Pandemiyle birlikte, yıldızı parlayan sektörler arasında sağlık ve dijital öne çıkıyor. Dünyada en hızlı büyüyecek alanlar arasında gösterilen bu iş kolları, Türkiye’deki büyük topluluklarından da yakın takibinde.
Dijitali, yeni ekonomi vizyonunun ayrılmaz bir parçası olarak gören Sabancı da, 2022 yılında bu iki iş kolunu tek çatı altında birleştirdi. İlk olarak “Sabancı Ageas Sağlık Sigorta A.Ş” olarak kurulan şirket, geçtiğimiz günlerde markalaşma sürecini ve tüm teknolojik altyapı çalışmalarını tamamlayarak sektöre MediSA olarak adım attı. Şirketin vizyonunu, gelecek hedeflerini, gitmek istediği yolu MediSA Kurucu Genel Müdürü Esra Öge’den dinledim:
“Özel bir sağlık sistemiz kuruyoruz”
“Biz MediSA’yı bugün sadece bir ‘sağlık sigorta şirketi’ olarak tanımlamıyoruz. MediSA, sigorta ile dijital sağlık hizmetlerini bir arada sunan bir ekosistem oyuncusu. Bir nevi, ‘özel bir sağlık sistemi’. Yani sigorta hizmetleri ile birlikte, sağlığınızla ilgili ihtiyacınızı karşılayabilecek her türlü dijital sağlık çözümünü de size sağlayacak bir platform. Bunu yaparken temel yetkinliklerimiz var, güvendiğimiz kaslarımız var. Birincisi; biz sigortacılık alanında son derece deneyimliyiz. İkincisi dijital gücümüz. Sadece sahip olduğumuz anlayış, perspektif değil bunu yapmak için yeterli yetkinliklerimiz var. Ve üçüncüsü dağıtım kanallarımızın gücü. Sabancı Topluluğu olarak çok geniş bir müşteri bazına ulaşma şansımız var. Bunları bir araya getirerek sigortacılık ile dijital sağlık hizmetlerini bir arada sunan yenilikçi bir yaklaşım getirmek istedik sektöre.”
“Tedavi aslında sadece bir yara bandı”
“Sürdürülebilirlik konusu Sabancı Topluluk Vaadi’nin de merkezinde. Dolayısıyla, bizim de sürdürülebilirlikle olan ilişkimiz çok güçlü. Her işin başı sağlık, bunu hep söylüyoruz. Bunun en güzel örneğini pandemide gördük. Bununla birlikte, pandemide şunu da deneyimledik. Evet, birtakım ülkeler belki daha geniş, daha konforlu, daha havalı kamaralarla seyahat ediyorlar ama aslında hepimiz aynı gemideyiz. Bu minvalde sağlığı sadece bireysel seviyede değil aslında toplumsal seviyede bir konu olarak görüyoruz. O yüzden de sürdürülebilir ve sağlık bize göre çok iç içe geçmiş kavramlar. Biz sigortacılık yapıyoruz, dijital sağlık hizmetleri ile bireylerin sağlıklı yaşamını destekleyeceğiz; ama daha esas olan aslında hep birlikte sürdürülebilir bir gelecek yaratmak. Önce sağlıklı toplumlara ihtiyacımız var. O sağlıklı toplumlar da sağlıklı bireylerden doğacak. Kendimizi konumlandırdığımız yer bizim burası. Sağlık deyince aklımıza hep tedavi geliyor ama aslında o bir yara bandı. ‘Ben tedavi değil de sağlıklı bir yaşamı daha doğuştan nasıl yerleştirebilirim’ şiarıyla yola çıktığımızda da aslında konu bizi sağlıkta fırsat eşitliğine, ekonomik yapıyı güçlendirmeye, sosyal adalete götürür. Dolayısıyla da sağlığa girmemizin ve bu alandaki yatırımlarımızın ana dayanaklarından birisi buna katkıda bulunmak.”
“Sadece ödeyici kısmında değil, tüm sağlık yolculuğunda olmayı hedefliyoruz”
Sağlık bir yolculuk ve hepimizin yolculuğu da kendimize özgü. Bu yolculuğun ilk adımı sağlığın kıymetini bilmekle başlıyor. Sağlığın kıymetini biliyoruz ama başımıza bir belirti geliyor, bir şeyle karşılaşıyoruz diyelim. O noktada doktora gitme ihtiyacımız oluyor. Bunun için bir araştırma yapıyoruz: ‘Nereye gitmeliyim?’, ‘Kimden destek almalıyım?’, ‘Doğru tedaviyi alıyor muyum?’ ve belki de en önemlisi ‘Bunu nasıl ödeyeceğim?’. Özel sağlık sigortamdan mı, kendi cebimden mi? Ve en sonunda da ‘ben iyileştim mi?’. Dolayısıyla önleme, teşhis, tedavi, ödeme ve kontrolden geçen bir zincir var. Normalde sigorta şirketleri, işin sadece ödeyici kısmında. Bizim amacımız bunu değiştirmek. MediSA önemli bir finansman şirketi olmalı. Ama bunun yanında biz MediSA’yı tüm sağlık yolculuğunda sizin ihtiyacınız olan bilgiye ulaşmanızı sağlayan, sizi bu anlamda yönlendiren, her adımda yanınızda olan bir şirket haline getirmeye çalışıyoruz. Hedefimiz MediSA’yı sadece bir sağlık sigorta şirketi değil aslında dijitalin gücüyle 360 derece sağlık deneyimi sunan bir özel sağlık sistemi haline getirmek.”
Türkiye olarak, ‘veri zengini’ bir ülkeyiz
▶“360 derece sağlık deneyimi dediğiniz noktada, bunu bir şirket oyunundan ziyade bir ekosistem oyunu olarak görmeniz gerekiyor. Dolayısıyla burada stratejik iş birlikleri çok önemli. Mesela, bizim hali hazırda çok geniş yelpazede sağlık kuruluşlarıyla anlaşmalarımız var. Onlarla bugün ödeme anlaşmalarımız var ama onların doktorlarını kullanmak, onların yetkinliklerinden kullanmak da ana hedeflerimizden. İşin teknoloji ve yazılım tarafına baktığınızda, burada Sabancı’nın da çok ciddi, çok güçlü yatırımları var dijital alanda. Bunlardan da faydalanıyoruz. Diğer yandan veri konusu çok ama çok önemli. Biz ülke olarak veri konusunda çok şanslıyız. Çoğu ülkeden çok daha iyi yapılandırılmış, her birimizin sağlık verisinin dijital ortamda tutulduğu bir e-nabız sistemine sahibiz. Gerçek anlamda, veri zengini bir ülkeyiz. İnanın çoğu ülkede bu yok. Aynı şekilde, dijital sağlık hizmetlerinde çok önemli öncü bir regülasyona sahibiz. Teknoloji ve dijitali bir araya getirdiğimizde, oyunun maliyet yönetimi kuralı da değişiyor. Bizim de oyunu oynamak istediğimiz yer burası.”
Farklı gelir grupları için farklı çözümler sunulmalı
“Sigortada çok ciddi bir büyüme potansiyeli var. Bizim penetrasyon oranlarımız, kendimize rakip olarak gördüğümüz ülkelerin üçte biri oranında bile değil. Bu bir fırsat ama bunu iyi okumak lazım. özellikle ürün geliştirmede, her hedef kitleye uygun çözümler geliştirebilmek şart. Yüksek gelir düzeyinin ihtiyacına, beklentisine göre bir paket sunarken, alım gücü daha düşük olan bireyler için farklı bir değer önerisi sunabilmek bizim ana odak noktamız. Bunu yaparken, en önemli konu maliyet yönetimi. Bunun da anahtarı teknoloji.”
Türkiye’de ortalama bir kişi yılda 9 kez hastaneye gidiyor
“Sağlık, yaşlandıktan sonra maliyet yönetimi yapılarak değil aslında daha sağlıklı kalarak yönetilmesi gereken bir süreç ülkeler için. Sağlıklı yaşamadığınız zaman kronik hastalıklar da artıyor. Diyabet önlenebilir bir hastalık mesela. Ama Türkiye diyabette en fazla yatış olan ülkelerden bir tanesi. Bunun maliyeti çok büyük. Burada basamak sistemi de işin çok önemli bir boyutu. Bizim aslında iki basamaklı bir sağlık sistemimiz var. Birinci basamak sistemi aile hekimlikleri. Siz boğazınız ağrıdığında hastaneye gitmek yerine sizi takip eden doktora gidersiniz. Eğer siz bu birinci basamakta işinizi çözemiyorsanız, tam teşekküllü hastaneler devreye girer. İkinci basamağa girersiniz. Orada da çözümlenemiyorsa bu konu üniversite hastaneleri gibi daha derinlemesine araştırma yapan yerlere gitmeniz gerekir. Bizim sağlık sistemimiz bunun üzerine kurulu ancak bugün bu sistemin işletilmesinde sıkıntılar var. Her boğazımız ağrıdığında biz üniversite hastanesine gidiyoruz. Bugün ortalama bir kişi 9 kere hastaneye gidiyor. Bunun bir bölümünü bile biz dijitale taşıyabilirsek, ülkemiz için de çok büyük bir fayda yaratmış oluruz.”
Bilgi kirliliğini engellemek için sağlık kütüphanesi kuruyoruz
“Sağlık okuryazarlığının artırılması çok önemli. Doktorun koyduğu bir teşhisi anlayabilmemiz lazım. İlacı doğru kullanabilmek, iki ilacı bir arada alırsanız başınıza neler gelebileceğini bilmek bile çok önemli. O yüzden de bir sağlık kütüphanesi başlattık bilgi kirliliğinin önüne geçebilmek adına. Bu sağlık kütüphanesinde şu anda doktorlar tarafından gözden geçirilmiş 90’ın üzerinde makaleyi herkese sunacağız. Sadece kendi müşterilerimize değil, kendi platformlarımızdan herkese açmak istiyoruz.”