Azerion ile Huawei’nin yapay zekâ uygulamalarında güçlerini birleştirdikleri mesajını vermek için 21 Ekim’de gerçekleştirdikleri toplantı, yapay zekânın reklam ve pazarlama dünyasında kullanılmasına yönelik etkisi nedeniyle dikkate değer. İstanbul’daki etkinlik aslında bu güç birliğinin öneminin arttığına işaret ediyordu.
Huawei daha çok giyilebilir cihazlar ile tanıdığımız mobilite odaklı bir teknoloji firması. Mobil telekomünikasyon altyapısı ve cihaz tarafındaki gücü birlikte cihaz ile şebekenin organize çalıştığı bir sistem ortaya çıkarıyor. Bu sistem, uçtan uca performansı kontrol etmeyi kolaylaştırıyor. Tıpkı, Apple’ın cihazlarının içinde yaptığı gibi; tıpkı cep telefonlarının ilk çıktığı dönemde hem şebeke kuran hem cihaz üreten Nokia, Ericsson, Motorola gibi şirketlerin yaptığı gibi; tıpkı NVIDIA’nın son dönemde logosunu gördüğüm örneklerde “NVIDIA donanımı üzerinde NVIDIA yazılımı çalışıyor” açıklamasını almamda olduğu gibi. İşin bu tarafında daha optimize sonuçlar elde etmeyi sağlayan bu model, düzenleyici otoritelerin konuyu anlamadan çıkardığı regülasyonlar ya da piyasayı altüst eden yeni bir iş modelinin ortaya çıkmasına kadar ayakta kalıyor.
Bunlardan ikincisi, masanın diğer tarafında oturanlar yani kullanıcılar tarafından belirleniyor. Kullanıcı deneyimi ve kullanım örnekleri günümüzde teknoloji dünyasındaki değişimleri belirleyen asıl unsur durumunda bulunuyor. Kullanıcılarla temas yüzeyinin genişliği ve buradaki etkileşimin yoğunluğu günümüzde asıl belirleyici: CX olarak kısaltılan müşteri deneyimi iyi örneklerin sıradan kabul edildiği ancak kötü örneklerin bir tanesinin bile tercihleri sorgulattığı bir dünyayı karşımıza çıkarıyor.
Huawei ile Azerion’un, katılma fırsatı bulamadığım toplantısını üzerine yazma ihtiyacını hissetmem, Azerion’un tam da masanın bu diğer tarafıyla ilgili bir iş yapıyor olması. Toplantının “Yapay Zekânın Bugünle Buluşup Geleceği Şekillendirdiği Nokta” başlığı ve “Gerçek dünyadaki yapay zekâ uygulamalarını hızlandırmak için güçlerini birleştiren Azerion ve Huawei, yapay zekânın günümüz iş dünyasını nasıl dönüştürdüğünü ve farklı sektörlerdeki uygulama alanlarını ele aldı.” İfadesindeki gerçek dünya ve farklı sektörler ifadeleri ise doğru bir odaklanma içinde olduklarını hissetmemi sağlıyor.
Bu noktada biraz Azerion’dan bahsetmek istiyorum. 16 ülkede faaliyet gösteren Azerion’un veri odaklı reklam teknolojilerini ve içerik platformları kullandığını ve sunduğunu anlıyoruz. Azerion Türkiye Ülke Müdürü Pelin Akın, “Yapay zekâ projelerinin uygulanma süreçlerini hızlandırmak büyük önem taşıyor. Azerion olarak, değer yaratma sürecini kısaltan modüler mimarileri ve bulut tabanlı sistemleri geliştirmeye, yerel pazara uygun çözümlere öncelik vererek pazardaki konumumuzu güçlendirmeye devam edeceğiz.” ifadelerini kullanıyor. Bültendeki “Türkiye’nin yapay zekâ ekosistemini desteklemek ve bölgesel erişimini genişletmek amacıyla düzenlenen etkinlikte, veri odaklı reklam teknolojilerini ve içerik platformlarını tanıttı.” ifadesi ise, Türkiye’de bir şeylerin olacağına işaret ediyor. Dijital pazarlama ve müşteri etkileşimi, Türkiye’de yeni olan bir alan değil. Ancak 2014’te kurulan Azerion’un, 2023’te Amsterdam’da açıkladığı Huawei işbirliğinin yaklaşık iki yıl sonrasında Türkiye’de böyle bir etkinlik yapması, konuyu izlememiz gerektiğine işaret ediyor.
Bu noktada işin niteliğini ve ölçeğini anlamamız için Azerion’un kendisini tanıttığı metni de paylaşayım: “2014 yılında kurulan Azerion (Euronext: AZRN), Avrupa’nın en büyük dijital reklam ve eğlence medya platformlarından biridir. Azerion, kendi teknolojisi aracılığıyla, markalara küresel ölçekte geniş bir erişimi güvenli, etkileyici ve yüksek kaliteli bir ortamda, uygun maliyetli şekilde sunar. Eğlence ve dijital yayıncılık alanındaki stratejik iş ortaklarıyla desteklenen özel içerik portföyü sayesinde Azerion, markaların hedef kitlelerine yaratıcı ve etkili biçimde ulaşmalarını sağlar. Avrupa merkezli kökleri ve Amsterdam’daki genel merkeziyle Azerion, dünya genelinde 23’ten fazla şehirde bulunan ticari ekipleri aracılığıyla müşterilerine ve iş ortaklarına yakın destek sunarak, reklam yoluyla gerçek etki yaratmanın yaratıcı yollarını bulmalarına yardımcı olmaktadır.”
Toplantıda, En büyük vurgunun yapıldığı konuyu geliştirme sürelerini kısaltmak ve yapay zekâ projelerinin daha hızlı devreye alınmasını sağlamak ile bunlara olanak tanıyan teknolojiler oluşturuyor. Akın’ın yaptıkları iş ile veri arasındaki ilişkiye işaret eden sözleri ile bu faslı tamamlayayım: “Verinin gücünü yaratıcılıkla birleştirerek hem markalar hem de kullanıcılar için daha akıllı ve etkili deneyimler tasarlıyoruz. Yapay zekânın artık bir iş zorunluluğu haline geldiğini kabul etmeli ve buna göre hareket etmeliyiz. Yapay zekâ artık “geleceğin konsepti” değil, her ölçekteki kurum için operasyonel bir gereklilik haline geldi. Bu nedenle “Yapay zekâ projelerinin uygulanma süreçlerini hızlandırmak büyük önem taşıyor. Azerion olarak, değer yaratma sürecini kısaltan modüler mimarileri ve bulut tabanlı sistemleri geliştirmeye, yerel pazara uygun çözümlere öncelik vererek pazardaki konumumuzu güçlendirmeye devam edeceğiz.”
Neyle karşı karşıyayız?
Bu genel çerçeveyi çizdikten sonra Avrupa’nın en büyük reklam ve eğlence odaklı eğlence medya platformlarından biri olduğunu belirten Azerion’un ne iş yaptığına odaklanalım. Web sitesinde “Üretici yapay zekânın (Generative AI) potansiyelinin tamamını ortaya çıkarın” sloganını kullanan Azerion, gelecek nesil Gen AI uygulamalarını oluşturmak, kurmak ve çalıştırmak için en hızlı ve ölçeklenebilir yolu sunduğunu söylüyor. Burada “gen” sözcüğünün hem nesil hem de üretici (generative) sözcüklerinin kısaltmasında yer almasından yola çıkarak bir sözcük oyunu yapmışlar ve “next gen” ifadesi ile gelecek nesil üretici yapay zekâ alanına işaret etmişler.
Azerion’un yapay zekâ platformu, çoklu bulut ve yapay zekâ platformu olarak tanıtılıyor. Bu platform şirketlere uygun maliyetli ve bağımsız bulut barındırma servisi ile açık kaynaklı yapay zekâ araçlarına erişim sunuyor. Azerion’un medya ile pazarlama sektörlerinde başlayan faaliyetleri zaman içinde birçok sektörü kapsayan bir yelpazeye ulaşırken iş modelinde global erişim ile yerel uzmanlığın birleştirildiğine vurgu yapılıyor.
Platform, Deepseek, Llama, Mistral, and Anthropic gibi açık kaynaklı geniş dil modellerinin önde gelenlerine erişim sağlarken yapay zekâ destekli uygulamalar ile reklam yaratma, kampanya yürütme, sosyal medya yönetimi ve benzeri işlere yönelik yapay zekâ ajanlarının (agent) bulunduğu bir pazaryeri sunuyor.
Şirket yaklaşık iki yıl önce 1 Kasım 2023’te Amsterdam’da aynı konu ile ilgili olarak düzenlediği basın toplantısında, Huawei ile stratejik işbirliğini anlamamızı sağlayan açıklamalar yapılıyor. İşbirliğinin reklam, reklam teknolojisi ve oyuna odaklı olduğu vurgulanan basın açıklamasında, işbirliğinin ilk hedefinin Avrupa’da 11,5 milyon aktif kullanıcısı bulunan Huawei internet tarayıcısını “casual gaming” oyun deneyimini yaşamanın bir aracı haline getirmek olarak açıklanıyordu. Ücretsiz casual oyunlarla ilgili öncelik, oyun şirketlerinin piyasa ve satış değerlerini belirleyen müşteriyi oyunda tutma kriterini hedefliyordu. Bunun Huawei tarafındaki sonucunun da kullanıcıların Huawei dünyasında daha fazla zaman geçirmesini sağlamak olarak ifade ediliyordu. Azerion’un o dönemde elinde geniş bir casual oyun portföyü bulunduğunu da buraya ekleyeyim. İş modeli ise, sanki bugünkü dünyayı öngörüyormuş gibi, herhangi bir indirme işlemine gerek olmadan oyuna geçebilmeye dayanıyordu. 5G dünyası düşünüldüğünde bu çok önemli bir rekabet avantajı olmaktan çıkmış gibi görünüyor ancak mobil cihazın üzerinde sürekli uygulama indirip sonra bunları silmek/yönetmek her zaman sıkıcı bir iş olmayı sürdürecek. Bir anlık etkileşimin kalıcı hale gelmesi istenmeyen e-ticaret ve sosyal ticaret uygulamaları düşünüldüğünde bu özellik daha ilgi çekici hale geliyor.
RTB örneği: Kampanya dönemlerinde müşteri kazanmak
Bu dünyada, pazarlama ve özellikle kampanya yönetiminin önemini anlamak bu araçların doğru kurgulanmasını sağlamaya da aday. Bir kerelik etkileşimden kalıcı ilişkiye geçmek, şirketlerin sürdürülebilirlikleri için büyük önem taşıyor. Bu noktada RTB House’un promosyon dönemlerindeki dinamik tablo ile ilgili verilerini değerlendirmekte yarar var. Web sitesi ziyaretçilerinin yüzde 95’inin ilk ziyaretlerinde alışveriş yapmadığına işaret eden RTB House, kampanya dönemlerinde müşteri edinme konusunda geçerli bir iş modelinin nasıl olması gerektiğini anlamamızı sağlıyor. Her ne kadar müşteriyi elde tutmak ve işin istikrarını sağlamak daha düşük maliyetle yapılsa da bugünün büyümeyi ve yeni müşteri edinmeyi sürdürülebilir bir iş modelinin temel unsuru haline getiren ekonomik koşulları, bu iş modelini önünüze koymamın nedenini oluşturuyor. Yani var olmak için Cumhuriyet’in ilk 10 yılındaki gibi “durursak düşeriz” kafasıyla hareket etmek gerekiyor.
“Markalar için yılın en rekabetçi alışveriş döneminde yeni müşteri kazanımına odaklanmak, sadece anlık satışları değil, uzun vadeli sadakati de beraberinde getiriyor.” diyen RTB House Türkiye Ülke Müdürü Can Tunçer “RTB House ile ilk alışverişini yapan müşterilerin sonraki aylarda yeniden satın alma olasılığı iki kat daha fazla. Bu da doğru stratejilerle yapılan yeni müşteri kazanımının markalar için kalıcı bir yatırım olduğunu gösteriyor.” Diyor.
Derin Öğrenme (Deep Learning) tabanlı reklam teknolojileri sunan global şirket RTB House, markaların promosyon dönemlerindeki pazarlama stratejilerinin yeni müşteri edinmeye odaklanması gerektiğini vurguluyor. RTB House’un verileri, rekabetin tavan yaptığı bu dönemlerde sadece mevcut müşterilere odaklanmak yerine potansiyel yeni müşterilere yönelik (prospecting) kampanyalar yürütmenin, erişimi 19 kata kadar ve site ziyaretlerini de 7,5 kat artırdığını ortaya koyuyor.
Önümüzde Sevgililer Günü’ne kadar uzanan ve yıl sonu indirimleri ile Black Friday özel kampanya dönemlerini de kapsayan süre, e-ticaret siteleri için büyük fırsatları barındırırken ziyaretçilerin yüzde 95’inin ilk ziyaretlerinde alışveriş yapmadan siteden ayrılması bu fırsatların ciroya dönüşmesinin önünde engel ve markalar için en büyük zorluklardan birini oluşturuyor. RTB House’un verileri, bu zorluğu aşmanın ve ziyaretçileri sadık müşterilere dönüştürmenin yolunun, doğru zamanlanmış bir potansiyel müşteri kazanım stratejisinden geçtiğini gösteriyor.
RTB House verisine göre, yeni müşteri kazanımı (New Customer Acquisition) kampanyalarını aktif hale getiren markalar, bu dönemlerde 3,5 kat daha fazla dönüşüm elde etmenin yanında toplam müşteri portföylerindeki yeni müşteri oranını yüzde 10 artırarak sürdürülebilir bir büyüme sağlıyor.
RTB House, bu stratejinin en önemli çıktılarından biri ise uzun vadeli müşteri değeri olduğuna dikkat çekiyor. RTB House’un 71 moda markası üzerinde yaptığı araştırmaya göre, ilk dönüşümünü promosyon döneminde RTB House aracılığıyla gerçekleştiren bir müşterinin, takip eden aylarda yeniden satın alma olasılığı iki kat daha fazla. Bu veri, promosyon döneminde kazanılan her yeni müşterinin, gelecekteki gelirler için bir yatırım olduğunu kanıtlıyor.
Başarının formülünün “Keşfet, Alışveriş Yap, Devam Et” stratejisi olduğunu söyleyen RTB House Türkiye Ülke Müdürü Can Tunçer, “Promosyon dönemleri, markalar için bir hasat zamanı olduğu kadar, geleceğin sadık müşterilerini kazanmak için de eşsiz bir fırsattır. Verilerimiz, sadece mevcut müşterilere veya sepetini terk edenlere odaklanmanın yeterli olmadığını açıkça gösteriyor. Proaktif bir şekilde daha önce alışveriş yapmamış kullanıclara ulaşan, onlarla doğru zamanda etkileşim kuran ve ilk alışverişlerini yapmaları için onları teşvik eden markalar, hem kısa vadede satışlarını katlıyor hem de uzun vadeli büyümenin temellerini atıyor. Erişimi 19 kat, dönüşümleri ise 3,5 kat artıran potansiyel müşteri kazanımı stratejileri, bu rekabetçi ortamda oyunu değiştiren bir güç haline gelmiştir.” diyor.
Tunçer, markalara promosyon döneminde başarıyı en üst düzeye çıkarmak için üç aşamalı bir
strateji öneriyor:
- Keşfet (Promosyondan 1 Ay Önce): Kullanıcı etkileşimi (User Engagement) kampanyalarıyla potansiyel yeni müşterileri ve ilgisini kaybetmiş eski müşterileri web sitesine çekerek marka bilinirliği oluşturulur. Bu aşama, kullanıcıların ürünleri keşfetmesini ve markayla tanışmasını sağlar.
- Alışveriş yap (Promosyon Döneminde): Yeni müşteri kazanımı (New Customer Acquisition) kampanyalarıyla, keşif aşamasında siteyi ziyaret etmiş ancak henüz alışveriş yapmamış yüksek potansiyelli kullanıcılara odaklanılır. Bu aşama, ilk satın almayı tetikleyerek ziyaretçileri müşteriye dönüştürür.
- Alışverişe devam et (Promosyon Sonrası): Kazanılan yeni müşteriler, yeniden hedefleme (retargeting) kampanyalarıyla sadık müşterilere dönüştürülür. Sadık bir müşterinin değerinin, yeni bir müşteriye göre 10 kata kadar daha fazla olabildiği unutulmamalıdır.
Yapay zekâ platformu ve derin öğrenme tarafından gelen bu iki sese kulak verince içimden “durun, siz kardeşsiniz” demek geliyor. Ancak bu durum nikaha engel değil: iki taraftaki farklı çözümler iyi bir ekip tarafından harmanlandığında ortaya çok daha yüksek başarı sağlayacak hibrit ya da melez çözümlerin çıkması mümkün. Satın alma güçleri düşer ve ekmek aslanın ağzından midesine doğru giderken, bu konulara odaklanmakta yarar olduğunu düşünüyorum.