Fark Labs Kurucusu Ahu Büyükkuşoğlu Serter, 70’ten fazla girişime yaptığı yatırımla Türkiye’de zihinsel sermayeyi artırmayı hedefliyor. Serter, "Sanayi şirketlerinin artık fırsat departmanlarına ihtiyacı var. Yatırım yapmak, yeni nesil zanaat. Risk almadan yaratamayız" diyor.
Girişim ekosistemi Fark Labs'ın Kurucusu Ahu Büyükkuşoğlu Serter, girişimcilik ve yatırımcılığı ‘zihinsel servet yaratma’ hedefiyle buluşturuyor. Sanayici köklerini kaybetmeden teknoloji, mobilite ve toplumsal etki alanlarında yeni nesil fonlarla Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek adımlar atılması gerektiğini anlatan Serter, “Artık 50 yılda 5 bin kişiyle geleneksel üretim modeli yerine, 5 yılda 50 kişiyle küresel etki yaratacak şirketler büyüyor. Biz de bu şirketlerin yatırımcısı olacağız” diyor.
Ekosistemleri dönüştürenler, çoğu zaman tek başına hareket eden vizyonerler olarak tanımlanıyor. Fark Labs ve Arya Kadın Yatırım Platformu’nun kurucusu Ahu Büyükkuşoğlu Serter de bu isimlerden biri. Girişimcilik kültürünü sadece fikir ve ürünle değil; yatırımcıyı dönüştürerek, sanayiciyi yeni nesil fırsatlara açarak yeniden yazıyor. Bugüne kadar 70’ten fazla girişime yatırım yapan Serter, Türkiye’nin ilk cinsiyet odaklı etki yatırım fonunu kuran isimlerden biri. Şimdi sırada iki yeni fon daha var: Mobilite Teknolojileri Fonu ve Geleceğin Endüstrileri Fonu.
Aynı zamanda Fark Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı ve TAYSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı da olan Serter, “Risk sermayesi kavramı çok önemli. Risk sermayesi ne demek: Başkalarının hayal edemediği yerden iyi iş çıkarma için verilen sermaye. Yeni nesil otomotiv, yeni nesil tedarikçiler gerektiriyor. Bu tedarikçilerin çoğu artık geleneksel sanayiden değil, teknoloji tabanlı girişimlerden çıkacak. Biz de bu dönüşümü erkenden yakalamak için Boğaziçi Ventures ve TAYSAD ile birlikte bir mobilite teknolojileri fonu kuruyoruz” diyor. İlk kapanışı 20 milyon dolar olarak planlanan fon, Türkiye’den doğacak küresel mobilite çözümlerine yatırım yapmayı hedefliyor.
İkinci adım ise “Geleceğin Endüstrileri Fonu.” Serter, bu fonla 100 milyon doların üzerinde kaynakla özellikle derin teknoloji, malzeme bilimi, gıda ve tarım teknolojilerine odaklanmayı planlıyor. “Artık 50 yılda 5 bin kişiyle geleneksel üretim modeli yerine, 5 yılda 50 kişiyle küresel etki yaratacak şirketler büyüyor. Biz de bu şirketlerin yatırımcısı olacağız” diye ekliyor.
Serter’in temel tezlerinden biri, artık sanayi şirketlerinin sadece risk departmanlarıyla yetinemeyeceği. Ahu Büyükkuşoğlu Serter, şöyle konuşuyor: “Şirketlerin fırsat departmanları kurması gerekiyor. Çünkü riskleri ölçebilirsiniz ama kaçırdığınız fırsatları ölçemezsiniz. Bunun için paranoyak olmalı. Neyi kaçırdım diye düşünebilmeli. Türkiye’de paranoyaklık daha çok içe kapanma olarak algılanıyor. İçe kapanırken de bilmedikleri şeyleri öğrenebilecekleri insanları dışarda bırakıyorlar. Bu çok büyük bir tehlike. Engel tanımayan girişimler için engel tanımayan girişimciler lazım. Her şeyi kontrol etmek zorunda değiliz. Ben Fark Labs’ı kurarken, sadece kişilerin değil, kurumların da fikirlere, inovasyona ihtiyacı olduğunu düşündüm. Bunu da ne kadar doğru olduğunu Türkiye’nin önemli kurumlarının da bizimle birlikte hareket etmek istemesinden görüyorum” diyerek, geleneksel iş modellerinin dışarıdan gelecek fikirlere açık olması gerektiğini vurguluyor. Ona göre inovasyon içeriden değil, dışarıdan gelen iş birlikleriyle doğuyor.
GİRİŞİMCİYİ DEĞİL, YATIRIMCIYI GELİŞTİRMELİYİZ
Türkiye’de girişimcilik son 10 yılda önemli bir ivme kazansa da, Serter’e göre asıl ihtiyaç yatırımcıların dönüşmesi. Serter, “Girişimcilik artık havalı bir şey, itibar gören bir şey. Şimdi asıl mesele yatırımcıları geliştirmek. Girişimci zaten yaratıcı ve cesur olmak zorunda. Ama yatırımcı hâlâ işin zanaat kısmını öğrenmekte çok geride. Özellikle Anadolu’daki yatırımcıları bu konuda geliştirmeliyiz. Bu bir hayır işi değil, ama ülkeye yapılacak en büyük iyilik olabilir. Yatırımcılık en büyük vatanseverlik olabilir…”
“Zihinsel servet en gerçek zenginliktir”
Ahu Büyükkuşoğlu Serter, yaptığı tüm çalışmaların aslında tek bir amacı olduğu belirtiyor: Zihinsel servet üretmek. “En gerçek zenginlik, zihinsel servet. Benim için gerçek zenginlik akıl payına geçmek. Artık asıl kazananlar, fikre değer verenler olacak. Beni en çok motive eden, kendi ihtiyaçları olmadan da ayakta kalabilecek işler yaratmak. Girişimci bana ihtiyaç duymadığı anda gerçekten başarılı olmuşuz demektir.”
Globalleşme değil, global zihniyet…
Serter, artık dünyanın eski küresel yapısından uzaklaştığını, ülkelerin bloklara ayrıldığını belirtiyor. “Türkiye'den bir girişimci artık globalleşmek yerine doğru pazarı ve doğru partneri seçmek zorunda. Artık globalleşme değil bloklaşma dönemindeyiz. Asya’yı keşfetmek zor ama ABD’de de yapılabilecek çok iş var. Her yeri bilmelisiniz her yer de sizi bilmeli. Eskisi gibi değil, artık dünyadan partnerler bulmak önemli. Bu nedenle bizim Amerika'da, Japonya’da, Kore'de temsilciliklerimiz var. Ama her yerde olmak yetmez. Fırsat çıktığında harekete geçecek zihinsel çevikliğe sahip olmak gerek.”
KADIN YATIRIMCILAR EKOSİSTEME YÖN VERİYOR
■ Serter, Türkiye’nin ilk cinsiyet odaklı yatırım platformu olan Arya ile 2016’dan bu yana kadın yatırımcıları finansal okuryazarlık, melek yatırımcılık ve risk sermayesi konusunda güçlendirdi. “Başta kimse kadınların bu kadar büyük yatırımlar yapabileceğini hayal etmiyordu. Ama biz 25 milyon doları aşkın bir kaynakla bu önyargıyı yıktık. Arya artık global iş birliklerine de açık” diyor.
ASIL MESELE SERMAYE KADAR “VİZYON ORTAKLIĞI”
■ Yatırımın sadece sermaye koymak olmadığını, asıl işin “vizyon ortağı” olmakla mümkün olacağını vurgulayan Serter, yatırım yaptığı girişimlerle adeta bir yol arkadaşı gibi çalıştığını anlatıyor: “Adeta gidip onlarla maça çıkıyoruz. Fuarlara birlikte gidiyoruz, müşteri görüşmelerine birlikte katılıyoruz. Girişimcinin yalnız hissetmemesi, yatırımcının da sahayı bilmesi gerekiyor.”
“AI BAŞLI BAŞINA BİR ŞEY DEĞİL, HER ŞEYİ DÖNÜŞTÜREN BİR KATMAN”
■ Geleceğin işlerinde yapay zekâ (AI) ve dijitalleşmenin etkisi kaçınılmaz. Ancak Serter’e göre “AI başlı başına bir ürün değil, tüm iş yapış biçimlerini dönüştüren bir katman.” Bu nedenle yatırım yaptıkları girişimlerde AI’ın hangi ihtiyaca nasıl entegre edildiği daha çok önem kazanıyor. “Tarım teknolojisinden batarya üretimine, her sektörde AI’yı zenginleştirici bir araç olarak görüyoruz.”