BÜLENT GÖRER - TRASTA Finans Grubu CEO’su
Finansal analizde “likidite rasyosu” (asit-test oranı) dendiğinde, çoğu zaman sadece bir sayı okunur. Oysa bu oran, bir şirketin gerçek ödeme gücünü değil, bilançodaki teknik sınıflandırmaların bir yansımasını gösterir. Bazen muhasebe kuralları, ekonomik gerçeğin üzerini örtebiliyor. Bugün bu minvalde likidite rasyosu üzerinden kurallar ve okumalar üzerine bir görüşümü paylaşmak ve literatürde stratejik finansal bakışı derinleştirmeye çalışacağım:
Likidite rasyosu nedir?
Likidite oranı, diğer adıyla asit-test oranı, bir firmanın kısa vadeli borçlarını ödeyebilme gücünü gösteren bir orandır. Stokların kısa vadede nakde dönüşmesinin güç olduğu varsayımına dayanır. Bu nedenle formülden stoklar çıkarılır:
Likidite Oranı (Asit-Test) = (Dönen Varlıklar – Stoklar) / Kısa Vadeli Yükümlülükler
- Cari Oran = Dönen Varlıklar / Kısa Vadeli Yükümlülükler
Ancak eğer amaç “gerçek ödeme gücü”nü ölçmekse, likidite oranına geçmek ve muhasebedeki teknik yükümlülükleri de sorgulamak gerekir.
Basit Bir Örnek Bilanço
|
Bilanço Kalemi |
Tutar (TL) |
|
Nakit ve Bankalar |
400.000 |
|
Ticari Alacaklar |
600.000 |
|
Stoklar |
500.000 |
|
Toplam Dönen Varlıklar |
1.500.000 |
|
Kısa Vadeli Mali Borçlar |
400.000 |
|
Ticari Borçlar |
500.000 |
|
340 Alınan Avanslar |
300.000 |
|
Toplam KV Yükümlülükler |
1.200.000 |
Klasik oran hesaplamaları
Bu verilere göre klasik alışılagelmiş oranları hesaplarsak;
- Cari Oran = 1.500.000 / 1.200.000 = 1,25
- Asit-Test Oranı (Stok hariç) = (1.500.000 – 500.000) / 1.200.000 = 0,83
İlk bakışta işletme zayıf bir likiditeye sahipmiş gibi görünür. Ancak bilançodaki 340 Alınan Avanslar kalemini doğru okuyarak, finansal strateji değişir mi gelin birlikte değerlendirelim;
340 alınan avanslar: Finansman aracı, borç değil
“340 – Alınan Sipariş Avansları” hesabı, teslim edilmemiş mal veya hizmet için müşteriden alınan avans bedelidir. Bu tutar aslında bir borç değildir; ileride 120 Alıcılar hesabına virmanlanacak geçici bir hesap niteliğindedir. Fiilen kasadan bir para çıkışı gerektirmez, aksine işletmeye nakit girişi sağlar. Bu yönüyle, bir finansman yönetimi aracıdır. Bu nedenle düzeltilmiş oran hesaplamalarında ayıklamak daha doğru olacaktır. Bu ayıklama işlemi startejik finans bakış açısı içinde önemli ve anlamlıdır ki TCMB’nin sektör hesaplamalarında Likidite (Asit-test) Oranının hesaplamasında sadece stoklar değil, gider tahakkukları ve diğer dönen varlıklar dahi ayıklanmaktadır. Bu ayıklamanın da doğru olduğunu ve Kabul edildiğini varsayarak ilave görüşümü paylaşmak istiyorum. (ratios_tr.pdf) (https://www3.tcmb.gov.tr/sektor/dosyalar/menu/ratios_tr.pdf)
Düzeltilmiş oran hesaplamaları
Alınan avansları bu kapsamda ayıklayarak oranları düzeltirsek:
- Düzeltilmiş Cari Oran = Dönen Varlıklar / (Kısa Vadeli Yükümlülükler – Alınan Avanslar) = 1.500.000 / (1.200.000 – 300.000) = 1,67
- Düzeltilmiş Likidite (Asit-Test) Oranı = (Dönen Varlıklar – Stoklar) / (Kısa Vadeli Yükümlülükler – Alınan Avanslar) = (1.000.000) / (900.000) = 1,11
Bu düzeltme sonrasında tablo değişir: Artık işletme, stok satmadan bile kısa vadeli borçlarını ödeyebilecek güçtedir. Elbette müşterilerine karşı edimlerini yerine getirme kapasitesini burada tartışmıyor ve bu makaleye konu etmiyorum. Müşteriye karşı edimlerini yerine düzenli getiren bir firmayı örneklemeye çalışıyorum.
Sonuç: Rakamı Değil, Mantığı Okumalı
Finansal analiz statik değildir; paranın zaman değeri kadar hesapların ekonomik anlamı da değişir. Nasıl ki klasik IRR (Internal Rate of Return) hesaplaması, zamanın etkisini göz ardı ettiği için daha sonra MIRR (Modified IRR) kavramına evrildiyse, likidite analizleri de artık benzer bir evrimden geçmektedir. Bugün stratejik finans, sadece oranlara değil, o oranın zamana, yapıya ve davranışa göre değişimine bakmayı gerektiriyor. Düzeltilmiş Likidite (Asit-Test) Oranı ya da Modified Acid-Test Ratio
Finansal analiz bir muhasebe ezberi değil, bir mantık egzersizidir. Likidite rasyosuna bakarken her borcu “nakit çıkışı gerektiren” zannetmek, resmi eksik okumaktır. 340 hesabı bir borç değil, nakit yönetimi başarısıdır. Gerçek analiz, oran üretmek değil; rakamın ardındaki hesabın mantığını, finansmanın zamanın etkisini ve davranışsal dinamikleri birlikte okumaktır.