"Kişi ya emekli maaşı alacak ya da fiilen sigortalı olarak çalışacak"
Son günlerde gündem olan bir konu var; belirli bir süre sonra emekli olan kişiler artık çalışamayacak mı, çalıştığında emekli maaşı kesilecek mi?
Aslında bu konu 01.10.2008'den beri var olan, bizim daha önceki yazılarımızda ve seminerlerimizde kısa da olsa bahsettiğimiz bir konuydu. Ancak kamuoyunun gündemini yeni oluşturmaya başladı. 1.10.2008'de ilk defa sigortalı olan kişiler, şu andaki mevcut emekliler gibi aynı şartlarda, aynı haklardan maalesef yararlanamayacak. 01.10.2008 Sosyal Güvenlik Reformu'nda ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başlayan kişilerin emekli olduklarında devletin sunacağı birtakım haklar oluşacak. Bunlardan birincisinde devlet iki seçenek sunacak: Kişi ya emekli maaşı alacak ya da emekli maaşını almaktan vazgeçip fiilen sigortalı olarak çalışacak. Bu durum tahmini 2036, 2037 yılından sonra başlayabilir. Özellikle vergi indirimiyle emekli olan kişiler, yaş şartı dışında belirli bir engel oranına geldiğinde, örneğin 58, 63 veya 58, 60 yaştan başlayan bir kademeli emeklilik söz konusu. 2036'dan sonra 62, 63 yaşında emeklileri görebileceğiz. 62-63 yaşından sonraki emekli vatandaşlarımız da nur topu gibi bir sorunla karşılaşacaklar: Ya emekli olup emekli maaşı alacaklar ya da emekli maaşı almaktan vazgeçip çalıştıkları ve hak ettikleri ücreti alacaklar.
Bu durumda da EYT'deki gibi bir otorite üzerinde baskı grupları oluşacak, mitingler vb. yapılacak. EYT'den faydalanan vatandaşlarımızda devletimiz özellikle Marmara Depremi'nden sonra tabiri caizse dere geçerken at değiştirdi. Bir sigortalının emeklilik şartlarını belirleyen unsur, o kişinin ilk defa uzun vadeli sigorta kolları priminin yatırıldığı dönemdeki emeklilik şartlarına göre değişir. Yani sizin işe girdiğiniz dönemdeki emeklilik şartları çalışma hayatınızın sonuna kadar geçerli oluyor.
EYT'deki prim/gün sayılarının düşük olması, 38-43 yaşlarında emekli olmaları bütçeyi sarssa ve haksızlık gibi görünse de o kişilerin işe ilk başladıkları tarihe göre haklı bir mücadele.
EYT'lilerin şu andaki genel durumu nedir?
Aslında beklenen sayı daha fazlaydı. EYT ile birlikte özellikle staj başlangıcının sigorta başlangıcı olması söz konusuydu ama bu gerçekleşmedi. 3.2 milyon kişi EYT'den faydalanarak emekli oldu. Bunların yaklaşık 1.7 milyonu halen çalışmaya devam ediyor. Bu tek başına yeterli değil, 1.7 milyon kişi çalışmaya devam etse de çalışma/kazanç oranlarında bir düşüklükle karşı karşıyayız.
"1,65 çalışan 1 emekli maaşını karşılıyor"
Devlet açısından durum şu: Aktif/Pasif dengesi emekli maaşlarını karşılayamayacak durumda. Kademeli emeklilik bu açığı kapatır mı?
Yaklaşık 26 milyon sigortalımız var ama 14 milyona yakın emeklilik var. 14 milyona yakın emekliden kastım da emekli olan veya emekli olup vefat etmiş kişi üzerinden hak sahipliği alan kişiler. Aktif/Pasif dengesinde bu 14 milyon kişinin ne kadarını finanse edilebiliyor? Şu andaki oranımız 1/1,65. Yani 1,65 çalışan 1 emekli maaşını karşılıyor. Olması gereken ideal emeklilik oranına göre ise 3 ya da 4 çalışan 1 emeklilik maaşını karşılamalı. Çok fazla düşük emekli maaşımız var. Durumumuz biraz sıkıntılı. 1 milyona yakın çırak ve stajyer sigortalı var. Bunlardan kısa vadeli sigorta primi elde ediyoruz, yani devlet yüksek bir sigorta primi elde etmiyor. Bunları çıkardığımızda oran 1/1,50 seviyesine düşüyor. Yani önümüzdeki dönemlerde bu sayının 3'e 1 veya 4'e 1 olması gerekirken biz bunu daha da düşürüyoruz. Şu anda 1/1,65'lik oran bir emekliyi karşılarken işverenin üzerinde de büyük bir yük oluşturuyor. Çünkü işverenlik maliyetlerini artıran bir husus. Eğer siz 3 çalışandan alacağını primle 1 emekli maaşını karşılayabiliyorsanız o zaman çok ideal bir durum olacak, işverenlik maliyetleri azalacak ve istihdamı artıracaksınız. Devletin buradaki üçgeni çok iyi kurması lazım.
İşsizlik verileri sadece iş arayanlar üzerinden yapılıyor, iş aramayı bırakan kişiler sistemin dışında. İstihdam durumu nasıl?
TÜİK'in en son verilerine göre işsizlik oranı yüzde 8.8 ama aslında reel rakamımız bu değil. 10 milyonun üzerinde İŞKUR'a kayıtlı ve aktif iş arayan işsizimiz var. Diğer tarafa baktığımızda da yüzde 54'ün üzerinde de işgücüne katılım oranımız var. Bu da 80 milyonluk nüfusta 40 küsür milyonun işgücünde olması demek. 2011-2012'de yüzde 40'larda olan bir kayıt dışı istihdam oranımız vardı. 2024'teki en son verilere göre bu oran yüzde 26 seviyesine düşmüş durumda.
Devletin çalışma hayatını denetlediği çeşitli organlar var: Bunlardan biri tabii ki Hazine ve Maliye Bakanlığı. Bir diğeri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve bu bakanlığın içinde birden fazla denetim birimi var. Çalışma şeklini, süresini, ücretini inceleyen birim ayrı, sigorta primlerini, sigortasızlığı ve kayıt dışılığı inceleyen birim ayrı.
"Kademeli emeklilik bir ihtiyaç"
Kademeli emeklilik hayata geçer mi?
EYT yaklaşık 6 sene sürdü. EYT'nin zaferle sonuçlanmasının birtakım popülizm ve seçim süreci etkileri var. 8999 sonrası işe giren bir vatandaş 1 gün farkla 17 sene emeklilik yaşı beklemek zorunda. Baktığımız zaman bu durum bir anayasal haksızlık. O yüzden kademeli emeklilik bir ihtiyaç. Önümüzdeki veya ondan bir sonraki seçimde olabilir. Çünkü emeklilik mutlaka gerek iktidar gerekse muhalefet tarafından hiç fark etmeksizin hep bir popülizm çalışması olarak kullanılmış. Planlanmasının çok doğru yapılması lazım.
"Profesyoneller bordroyu görmekten kaçınıyor"
Temel Bordro Hesaplamaları kitabını yazdınız. Kitap güncel verilerle ve büyük bir çalışmayla ortaya çıktı. Bundan biraz bahseder misiniz?
Şu an en güncel bordro hesaplamaları kitabını çıkardık diyebilirim. Biz bu kitabı Datassist'in sektöre öncülük eden ruhuyla hazırladık. Bordro hesaplamaları her zaman karmaşık ve zor olarak görülmüştür. Sert bir hesaplama metodolojisi vardır, caydırıcılığı çok büyük cezalar ve çok büyük idari yaptırımlarla işverenleri zor durumda bırakabilecek birtakım hataları engelleyici unsurlar vardır. Birçok firma veya firma profesyonelleri bordroyu bire bir görmekten kaçınır ve kendisini teknolojiye teslim eder fakat aslında neyi yaptıklarını bilmezler. Evet, bordro karmaşık bir yapıya sahip çünkü bizim torba yasamız, değişkenlik gösteren legal boyutumuz, sürekli değişen parametrelerimiz var. Parametrelerin her yıl değişmesi çok normal ama bizde yıl içinde birden fazla kez değişiyor. Dolayısıyla arkadaşlarımız bordrodan biraz çekiniyor ve korkuyor. Biz burada Datassist'in 25 yıldır sektöre öncülük eden ruhunu kitabımıza taşımaya çalıştık. Sahadaki tecrübelerimizi yansıttık ve emeği koruduk. Emeği korumaktan kastım şu: Emeğin karşılığında çalışanlar ücret alır. Bu ücretin doğru ve net bir şekilde hesaplanması ya da ücret eklerinin doğru hesaplanması lazım.
Kitabımızda ücretle başladığımız, ücretten sonra yasal kesintilerden özel kesintilere kadar, bunların nasıl bordrolaştırılıp nasıl kayda geçirilmesi gerektiğinden, devlet tarafında karşılığında uygulanan idari para cezası vb. hususlarla karşılaşılmaması için işverenin ne yapması gerektiğinden, teşvik ve desteklerden nasıl faydalanılması gerektiğine kadar hepsini çok basit ve sade örneklerle anlattık. Bu kitabı; yeni başlayanlar için, 10-20 kişilik bir çalışan grubu olan işveren için, 25-30 kişilik bir avukatlık bürosu için de tavsiye edebiliriz. Çünkü o dengeyi çok güzel gözettik.