Finansta güç dengesi değişiyor: Para devletlerin sembolü olmaktan çıkıp dijital ekosistemlere kayıyor; finans artık devletlerin değil, algoritmaların ve platformların kurduğu yeni bir egemenlik alanına dönüşüyor.
Para çözülüyor. Kimlik kayıyor. Kelimeler veri izlerine dönüşüyor. Paranın üzerinde hangi yüzün basılı olduğu önemsizleşiyor. Açık açık cümlelere dökülmese de henüz… sorulması gereken sorulardan bazıları şöyle:
Para denen değer, hangi algoritmanın içinde saklanıyor?
Ulusal otoritelerin yerini API’ler, protokoller, blokzincirler mi alıyor?
“Bu para hangi ülkenin?” sorusunu “Bu para hangi ekosistemin?” sorusu diye mi devşirmeliyim?
Kimlik, coğrafyadan değil, ağdan mı türetiliyor?…
Deli deli sorular mı, ne diyorsunuz; daha delicesini türetmek üzereyim; “Finans dili” dediğimiz şey, zorunluluktan doğarken kendimizi bir “cansız”a anlatabilmek için canımızı dişimize takıp yeni bir dil icat etmek zorundayız. Nasıl olacak, kim öğretecek… kimler öğrenebilecek?
Finans serisinin ilk bölümünde analist-danışman Ussal Şahbaz’la “Parasız Çağ”ı konuşmuştum. Bu yazı, serinin ikinci adımı. Kutu dışı düşünmeye davet ediyorum ve sınırdan içeri giriyorum: Finansı artık bir teknik alan değil, doğrudan egemenlik ve iletişim meselesi olarak okumak istiyorum.
Kimlik neden silikleşti?
IMF’nin 2024 tarihli Finance Function Migration raporu durumu berrak biçimde açıklıyor:
Finansın üç çekirdek fonksiyonu -likidite, kredi, ödeme- bankalardan teknoloji platformlarına kayıyor.
Bu teknik bir kaymadan öte; doğrudan egemenliğin yer değiştirmesi. Para devlet–vatandaş sözleşmesinin sembolü olmaktan çıkıyor; platform–kullanıcı sözleşmesinin yan ürünü haline geliyor. Paranın kimliği devletin değil, protokolün mülkiyetine geçiyor. Egemenlik, sessizce, kimsenin fark etmediği bir yerden kırılıyor.
Bir adım geriye: Bankalar güçlendi, sistem zayıfladı
2008 krizinden sonra bankalar tarihin en sıkı güvenlik kuşatmasına alındı. Sermaye tamponları yükseltildi, stres testleri ağırlaştırıldı. Bankalar daha sağlam. Ama finans sistemi değil.
Risk, ortadan kalkmadı; sadece görünür alandan görünmez alana aktı. IMF bunu “risk migration” diye adlandırıyor.
Sistem bankaların dışında kalan ya da orada gelişmeyi tercih eden yapılar yüzünden kırılgan. Varlık yönetim fonları, ETF’ler, BigTech platformları, stablecoin ihraççıları, DeFi havuzları…
Hiçbirinin altında güvenlik ağı yok. Sistemin merkezindeki yapı güçlendikçe, çevresi tehlikeli biçimde savunmasızlaşıyor.
Finansın yeni dili
Kırılmayı en somut şekilde kredi alanında görüyoruz. Krediye başvuran birey-insan; krediyi veren ise algoritma. Eskiden konuşarak ikna ederdiniz; bugün davranarak. Algoritmalar empati bilmez. Hikâye dinlemez. Bağlam okumaz. Sadece patern görür. Sürekliliğe, hızlara, harcama ritmine bakar.
Öyleyse finansın dili artık davranışsal diyebiliriz. İstatistiksel verilerin içine gömülü. Bir anlamda değil tam anlamıyla bağlam körü ama veri zengini… Tutarlılığa duyarlı. Önümüzdeki tamamen makine mantığına göre kurgulanmış bir yapı. Amazon’un 2024’te küçük işletme kredilerini bir gecede durdurması bunun en çarpıcı örneği. Devlet yok, sigorta yok, muhatap yok. “Algoritmanın o günkü kararı” var.
İnsan kendini makineye nasıl anlatır? Makine hangi davranışı sadakat, hangisini risk sayar?
Bu sorular finans sektörünün mü ya da ne kadarı… hiç mi değil; iletişim disiplinin soruları mı bunlar?... Finans, insan–insan ilişkisi olmaktan çıkıp insan–makine iletişimine dönüşürse yeni ortamın analiz ve yorumlarını kim yapacak, sistemi gerektiğinde kim düzeltecek?
Türkiye-Arjantin-Venezuela: Aynı hikâyenin üç tonu
Paranın kimlik kaybı ülkelerin davranışlarını da yeniden şekillendiriyor. Türkiye, Arjantin ve Venezuela’da yerel para birimi değer kaybettikçe stablecoin günlük hayatın parçası oluyor. Bu tercihler bir yatırım stratejisi değil; hayatta kalma içgüdüsü.
IMF’nin stablecoin kullanım coğrafyası analizine göre bu üç ülke aynı kümeye düşüyor. Ortak özellikleri yüksek enflasyon, düşük para güveni, dijital dolarlaşma. Tablo paranın ulusal kimlikten kopuşunun en görünür kanıtı.
Türkiye’de USDT ve USDC günlük işlemlerde istikrarlı biçimde yükseliyor. Arjantin’de stablecoin, enflasyonun panzehiri değil; sığınak. Venezuela’da ikinci bir “halk finansı” oluşmuş durumda. Para küresel dijital ağların ürünü.
Brezilya’nın ayrık hikayesi: PIX ve dijital egemenliğin icadı
Aynı tabloya Brezilya’yı da eklediğinizde jeopolitik netleşiyor. Brezilya, PIX ile finansal egemenliği yeniden kurdu. IMF’nin Tech Meets Finance başlıklı makalesi şöyle tanımlıyor: “Dijital çağda devlet egemenliğinin yeniden icadı.”
PIX’in gücü basit ama hayati: Özellikleri; ücretsiz, anlık, herkese açık, kripto kadar hızlı, BigTech kadar pratik. En önemlisi, devletin tasarladığı ulusal altyapı. Brezilya, platformların elinden para üzerindeki etkiyi geri almış. Bu nedenle Türkiye–Arjantin–Venezuela ile Brezilya aynı denklem içinde, farklı yerlerde duruyor. Bir tarafta parayı platformlara bırakan ülkeler; diğer tarafta egemenliği geri almaya çalışan bir ülke.
2026–2030 finans öngörüsü
Tartıştığımız egemenliğin yeni düzlemi, önümüzdeki birkaç yıl, finansın kimliğini kökten değiştirecek. Para dijitalleşecek ama yeni bir ulusal kimlik kazanmayacak; ekosistemin parçası olacak. Bankalar güçlü kalacak ama krizler bankalardan değil, sistem dışı “yan yollardan” çıkacak. Yapay zekâ kredi tahsisini neredeyse tek başına yönetecek. Finansal okuryazarlık, duygu ve sözden çok davranış ve veri üzerinden tanımlanacak. Parasal egemenlik anayasal metinlerin paralelinde düzenleme ve gelişmelerin bir bütünü olacak. Bunlardan biri de kuşkusuz dijital protokoller.
İnsan–para ilişkisinin kendisi de değişecek. Gerçek dışı görünse de insan, kendini bir algoritmaya kanıtlayacak. Güven göz temasıyla değil; veri sürekliliğiyle sağlanacak. Egemenliğin böylece mikro davranışların toplamına dönüştüğünü söyleyebilir miyiz?
Aklıma gelmişken, konuya da nokta koymadan önce size de sorayım, bakalım nasıl gelecek kulağınıza;
Egemenlik hangi dilde kurulacak?
Makine, insanın hangi davranışını güven, hangisini tehdit olarak kodlayacak?
Makineye hangi dilde “krediye değer” olduğumuzu anlatmalıyız?
Bu yazı, finansı iletişim meselesi olarak okuma çabasıydı. Katkılarınızı beklerim.
Dikkatinize sunmak istediğim kaynaklar
- Finance Changed Risks Didn’t; New technologies are rewiring liquidity, payments, and economic stability - Yao Zeng
- TECH MEETS FINANCE, Iñaki Aldasoro, Jon Frost, and Vatsala Shreeti
- THE MONEY DIALOGUES, Tommaso Mancini-Griffoli