Piyasa ve ekonomideki aktörler raporda son gelişmelerin Merkez Bankası'nın enflasyon tahminlerini nasıl etkilediğini görecekler.
Merkez Bankası'nın enflasyon raporu her zaman önemlidir; çünkü bu rapor Banka'nın temel iletişim aracıdır. Ama bugün açıklanacak olan yılın ikinci raporu ayrı bir önem taşıyor. Merkez Bankası Başkanı tarafından kamuoyuna sunulacak olan rapor, bir anlamda ikiz türbülansın ekonomi üzerindeki etkileri ve alınan önlemlerin kapsamlı bir şekilde değerlendirildiği ilk metin olacak.
"İkiz türbülans" ifadesi ile kastettiğim 19 Mart'tan bu yana yaşanan iki önemli gelişmenin ekonomide yarattığı dalgalanma. Türkiye ekonomisi son iki ayda önce siyasi belirsizlik ve hemen ardından da Trump'ın tarife atağı ile gelen dış ticaret şokunu yaşadı. İkiz türbülans döneminde enflasyonu olumsuz etkileyecek, zaten yavaş ilerleyen dezenflasyon süreci daha da yavaşlatacak bir dizi gelişme yaşandı. Mesela;
- Hane halkının, reel sektörün ve piyasa katılımcılarının enflasyon beklentisi bozuldu.
- Türk lirası değer kaybetti.
- Para politikasının reel sektör üzerindeki etkisi daha fazla sorgulanmaya ve eleştirilmeye başlandı.
- Merkez Bankası ciddi rezerv kaybı yaşadı.
Merkez Bankası, 2006 yılında resmi enflasyon hedeflemesi rejimine geçtiğinden bu yana, bu temel iletişim aracında makroekonomik gelişmeleri enflasyonun orta vadeli eğilimine ışık tutacak şekilde değerlendirir ve geleceğe yönelik öngörülerini açıklar. Bu kapsamda bugün de ikiz türbülans sürecine dair kapsamlı bir analiz ve değerlendirmenin yer alması beklenir.
Tahminlerde revizyon olur mu?
Üç ayda bir açıklanan enflasyon raporlarının en fazla ilgi çeken bölümü içinde yer alan enflasyon tahminleridir. Piyasa ve ekonomideki aktörler raporda son gelişmelerin Merkez Bankası'nın enflasyon tahminlerini nasıl etkilediğini görecekler.
Her ne kadar son 10 günde kısmen telafi edilmiş olsa da rezervler hala 19 Mart seviyesinin çok altında. Öte yandan bu döviz çıkışlarının, faiz artışlarının ve likidite değişiminin etkisi ile piyasanın dengesi değişti. Merkez Bankası artık piyasadaki fazla likiditeyi çeken kurum olmaktan çıkıp, piyasadaki likidite açığını fonlayan kurum oldu.
TCMB Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay, Londra'daki bir toplantıda bu durumu şöyle açıklarken "Bugün likidite yönetimi tamamen kontrolümüz altında. Bu da Merkez Bankası’nın artık tamamen direksiyonda olduğunu gösteriyor" demişti. Dolayısıyla yeni tahminlerin ardında dizginler daha fazla elinde olan bir Banka var.
Merkez Bankası'nın bugün yapacağı yeni tahminlerin öncekilerden farkı likidite pozisyonundaki bu değişimdir. Ayrıca Akçay "Şu anda gerçek anlamda bir dezenflasyon sürecine giriyoruz" demişti. Bazı teknik göstergeler Merkez Bankası'na enflasyonda ani bir kırılma yaşanabileceğini ve bunun kalıcı olabileceğini söylüyor.
Eğer Merkez Bankası gelişmeleri böyle analiz ediyorsa, buna uygun aksiyon enflasyon tahminlerinin korunması olur. Benim beklentim de Merkez Bankası'nın bir önceki raporda açıkladığı tahminleri değiştirmeyeceği şeklinde.
Kaldı ki; yukarı yönlü bir revizyon beklentileri de aynı oranda bozacaktır.
Enflasyon ile mücadele ve dezenflasyon süreci uzadıkça sabırlar tükeniyor, programa destek azalıyor. Siyasi kanattan gelen baskılar bile artıyor, üstelik hoşnut olmayan seslerin önemli bir kısmı iktidar kanadından geliyor.
Oysa iş dünyasının ve piyasanın Merkez Bankası'ndan ve ekonomi yönetiminden beklentisi belli. İTO Başkanı Şekib Avdagiç'in bir süre yaptığı açıklama bu beklentiyi çok açık bir şekilde ortaya koyuyordu. "Enflasyon mutlaka makul bir hızla, etkili bir şekilde ama dengeli bir şekilde ve de kalıcı bir şekilde düşürülmesini bekliyoruz" demişti Avdagiç.