sonra artıya dönmeyi başarırken, ABD hariç sepet ile baktığımız çok daha çekirdek eğilimi gösterir işlemler, %3’ün hemen üzerinde primle karşımıza çıkmakta. Burada ana etken, ABD merkezli riskten kaçış eğiliminin yine en çok ABD varlıklarını baskılaması. Öte yandan gelişmekte olan ülkeler grubu ise 4. ayı da artıda tamamlamayı başararak 2025’te pozitif yönde ayrışmayı başaran ender fiyatlama performanslarından birisine imza atar konumda. Tüm bunlar olurken S&P 500’deki eğilim ise %1’e yakın değer kaybı ile üçüncü ayın da negatifte tamamlanması şeklinde karşımıza çıkıyor. Emtia tarafında petrol fiyatları %15’ten fazla değer kaybederken, riskten kaçış, güvenli liman arayışı, merkez bankalarının talebi ve spekülatif pozisyonlanmadaki artış etkisiyle ons altın %5 yükselişle Ocak-Nisan döneminin tamamında değer kazanmayı başarmış durumda. ABD’de tahvil faizleri kısa vadede (2y) -28bp ile Fed’in erken faiz indirimi ve ABD resesyonuna oynayan kesimin isteğini gösterirken, %4.28 bölgesinden başlayan düşüş hareketinde bir diğer aşamaya geçmiş oldu. Eğrinin uzun tarafı ise çok daha temkinli ve sakin; 10y vadeli -4bp seviyesinde tamamladı.
BIST 100, nisanda %6 eğer kaybetti
Yerel varlıklardaki satış baskısı, bundan çok daha önemlisi, risk algısındaki bozulma derin şekilde hissedilir ve görülür vaziyette. Ana endeks konumundaki BIST 100, Nisan’da, %6 değer kaybederken, bankacılık sektörü hisselerindeki fiyatlama %9 düşüşle çok daha derin oldu. Aynı dönemde sanayi kesimi %4 değer kaybederken, nispeten çok daha sınırlı değer kaybını, uzun süredir zaten bu tarafta açıklanan bilançoların çok kötü vaziyette olmasına ve pozisyonlanmanın da sınırlı kalmasına yormak fazlasıyla mümkün. Lira, son 6 ayın tamamında, aylık bazda, dolar karşısında %1’in üzerinde gerilerken, nisanda sepet bazındaki performansı %4 oldu. Tam bu aşamada faizlerdeki seyir, olan biteni anlamak adına çok daha yardımcı olabilir. Dolar cinsinden gösterge kağıt olan 10 yıl vadelide +20bp’lık performansla şubat-nisan döneminin tamamı yükselişle geçilirken, 3 aylık periyodun muhasebesi +54bp oldu. Aynı vadenin TL karşılığı ise +139bp ile nisanı, +827bp ile de şubat-nisan dönemini ardında bıraktı.
TL’de yeni hikaye oluşması kolay görünmüyor
İç ve dış faktörlerin, aynı zamanda da fiyatlama performanslarının ayrıştığı bir süreçten geçiyoruz. TL ve cinsinden varlıklardaki işlem mekanizması, bilhassa hisse senetlerinde, alternatif getiriler ve para politikasına dair beklentiler üzerinden bekle-gör moduna geçtiğinden kısa vadede çözülmesi ve yeni bir hikaye yaratması pek kolay görünmüyor. Bu aşamada en olası vade dilimi, Haziran ayındaki PPK toplantısındaki muhtemel yönlendirmeler ve temmuz olarak şekillenmekte. Zaten son derece zayıf seyreden finansallar açısından para politikasındaki yeni-ek sıkılaşma süreci, baskılayıcı koşullar paralelinde en az 3-4 aylık bir rahatlama periyodunu da öteleme mecburiyeti yaratıyor. Bu da BIST’in diğer enstrümanlar karşısında listenin alt sıralarına itilmesine neden oluyor.