Vergi Denetiminde Sessiz Devrim: KURGAN
Türkiye’de vergi denetimi ve mali suçlarla mücadelede radikal ama sessiz bir paradigma değişimi yaşanıyor. Gürültüsü az, etkisi büyük. Adı çok duyulmasa da sonuçları herkesin hayatına dokunacak bir sistem devrede: KURGAN.
Yanlış anlaşılmasın.
KURGAN bir “riskli mükellef listesi” değildir.
KURGAN bir “fişleme sistemi” hiç değildir.
KURGAN, mükellefi değil, işlemi izleyen bir mekanizmadır.
Ve işte tam bu noktada eski düzen tarihe karışmaktadır.
VERGİ İSTİHBARAT SİSTEMİ: GÖRÜNMEYEN MERKEZ
Yeni dönemin omurgası Vergi İstihbarat Sistemi (VİS)’tir.
Bu sistem, klasik anlamda bir denetim aracı değil; örüntü analizi yapan bir mali istihbarat ağıdır.
Kim, kiminle, ne sıklıkta, hangi tutarda, hangi içerikte işlem yapıyor?
Bu sorular artık tek tek dosyalarla değil, grafik veri tabanlarıyla cevaplanıyor.
Ve kritik bir detay:
VİS çıktıları, KURGAN’ın ana girdisidir.
Yani sahada görünen KURGAN yazılarının arkasında, çok daha derin bir istihbarat katmanı çalışmaktadır.
Bugün “ilk KURGAN yazıları” konuşuluyor.
Ama kulislerde bilinen bir gerçek var:
İkinci dalga KURGAN sinyallemeleri gelmeye başladı bile.
SİNYALLEME: CEZA DEĞİL, SON ÇIKIŞ RAMPASI
KURGAN yazıları bir ceza tebligatı değildir.
Bir vergi incelemesi hiç değildir.
Bu yazılar şunu söyler:
“Bu işlem bana riskli görünüyor.
Sen bir daha bak.”
Asıl amaç şudur:
- Mükellefin defterine almadığı bir belge var mı?
- Beyana girmemiş bir işlem söz konusu mu?
- Sonradan düzeltme yapılmış mı?
Eğer bu sorular sinyalleme aşamasında netleşirse,
Gereksiz incelemeye hiç gerek kalmaz.
Bu, mükellef lehine tasarlanmış bir filtredir.
Mutabakat hatası varsa, daha baştan ayıklansın diye.
ARTIK FATURANIN SADECE VARLIĞI YETMİYOR
Yeni dönemde “fatura var mı?” sorusu anlamını yitiriyor.
Asıl soru şudur:
- Bu faturadaki mal veya hizmet gerçekten var mı?
- Miktar ekonomik gerçeklikle uyumlu mu?
- Tutar, piyasa şartlarını yansıtıyor mu?
- İşlem ilişkili kişi veya firmalarla mı yapılmış?
Özellikle ilişkili taraf faturaları artık yüksek hassasiyet alanıdır.
Çünkü KURGAN, işlemi bağlamından koparmaz; ilişki ağları içinde okur.
TEMİNAT, EL KOYMA, DONDURMA, MÜSADERE
ARTIK MASADA DEĞİL, SAHADA
Eski Türkiye’de vergi suçu, çoğu zaman “zaman aşımına oynanan” bir alandı.
Yeni Türkiye’de ise paranın peşine düşülen bir suç alanı haline geliyor.
OECD ilkeleriyle uyumlu biçimde:
- El koyma
- Varlık dondurma
- Müsadere
artık teorik kavramlar değil.
Vergi suçları, önümüzdeki dönemde kara para aklamanın öncül suçu olarak daha sık değerlendirilecektir.
Yani mesele artık sadece vergi ziyaı değildir.
Mesele, suç gelirinin ekonomide dolaşımıdır.
TEMİNAT DEĞERLENDİRME SİSTEMİ: KEYFİYET BİTTİ
Yeni dönemde “teminat istenir mi?” sorusu da kişisel kanaate bırakılmıyor.
- Geçmiş denetimler
- Sektör riski
- Sahte belgeyle temas düzeyi
- İşlem yoğunluğu
Tüm bu veriler Teminat Değerlendirme Sistemi üzerinden skorlanacak.
Yani teminat,
Müfettiş sezgisiyle değil,
Veriyle istenecek.
RAPOR OTOMASYONU: %90 MAKİNE, %10 İNSAN
Bir başka devrim de raporlama tarafında.
Rapor Otomasyon Sistemi, denetimin yaklaşık %90’ını makineye bırakıyor.
Onlarca veri kaynağı, otomatik analiz, standart rapor üretimi…
Son söz yine insanda.
Ama artık müfettiş,
“veri toplayan” değil,
“kanaat oluşturan” konumdadır.
ESKİDEN DÜZENLEYİCİDEN KULLANICIYA
ŞİMDİ KULLANICIDAN DÜZENLEYİCİYE
Belki de en kritik kırılma noktası budur.
Eski sistemde denetim şuradan başlardı:
Faturayı düzenleyen
Yeni sistemde ise denetim şuradan başlıyor:
Faturayı kullanan
Çünkü zincirin en zayıf halkası orasıdır.
Ve KURGAN, bu zinciri uçtan uca görmektedir.
SON SÖZ: BU BİR VERGİ POLİTİKASI DEĞİL, DEVLET AKLIDIR
KURGAN;
- bir yazılım değil,
- bir denetim projesi değil,
- geçici bir uygulama hiç değil.
Bu, devletin ekonomik suçlara bakışının değişmesidir.
Sessizdir.
Ama kalıcıdır.
Ve geri dönüşü yoktur.
Bugün sinyal gelir.
Yarın işlem durur.
Sonra para sorulur:
“Nereden buldun?”
Belki örtülü…
Ama artık kaçınılmaz.