Geçen hafta yaşlılık konusunda yazmıştım. MITnin geliştirdiği, yaşlılığı çalışmak için yaratılan bir fiziksel benzeşim (Si̇mulasyon) modelinden, bir elbiseden söz etmiştim. Bir dostum “Yaşlılığın avantajları üzerine bir makale yazsan ne iyi olur” dedi. İşte bu yazı, o isteğin bir sonucu.
Yaşlılık ne zaman başlar?
DÜNYA gazetesinde yazdığım zamanlarda idi. O dönem de yazılarımızı gazeteye uğramadan ulaştırırdık; ama e-mail ile değil de faks ile yollardık. Ancak özel günlerde gazetenin binasında bir araya gelirdik. Yine böyle bir gündü, yazarlar olarak davetliydik. Salonda bir grup çalışan ve yazar toplanmıştık. Gelen, gruba katılıyordu. Derken yazarlarımızdan Prof. Dr. Haluk Ülman kapıda göründü. Selam verip gruba yaklaştı. Ve aşağıdaki konuşma dizini, grubumuzdaki kişi sayısı kadar tekrarlandı: “Nasılsınız Hocam? İyiyim, yaşlanıyoruz işte. Yok, yok Hocam, iyi görünüyorsunuz”. Sonunda Haluk Hoca şöyle konuştu: “Bakın çocuklar size anlatayım. İnsan ömrünün değişik evreleri vardır. Bebeklik, çocukluk, ergenlik gençlik, orta yaşlılık, yaşlılık ve de sizin dediğiniz gibi “İyi görünüyorsunuz Hocam.”
Yaşlılık ne zaman başlar sorusunun cevabı zaman içinde değişimlere uğramış ve kültürlere göre de değişiklikler göstermiştir. Aslında yaşamın her evresi için böyle olmuştur. Örneğin, Karacaoğlan sevgili tanımında 20 yaşı eşik almış. Bir koşmasında şöyle demiş “Naçar Karacaoğlan naçar/Aşkın kitabın açar/ Yirmisinde vakti geçer/ Geçmez akçe, pula benzer.” Öte yandan Şair Dante, yaşlılığın 45 yaşında başladığını ifade etmiş.Diğer taraftan Birleşmiş Milletler ve çoğu bilim insanı yaşlılık için yaş eşiğini 60 olarak tanımlamış.
Yaşlılık konusu ile uğraşan uzmanlar (Gerontologlar) ise “60 yaş üstü” gibi geniş bir sınıfı kabul etmeyerek yaşlılar için yeni alt sınıflar tanımlamışlar. Örneğin, bir çalışmada (Forman, D. E.; Berman, A. D.; McCabe, C. H.; Baim, D. S.; Wei, J. Y. (1992). “PTCA in the elderly: The “young-old” versus the “old-old”“. Journal of the American Geriatrics Society. 40 (1): 19–22).tanımlanan sınıflar şöyle: (60-69) Genç-yaşlı (Young-old); (70-79) Orta-yaşlı(Middle-old); (80+) Çok yaşlı (Very old).
Yaşlılığın avantajları
Bir arkadaşım kısıtlı öğrenci bütçesi ile Amerika’da eski bir araba almıştı. Kendisine sormuştum “Arabanın durumu nasıl?”. Cevabı şöyle olmuştu:” Arabanın kornasından başka, her yerden ses geliyor”. İnsan vücudunda da yaşla birlikte araba benzeri bir durum ortaya çıkıyor. Vücut her noktasından sinyaller veriyor. Belki bu yüzden kimse yaşlılığı kabul etmek istemiyor. Örneğin BBC’nin yaptığı bir araştırmada yaşlılık başlangıç yaşı ortalama olarak 59 yaş çıkmış.Ama bu yaşın üstündekiler yaşlılık başlangıç yaşı olarak daha ileri yaşları vermişler.
Yaşlanma, eski çağlardan beri adeta çüreme gibi nitelendirilmiş. Hatta eski Yunanlılar yaşlılığı bir hastalık gibi görmüşler. Nasıl nitelendirirseniz nitelendirin, sevseniz de sevmeseniz de bundan kaçış yok; insanlar yaşlanıyor. Ve de gelişen tıp bilgisi ile bu sınıfa katılanların sayısı gün geçtikçe artıyor. Örneğin, yaşlanmada eşik 60 yaş dendiğinde dünyada 800 milyondan fazla insan bu eşiği geçmiş durumda.
Peki yaşlılığın insana kazandırdığı hiç mi bir şey yok? Son yapılan bilimsel araştırmalar yaşlılığın bazı yararlarını da ortaya çıkarıyor. BBC’nin bir yayınında (https://www.bbc.com/future/article/20151028-the-benefits-of-getting-older) yaşlılığın bazı yararları şöyle sıralanmış. Belirtilen yararlardan birisi, yaşlılıkta soğuk algınlığının azalması. Soğuk algınlığı ile ilgili bağışıklık sistemi yaş ile gelişiyormuş. Bu nedenle, örneğin 20 yaşındakiler yılda ortalama 2-3 kere soğuk algınlığına yakalanırken 50 yaş üstündekilerde bu sayı bir veya iki imiş. Yaşlılığın kazandırdığı bir başka yarar ise salgınlardan sağ çıkmak. Örneğin 1919 yılındaki grip salgınında dünyada 50 milyondan fazla kişi hayatını kaybetmiş. Kayıp en fazla 20-40 yaşları arasındakilerde görülmüş. 2009 yılndaki domuz salgını gribinde de en büyük kayıp 65 yaş altındakilerde yaşanmış. Yaşlılığın getirdiği bir başka yarar da alerji konusunda. Alerjik bünyelerde görülen olumsuz belirtilerin şiddeti yaş aldıkça azalıyormuş. Bu sıraladığım yararlar bilimsel araştırmaların verileri ile doğrulanmış gerçekler. Ama kişisel deneyimleriniz de bunları doğrulayabilir.
Bunlar yaşlılığın vücutta yarattığı fiziksel avantajlardı. Yapılan araştırmalar yaşlılığın bazı diğer avantajlarını da öne çıkarmış. Bunlardan birisi, psikolojik ve duygusal avantajlar. Yaşlı insanların gençlere göre duygusal dengeye ulaştıkları ve gençlere göre daha az dram yaşadıkları saptanmış. Artık kendilerini kabul etmişlerdir ve özgüvenleri vardır. Anlık aksiliklere aldırmazlar, daha geniş bir perspektiifle dünyaya bakarlar. Uzun yaşamlarında bir çok kriz de yaşamış olduklarından küçük şeylerden zevk alabilirler, takdir duyguları daha gelişmiş olur.
Bir başka avantaj da sosyal ve ilişkiler cephesinde. Yaşlıların daha derin ve köklü ilişkileri olur. Yaşlılar, ebeveyn olma baskısını geride bırakmış olarak geniş ailenin ve torunların keyfini sürerler. Sosyal baskılar geride kaldığından yaşlı, alabildiğine özgür kalır; istediğini yapabilir, istediğini giyebilir.
Yaşlılığın kazandırdığı pratik ve yaşam tarzı avantajları da olur. Örneğin, emeklinin müthiş bir zaman özgürlüğü vardır. Toplumlarda yaşlılara sunulan indirimlerden yararlanabilirler.
Emekli kişi, çalışma yaşamı boyunca kazandığı becerilerde ustalık seviyesine gelmiş kişidir. Kişi, bu yetkinliği “mentor” olarak kullanabilir, çevresine yararlı olur.
Yaş ile edinilen felsefi avantajlar da mevcuttur. Yaşlılık ile kişi bir tamamlanmışlık hissi kazanır. Ununu elemiş, eleğini aşmış kişidir yaşlı.Kişinin öncelikleri netleşmiştir, hırslardan arınmış, huzur limanına çekilmiştir.
Bir noktaya dikkatinizi çekmek isterim. Burada sıraladığım avantajlar, genelde batıda yapılmış araştırmaların bir özetidir; genel doğrulardır. Ülkelerin genel ekonomik durumları veya kişilerin özel durumları bu avantajları kişiye yaşatmayabilir.
Yaşlılılığın kazandırdığı bir avantaj da bilgeliktir.Kişi, görmüş geçirmiştir. Yaşadığı olaylar ona birinci elden belli bilgi ve deneyim kazandırmıştır. Kişi, bilgedir. Bu bilgelik cübbesi ile daha sağlıklı kararlar verebilir.
Ünlü Amerikalı sinema oyuncusu komedyen Bob Hope’a sormuşlar: “Yaşlanıyorsunuz. Bu konuda ne diyeceksiniz?”. Bob Hope cevaplamış: “ Yaşlanmanın alternatifini düşününce, aldırmıyorum”. Evet, sonuç olarak şunu söylemek gerekir: Yaşlanmanın insana en önemli avantajı, hayattır, yaşamaktır.
Sonuç
Yaşlanmak, doğal bir sürecin sonucudur. Doğduğunuz an yaş almaya başlıyorsunuz. Bundan korkmanın veya yaşınızı saklamanın bir faydası yok. Gördüğünüz gibi yaşlanmanın bizden aldıkları kadar olmasa da bize kazandırdıkları da var. Önemli olan, her yaşın hakkını vererek erdemli olarak yaşamaktır, yaşlılıktan şikayet etmemektir.
Bu yazıyı da Cahit Sıtkı’yı anarak bitirelim: “Ve gönül Tanrısına der ki:/Pervam yok verdiğin elemden/Her mihnet kabulüm, yeter ki/Gün eksilmesin penceremden”