Bir okuldan fazlası, bir loncanın ruhu
Bazen bir okul, yalnız mezunlarını değil; bir geleneği büyütür. Mengen’in sisli sabahlarından 40 yıl önce doğan o okul - Aşçılar Lisesi - bugün Türkiye’nin mutfaklarında sessiz bir örgü gibi ilerliyor. Her mezun, bir diğerine “el vererek” zinciri tamamlıyor. Bu okuldan mezun altı şefle aynı masadayım. Her biri başka otellerde görev yapıyor; ama aynı terbiyenin, aynı disiplinin insanları. Konu yalnızca yemek değil; sabır, saygı ve emeğin yıllar boyu aktarıldığı bir kültür: Bir okuldan fazlası, bir loncanın ruhu.
Karşımda; Soner Kesgin (Swissôtel The Bosphorus, Executive Chef), Özgür Üstün (Four Seasons Hotel Sultanahmet, Executive Chef), Okan Aydemir (Raffles İstanbul, Executive Şef), Serhat Eliçora (İzaka Terrace, Executive Şef), Şafak Erten (JW Marriott İstanbul, Executive Şef) ve Doğukan Kara (Hagia Sofia Mansion Curio Collection by Hilton & Sur Balık, Executive Şef).
Hepsi aynı iklimin mezunları… İlk fark edilen, aynı diplomadan öte, aynı terbiyenin, aynı “meslek kültürü”nün mezunları oluşları.
1982’de düzenlenen ilk Mengen Aşçılık ve Turizm Festivali, bu mesleğin Anadolu’daki saygınlığını görünür kılmış, ardından “bu geleneği bir okul çatısı altında yaşatalım” fikrini doğurmuştu. O heyecanın devamı olarak 25 Ekim 1985’te Bolu / Mengen Aşçılar Turizm Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi açıldı.
Bugün Türkbeyli Mahallesi’ndeki Fatih Kılıç Caddesi No:20 adresinde eğitim veren okul, yaklaşık 450 öğrencisi ve 34 öğretmeniyle örgün aşçılık eğitiminin öncülerinden. Mezunların dayanışmasını kurumsallaştıran AŞOMDER (Aşçılık Okulu Mezunları Derneği) ise 2007’den bu yana kamp, eğitim ve burs programlarıyla “el verme” geleneğini yaşatıyor.
Bu haberin devamı ve köşemizdeki diğerler yazıların ayrıntıları için lütfen https://www.ekonomim.com/yasam-keyfi adresine geçiniz...
Altın Portakal’ın kalbi “Tavşan İmparatorluğu” diye attı
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin “Kalpten” mottosuyla düzenlediği 62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, sinemacılara, seyircilere ve tüm katılımcılara hayal ve umut dolu günler armağan etti. Cam Piramit’te düzenlenen ödül töreninde gecenin yıldızı, yönetmen Seyfettin Tokmak’ın yönettiği “Tavşan İmparatorluğu”oldu.
Film, En İyi Film, En İyi Yönetmen, Film-Yön En İyi Yönetmen, En İyi Görüntü Yönetimi, En İyi Sanat Yönetimi, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ve Sungu Çapan Sinema Yazarları Ödülü olmak üzere toplam yedi Altın Portakal kazandı.
ENKA Sanat’ta müziğin ve tiyatronun buluştuğu günler
Bazı mekânlar vardır, takvimde sadece tarihleri değil, sesleri ve duyguları da taşır. ENKA Sanat, 4 Kasım – 23 Aralık tarihleri arasında müziğin ve tiyatronun iç içe geçtiği yeni sezonuyla, izleyicisini yine sanatın çok katmanlı dünyasına çağırıyor.
Sezon, Burçin Büke’nin “Klasikten Caza: Bir Müzikal Yolculuk” başlıklı konseriyle açılıyor. Klasik müziğin disiplininden cazın özgürlüğüne uzanan bu yolculukta sanatçıya Eylem Pelit ve Volkan Öktem eşlik edecek. Büke’nin uzun süredir üzerinde çalıştığı Piyano Sonatı adlı eserin ilk kez seslendirileceği bu konser hem bir prömiyer hem de sanatçının yaratım serüvenine tanıklık niteliğinde.
Demir tekerleklerin 200 yıllık serüveni
Demiryolu... Buharın gücüyle hareket eden demir tekerleklerin insanlık tarihine kazıdığı en uzun yolculuklardan biri. 1825’te İngiltere’de Stockton–Darlington hattında ilk kez halka açık bir buharlı tren ilerlediğinde, dünya artık eski dünya değildi. 200 yıl sonra, o değişimin yankısı hâlâ rayların üzerinde sürüyor. Türkiye’nin ulaşım, endüstri ve iletişim tarihine adanmış ilk ve tek sanayi müzesi olan Rahmi M. Koç Müzesi, bu büyük serüveni kendi zengin koleksiyonuyla kutluyor.
Olten Filarmoni Orkestrası, İzmir’i evrensel ezgilerle buluşturuyor
Klasik müziğin evrensel dilini İzmir’den dünyaya taşıyan Olten Filarmoni Orkestrası, yeni sezonda sanatseverleri Elhamra Sahnesi’nin tarihi atmosferinde müzik yolculuğuna çıkarıyor. Vivaldi’den Mozart’a, Schubert’ten Haydn’a uzanan repertuvar; tango, vals ve film müziklerinin zarafetiyle birleşerek, sezon boyunca İzmir’in kalbinde bir sanat şöleni yaratacak.
Locarno Film Festivali İstanbul’da!
İstanbul Modern Sinema, dünyanın en köklü film festivallerinden Locarno Film Festivali’ni üçüncü kez İstanbul’a taşıyor. Türk Tuborg A.Ş.’nin katkılarıyla, Goethe-Institut Istanbul, İsviçre İstanbul Başkonsolosluğu ve Avusturya Kültür Ofisi destekleriyle gerçekleştirilen bu özel buluşma, 20–30 Kasım tarihleri arasında sinemaseverleri çağırıyor.
Programdaki tüm filmler, Türkiye’de ilk kez gösterilecek.
İsviçre’nin dağlarından çıkan, özgürlüğüyle anılan Locarno Film Festivali, 78. yılında da bağımsız sinemanın nabzını tutmaya devam ediyor. İstanbul Modern’in beyaz perdesine konuk olacak seçki, yenilikçi sinemanın en taze örneklerinden oluşuyor: tamamı Türkiye prömiyeri olan 10 film, izleyiciyi alışılmışın dışına çağırıyor.