Limanlar, sanayiden sayıldıkları hâlde, elektriği sanayi tarifesinden değil, kamu ve özel hizmetler tarifesinden ödüyor. Bu çifte standardın, sektöre maliyet yüklemekten başka bir amacı yok!
2008’de ‘istihdam paketi’ olarak adlandırılan 5763 Sayılı Kanun ile İş Kanunu ve bazı kanunlarda önemli değişiklikler yapılmış. İşverenler üzerindeki istihdam yükü azaltılacak, işyeri açmak kolaylaştırılacakmış.
İş Kanunun 111. Maddesinde yapılan değişiklikle sanayi, ticaret, tarım ve orman işleri tanımlanmış. Daha net anlaşılsın diye; 3 Eylül 2008 tarihli Çalışma Bakanlığı Yönetmeliği ile “İş Kanunu’nun uygulanması bakımından sanayi, ticaret, tarım ve orman işleri listelenerek, kapsanan işler teker teker sayılmış. Sanayiden sayılan 102 iş arasında 91. Sırada ‘limancılık’da yer almış. Sanayiden sayılan 100’üncü sıradaki iş ise; “Hammadde, yarı ve tam mamul ürünlerin istasyon, antrepo, iskele, liman, havaalanı, hipermarketler, serbest bölgeler ve özel gümrükleme sahaları ve benzeri yerlerde her türlü yükleme, boşaltma ve depolanması işleri…” şeklinde yine ‘sanayi işi’ olarak belirtilmiş.
Peki limancılık, sanayiden sayılan iş ise, bu işte kullandığınız elektriğin parasını hangi tarifeden ödemeniz gerekir? “Sanayideen!..” demeyin, öyle olmuyor işte!
O tarafın da kendine göre bir mevzuatı var. (EPDK’nın 5999- 3 Sayılı Kararı 31.12.2015- 29579 Sayılı Resmi Gazete) Kurul bu kararla abone gruplarını; Sanayi, Tarım, Mesken, Aydınlatma ile Kamu ve Özel Hizmetler Sektörü ile Diğer Abone Grubu olarak sıralamış.
Detayında elektrik faturasını sanayi grubu tarifesinden ödemek için,’ üretim yapmak’ ve ‘sanayi siciline kayıt yapmak’ gerektiğini şart koşmuş. (6948 Sayılı) Sanayi Sicili Kanunu’nun 2017’de düzenlediği sanayi tanımında; “Bir maddenin vasıf, şekil, hassa veya terkibini” değiştirmek zorunlu tutulmuş.
Sonuçta o yasada sanayiden olan limanlar, bu yasa ve kararda sanayi dışından olmuşlar ve ‘torba’ya yani Kamu ve Özel Hizmetler Sektörü ile Diğer Abone Grubu’na sokulmuşlar.
Yordu biliyorum ancak, liman olarak faaliyet gösterdiğinizde kullandığınız elektriğe enerji bedeli olarak sanayiye göre yüzde 10, dağıtım bedeli olarak da yüzde 76 fazla para ödediğinizde daha fazla yoruluyorsunuz
Ömrünü bu işlere vermiş deneyimci limancılar da bu muameleyi hak etmediklerini söylüyorlar.
Üstelik 2008’lerde bile limanlarda yeşil dönüşüm için dizelle çalışan tüm ekipmanların elektrikle çalıştırılması isteniyor. Hatta bugün bile bunun için teşvikler de sıralanıyor. Ancak teşvikler içinde limancılar açısından ne yazık ki daha çok kullanılması istenilen, hatta ‘yeşil’ olması önerilen ‘elektrik’ yok.
Bütün bu işleri düzenleyen ve bugüne kadar tamı tamına 51 kez değişiklik yapılan EPDK mevzuatında OSB’ler için, serbest bölgeler için bir ‘özel’lik var, ancak üretileni taşıyacak olan limanlar için yok. Üstelik limancıların derneği 2008’de bu çifte standarda dikkat çekerek başvuruda bulunmuş ancak ancak bir sonuç alınamamış.
Bir çifte standardı da OSB’ciler dile getiriyor. Konu kiralama meselesi. OSB’de bir yatırıma niyetleniyorsun ancak bir nedenle yatırımı tamamlasan bile işletmeye açmaya, kapasite büyütmeye gücün yetmiyor. “Bari binayı yapayım da kiralayayım” diyorsun. Zaten birçok yatırımcı da artık bina yapmak yerine bina kiralamak istiyor.
Buraya kadar güzel ancak; Sana soruyorlar: “Ruhsatı ne zaman aldın?” Sen de cevaben soruyorsun: ”Neden?” Meğer, 4 Eylül 2024 öncesi ruhsat almışsan bir yıl işletme zorunluluğu olmadan kiralama hakkın var iken, bu tarihten sonra ruhsat almışsan, yatırımı tamamlayıp, işyeri açma ve çalışma ruhsatını alıp ve de bir yıl işletip, ancak ondan sonra kiraya verebiliyormuşsun.
Kiralama tıkanınca, OSB’ler de başlıyormuş sıkışmaya. Örneğin genişleme bölgesi olanlar, yeni alanlar açanlar yatırımcıya ön tahsis yapmışlar. Aldıkları bedellerle altyapıyı bitirmişler. Sıra tahsise gelip, yatırımcı “Kiraya vereceğim” diye ayak direyince, üstelik “Kiralamıyorsan tahsisi iptal et” dediğinde işler daha da karışıyormuş. Çünkü OSB yönetimi olarak tahsisi iptal ettiğin zaman, arsa bedelini yeniden değerleme farklarını da ekleyerek ödemek zorundasın. OSB’nin bunu verecek parası yok. Ne yapmak lazım? “Bu arsayı yeniden tahsise aç, katılımcı gelsin, ondan aldığın parayla borcunu öde…”
İyi güzel de hâlihazırda tahsise açık yerlere talep alamayan OSB, yeni tahsise açılmış yerlere nasıl talep alacak? Doğal olarak kilitlenip kalacak. Çözüm ne? OSB’cilere göre kiralama konusunda eskisi yenisi olmadan aynı standardın uygulanması gerekli. Yatırımcı inşaatı bitirsin, ruhsatı alsın ya işletsin, ya kiraya versin…