Altın, küresel belirsizlik dönemlerinde yatırımcıların değişmeyen güvenli limanı olmayı sürdürürken, son haftalarda bu unvana ortak çıkan bir başka kıymetli metal daha var: gümüş. Londra piyasasında ons fiyatı 52,9 dolara kadar yükselen gümüş, 1980’deki tarihi zirvesini geride bırakarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Bu tarihi yükselişi tetikleyen başlıca unsur ise, likidite kıtlığı ve rekor düzeydeki kısa pozisyon sıkışması.
Tarihi Sıkışma ve Fiziki Talep
Bloomberg verilerine göre Londra piyasasında yaşanan arz daralması, yatırımcıları fiziksel gümüşe yönlendirdi. Spot fiyat ile vadeli fiyat arasındaki fark 3 dolara kadar açılırken, bazı yatırımcıların gümüş külçelerini uçaklarla taşımaya başladığı bildiriliyor — bu, genellikle sadece altın için tercih edilen pahalı bir yöntem. Londra’daki likidite sıkışması, Hindistan’dan gelen güçlü fiziki talep ve ABD’nin kritik minerallere yönelik gümrük vergisi planlarıyla birleşince gümüşte son yılların en sert rallisi yaşandı.
Silver Institute verilerine göre bu yıl küresel gümüş piyasasında arz-talep dengesizliği belirginleşti. Güneş panelleri, elektrikli araçlar ve yarı iletkenler için artan sanayi talebi, metalin “yeşil dönüşüm hikâyesi” içindeki önemini artırıyor. Buna, yatırımcı talebini temsil eden ETF pozisyonlarındaki rekor artış da eklenince, hem endüstriyel hem finansal kanallardan gelen güçlü bir talep dalgası fiyatları yukarı taşıdı. Altınla birlikte yükselen güvenli liman hikâyesi de tabloyu destekliyor. Bank of America analistleri, mevcut gelişmeler ışığında 2026 sonu için gümüş fiyat hedefini 65 dolar olarak güncelledi.
Fon Piyasasında Gümüş Rüzgârı
Bu küresel ralli, Türkiye’deki gümüş fonlarının performansına da güçlü biçimde yansıdı. Son bir haftada fonların ortalama getirisi %5, son bir ayda ise %20’ye yakın gerçekleşti. Yılbaşından bu yana getirilerde ortalama %95 seviyeleri görülüyor.
TEFAS verilerine göre 13 Ekim itibarıyla 2025 yılının en yüksek performansını %98,3 ile Aktif Portföy Gümüş Fon Sepeti (MJG) ve %98,0 ile İş Portföy Gümüş Serbest Fon (IOG) sergiledi. Onları Yapı Kredi (YZG), Deniz Portföy (DMG) ve TEB Portföy (GMC) fonları izliyor. Son ay bakıldığında ise sıralama Yapı Kredi (YZG), TEB Portföy (GMC) ve Ak Portföy (GUM) olarak değişiyor. Fonların getirileri incelendiğinde genel olarak uzun vadelerde getirilerin gram gümüş üzeri gerçekleştiğini görüyoruz.
Bu fonların portföylerinde genellikle SLV, SIVR, ZSIL gibi küresel gümüş ETF’leri, GMSTR Borsa Yatırım Fonu ve sınırlı ölçüde fiziki gümüş bulunuyor. Böylece yatırımcı, gram gümüş fiyatına yakın performans elde ederken fiziki saklama ve makas maliyetlerinden kaçınabiliyor. Ancak fon getirileri, ETF işlem saat farkları ve yönetim ücretleri nedeniyle zaman zaman spot gümüşün bir miktar gerisinde kalabiliyor.
Riskler ve Fırsatlar
Gümüş, merkez bankaları tarafından rezerv amaçlı alınmadığı için volatilitesi yüksek bir varlık olmaya devam ediyor. Bu nedenle kısa vadede sert düzeltmeler yaşanabiliyor. Ancak yenilenebilir enerji yatırımları, elektrikli araç dönüşümü ve elektronik üretimi gibi alanlarda artan talep, uzun vadeli hikâyeyi güçlü kılıyor.
MJG ve IOG gibi profesyonel yönetilen serbest fonlar, volatil dönemlerde yatırımcıya çeşitlendirme avantajı sunuyor. Fiziki gümüşe kıyasla fonlar üzerinden yatırım yapmanın avantajı, saklama ve alım–satım makasının ortadan kalkması. Uzun vadeli birikim yapan yatırımcılar için GMSTR Borsa Yatırım Fonu da kolay işlem ve likidite avantajıyla öne çıkıyor.
Sonuç: Geçici Ralli mi, Kalıcı Trend mi?
Gümüşte yaşanan bu tarihi yükseliş, hem sanayi talebinin gücü hem de finansal piyasalardaki arz sıkışmasının birleşimiyle ortaya çıktı. Ancak fiyatlamalardaki hızlı ivmenin geçici olabileceği unutulmamalı. Kısa vadeli hareketlerden ziyade, enerji dönüşümü ve sanayi talebine dayalı uzun vadeli hikâyeye odaklanan yatırımcılar için gümüş fonları hâlâ cazip bir araç olmaya devam ediyor.