Nar, üzerinde en çok düşünce üretilen meyvelerden biridir. Kimileri cennetle ilişkilendirir, annelerimizden sıklıkla ‘Peygamberin dişleri’ tarifini duyduğumuzdan, tanelerini eksiksiz yemeğe gayret ettiğimiz narı. Yakın Doğu’da olduğu gibi Uzak Doğu’da da bereketin simgesidir. Bolluk göstergesi olmasa, narın Çincede ‘çocuklarla dolu’ anlamına gelen ismi başka türlü nasıl açıklanabilir?
Mitolojideki yeri de çok özeldir. Rivayetler, tanrıça Hera’ya atandığına dairdir. Türlü nedenlerle birçok Yunan tanrısı ve tanrıçası ellerinde nar tutarken tasvir edilmiştir. Meyve, insan soyunun tohumunu taşıyan Nuh’un gemisine uygun bir amblem olarak görülmüştür ayrıca.
Bereketli Anadolu topraklarını en iyi betimleyen meyvedir bana göre. Bolluk ve bereketin olduğu her yerde onun izini görebiliriz. Şans getirdiğine inanılan nar, yenilenme denilince ilk akla gelen meyvedir, aynı zamanda. Seçici olmadığından bitkinin yetiştiği hemen her toprakta yaşam bulan nar ağacı, Selanik’teki o evde görüldüğünden bu yana değerini kat kat artırdı, bu satırları yazanın gözünde olduğu kadar, milyonlarca insanın zihninde.
Selanik’te Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yenilenen Mustafa Kemal’in çocukluğunu geçirdiği evin bahçesine, bizzat babası Ali Rıza Efendi tarafından dikildiği rivayet edilir. İçinde o narın da olduğu bahçede Mustafa Kemal doyasıya oyunlar oynamıştır. Kim bilir, nar ağacının gölgesinde, yediği meyvesinde, ilk kez bolluğun, bereketin, yenilenmenin ve şansın da tadını almıştır.
1878’de evlenen Zübeyde Hanım ile Ali Rıza Efendi’nin ilk evleridir, Selanik Aya Dimitriu Mahallesi Pavlu Caddesi’ndeki 17 numaralı, avlulu ev. Türkiye Cumhuriyeti’nin Selanik Başkonsolosluğu’na 5 metre uzaklıktaki 3 katlı konutun önüne, Türk-Yunan dostluğu ve Balkan Konferansı’nın bir anısı olarak 4 Kasım 1933’te Atatürk’ün bu evde doğduğunu belirten mermer bir levha konmuştur. Daha sonra ev, Selanik Belediyesi’nce satın alınarak Atatürk’e armağan edilmiştir. Evin anahtarı, 19 Şubat 1937’de Selanik Başkonsolosluğu’na teslim edilmiş, 10 Kasım 1953’de müze olarak düzenlenerek hizmete açılmıştır. Atatürk’ün anne babasının evlenmesinin üzerinden geçen 100 yıl sonra 20 Haziran 1978’deki Selanik depreminden (6,4 şiddetindeki depremde 49 kişi vefat etmiş, 13 bin bina hasar görmüştür) etkilenmiş ve Yapı Merkezi’nin içinde olduğu tamirat/bakım süreci yaşamıştır.
