Aralık’ta Hamburg’da dışarı kaçılmaz; içeri sığınılır. Müzelere, konser salonlarına, kitapçılara, kafelere...
İnsan bazı şehirlere gitmez, onlara döner: Aralık’ta Hamburg
Hamburg benim için artık bir seyahat rotası değil, takvimimdeki bir ritüel. Geçtiğimiz hafta, bu ritüeli gerçekleştirmek üzere yeniden yollardaydım. Alıştığım gibi kışın kendinden emin ritmine yerleşmiş bir şehir değildi bu kez beni karşılayan. Evet, gün erken kararıyor; sis Elbe’nin üstüne ağır ağır iniyordu ama sanki havada hafif bir bahar duygusu vardı. Pek yağmur da yoktu. Oysa Hamburg yağmursuz olmaz… Aralık’ta o yağmur Noel ışıklarıyla yumuşar, neredeyse görünmezleşir. Şehir bu kez nedense kış için acele etmiyor; duruyor, bakıyor, düşündürüyor.
Hamburg’u sevmemin nedenlerini sayabilirim elbette. Ama her gidişimde biraz daha anlıyorum ki mesele, İstanbul’dan ayrılır ayrılmaz başlayan o tanıdık özlemin Elbe’nin kıyısında, Alster’in sularında biraz olsun hafiflemesi. Bir liman kenti oluşu… Suyun şehrin içine sızması… Parkların, ormanların, kanalların gündelik hayatın parçası olması… Hamburg bana bu yüzden tanıdık geliyor. Peşimi hiçbir zaman bırakmayan İstanbul’umu anımsatıyor.
Aralık’ta Hamburg’da dışarı kaçılmaz; içeri sığınılır. Müzelere, konser salonlarına, kitapçılara, kafelere… Cam kenarı bir masa seçilir; elde sıcak bir fincan, dışarıda ıslak taşlar, ışıkların göle düşen titrek yansımaları izlenir. Bu şehir insanı yavaşlatır. Burada yavaşlamak bir lüks değil, bir şehir terbiyesidir.
Bu haberin devamı ve köşemizdeki diğerler yazıların ayrıntıları için lütfen https://www.ekonomim.com/yasam-keyfi adresine geçiniz...
GÖK ile ZEMİN arasında: Mardin’in geleneksel bienal yolculuğu
Mardin Sinema Derneği’nin ev sahipliğinde, direktörlüğünü Döne Otyam ve Hakan Irmak’ın, ana sponsorluğunu Peugeot’nun yaptığı Mardin Bienali, uluslararası çağdaş sanat haritasındaki yerini sağlamlaştırarak 15. yılını geride bırakıyor. Bienalin 7. edisyonu, 15 Mayıs – 21 Haziran 2026 tarihleri arasında kentin kadim coğrafyasında izleyicilerle buluşacak.
2026 bienalinin küratörlüğünü, Türkiye ve Avrupa’daki pek çok müze ve sanat kurumuyla uzun yıllardır çalışan, İstanbul Modern’in artistik direktörü Çelenk Bafra üstleniyor. Bienalin Danışma Kurulu’nda ise Esra Aliçavuşoğlu, Fırat Arapoğlu, Mehmet Said Aydın, Evin Sevgi Baran ve Paolo Colombo gibi sanat ve akademi dünyasından isimler yer alıyor.
Konu hakkında değerlendirme yapan Peugeot Marka Direktörü Gupse Kaplan, “Peugeot Türkiye olarak, sanatı düşünceyi besleyen ve toplumsal bağları güçlendiren evrensel bir değer olarak görüyoruz. Bu anlayış doğrultusunda, uzun yıllardır farklı disiplinlerden sanatçılar ve projelerle sanata katkı sunan markamız adına, bu yıl 7’ncisi düzenlenen Mardin Bienali’nin ana sponsoru olmaktan büyük bir mutluluk duyduğumuzu ifade etmek isterim” diyor.
Türkiye 2025’te ne okudu?
Türkiye’nin 2025 okuma haritası, kitap satışlarının ötesinde bir toplumsal eğilimi de görünür kılıyor. Hepsiburada’nın 2025 yılı kitap verileri, 15 milyon kitap siparişi ve 325 bini aşkın farklı eserle, okurun yöneldiği alanları, merak ettiği başlıkları ve yeni çıkan kitaplara gösterdiği ilgiyi ortaya koyuyor. Rakamlar kadar dikkat çekici olan ise şu: Okuma alışkanlıkları yalnızca “çok satanlar” etrafında değil; arama, favorilere ekleme ve yeni çıkanlara hızlı yönelim gibi davranışlarla birlikte şekilleniyor. Açıklanan verilere göre 2025 boyunca en çok ilgi gören kategori çocuk kitapları oldu. Yılın en çok tercih edilen çocuk kitabı, Uykusu Gelmeyen Porsuk ile Constanze von Kitzing imzasını taşıyor. Onu, Çağrı Odabaşı’nın Genel Kültür Kitabım – Konuşuyorum ve Saniye Bencik Kangal’ın Zorbalığa Karşı Taktiklerim Var adlı kitapları izliyor.
Edebiyat kategorisinde 2025’in en çok satan yerli kitabı, Zülfü Livaneli’nin Bekle Beni adlı romanı oldu. Yabancı edebiyatta ise okurun merakı, Dan Brown’un yeni kitabı Sırların Sırrı etrafında toplandı.
Hayaller, oyunlar ve renkli bir dünya
Yaşar Holding çatısı altındaki Pınar, ilkokul ve ortaokul çağındaki çocukların yaratıcılığını desteklemek amacıyla sürdürdüğü bu köklü geleneği, Millî Eğitim Bakanlığı onayıyla bu yıl “Hayallerim ve Oyunlarım” temasıyla sürdürüyor. Tema, çocukların oynadıkları ya da hayal ettikleri oyunlar üzerinden kendilerini nasıl ifade ettiklerine odaklanıyor; oyunun ve hayal kurmanın zihinsel, duygusal ve sosyal gelişimdeki yerini görünür kılıyor.
Yarışma bu yıl 6–10 yaş ve 10–14 yaş olmak üzere iki ayrı kategoride düzenleniyor. Değerlendirmede; yaratıcılık, hayal gücünün özgünlüğü, çevreyle kurulan ilişkinin estetik ifadesi ve resim dilinin çocuk dünyasına uygun kullanımı öne çıkıyor. Katılımcılar, 25x35 cm ya da 35x50 cm ölçülerindeki resimleriyle www.pinarcocukresimyarismasi.com adresinden 1 Nisan’a kadar başvuruda bulunabiliyor.