Riskten kaçışın etkilerinin blok zincir fonlarına yansımadığını görüyoruz.
Ortadoğu’da son iki haftadır süren çatışmalar, ABD Başkanı Trump’ın salı sabahı duyurduğu ateşkesle şimdilik yatıştı. Bu gelişme, küresel piyasalarda risk iştahını artırdı. Füze saldırılarının ardından yükselen petrol ve altın fiyatları geri çekilirken, piyasa dinamikleri hızlı biçimde değişmeye başladı. Bu noktada yatırımcıların en çok merak ettiği soru şu: Ateşkesle birlikte hangi fonlar ön plana çıkacak ve portföylerde ne tür değişiklikler yapılmalı?
Gerilimin kazandırdıkları yer değiştiriyor
Son bir aya baktığımızda, artan jeopolitik risklerin etkisiyle petrol, enerji, emtia, altın, savunma ve blok zincir fonlarında yükseliş; buna karşılık taşımacılık, turizm ve hisse senedi içerikli fonlarda kayıplar öne çıkmıştı. Ancak ateşkesle birlikte bu tablo hızla tersine döndü. Özellikle hisse senedi fonlarında ve ulaştırma temalı yatırımlarda güçlü bir toparlanma sinyali var. Burada tek istisna blok zincir fonları. Bu fonlar teknoloji hisse senetleri yanı sıra kripto paralara yatırım yapan şirketlerin hisselerini de içerdiği için özellikle Bitcoin'deki hareketten dolaylı olarak etkilenebiliyor. Bu kapsamda riskten kaçışın etkilerinin blok zincir fonlarına yansımadığını görüyoruz.
Piyasa rahatladı ama soru işaretleri bitmedi
Jeopolitik risklerin hafiflemesi yatırımcıları rahatlattı, fakat bu pozitif hava kalıcı olacak mı? Bu sorunun yanıtı hâlâ belirsiz. Hatırlayalım, çatışmalar başlamadan önce piyasalar; ABD’nin yeni tarifeleri, dev vergi paketi, bütçe açıkları ve Fed’in faiz kararı gibi başlıklarla zaten oldukça meşguldü. Nitekim Trump'ın İsrail-İran ateşkesinin duyurduktan sonra Fed faiz indirimleri ile ilgili söylemi, son dönemde Fed guvernörlerinden gelen ve Temmuz'u işaret eden faiz indirim söylemleri, Trump-Powell cephesini tekrar açabilir. Trump'ın Fed Başkanı’nı görevden alma ihtimali bile altın fiyatlarını kısa sürede 3.500 dolar/ons seviyesine taşımıştı.
Diğer yanda vergilerde indirimi öngören "büyük güzel vergi paketi" henüz Senato'dan geçmiş değil. WSJ'de yer alan habere göre mevcut paket Trump'ın istediği birçok madde kırpılmış olarak geçebilecek gibi görünüyor. Bu durum da ileride volatilite yaratabilir.
Tarifeler konusu da hala sıcak. Çin ve İngiltere dışında henüz bir anlaşma ortada yok ve özellikle Avrupa için 9 Temmuz'a ertelenen tarifeler için vakit yaklaşıyor. Anlaşmaya en yakın olan Japonya'yla ile de henüz bir mutabakata varılmış değil. Bu durum önümüzdeki dönem Avrupa hisseleri içeren fonlar için negatif, altın için pozitif yansıyabilir.
İçeride gözler enflasyonda
Yurt içinde ise ana gündem, temmuz ayıyla birlikte faiz indirim süreci olacak. Jeopolitik risklerin azalmasıyla birlikte Borsa İstanbul’da yeniden faiz temelli bir fiyatlama öne çıkacak gibi görünüyor. Bu noktada 3 Temmuz’da açıklanacak Haziran enflasyonu belirleyici olacak. Beklentilerin altında gelecek bir veri, faiz indirimi beklentisini güçlendirerek hisse senetleri için alım fırsatı doğurabilir.
Bu senaryoda, bankacılık, GYO, holding ve BIST30 içerikli fonların ön plana çıkması beklenebilir. Aynı şekilde faiz düşüşü tahvil piyasasına da alım getireceğinden, orta ve uzun vadeli borçlanma araçları fonlarında da güçlü getiriler görülebilir.
Dengeli ve orta riskli portföy nasıl olmalı?
Mevcut ortamda dengeli bir portföy için aşağıdaki yapı önerilebilir:
- %60-65 TL sabit getirili fonlar: Para piyasası, kısa vadeli serbest ve arbitraj fonları (hisse yoğun ve yoğun olmayan alternatiflerle çeşitlendirerek) mevcut yüksek TL faizinden faydalanmayı sağlar.
- %10-15 altın fonu: Tarife ve jeopolitik risklerin sürpriz yaratabileceği bir dönemde portföyde altına yer vermek hala anlamlı. Gümüş beklentisi yüksek olsa da, yüksek volatilite sebebiyle daha temkinli yaklaşmakta fayda var.
- %15-20 yerli hisse senedi fonları: Haziran enflasyonu beklentilere paralel veya altında gelirse, Temmuz itibarıyla bu pay artırılabilir. Özellikle bankacılık ve BIST30 temalı fonlar öne çıkabilir.
- %10-15 yabancı hisse fonları: Teknoloji, blok zincir, savunma ve enerji temalı fonlarla çeşitlendirilmiş bir sepet oluşturulabilir. Trump yönetiminin adımları bu fonlar için yön belirleyici olmaya devam edecek.
Piyasalarda yön çok hızlı değişiyor. Bu değişime ayak uydurmak her zaman mümkün olmayabilir. Bu nedenle yatırımcıların farklı varlık ve temalardan oluşan çeşitlendirilmiş bir portföy oluşturması büyük önem taşıyor.