YASEMİN BEKGÖZ
Türkiye’nin kalkınma ve ekonomik gelişim stratejisinin önemli taşlarından birisi olan yatırım teşvik sistemi, 30 Mayıs 2025 tarihli 9903 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile yeniden yapılandırıldı. Bu kapsamlı düzenleme ile birlikte, 2012 ve 2018 tarihli eski teşvik kararları yürürlükten kalktı ve yatırımcılar için yepyeni bir teşvik ekosistemi oluşturuldu. Yeni teşvik modeli, Türkiye'nin uzun vadeli stratejik hedeflerini desteklerken, sürdürülebilir kalkınma, dijital dönüşüm ve bölgesel dengeyi aynı anda gözeten çok katmanlı bir yaklaşım içeriyor.
Yeni teşvik sisteminin önceki modellerden temel farkı; yatırımcıları dijitalleşme, yeşil dönüşüm ve bölgesel eşitsizliklerin azaltılması gibi sosyal ve çevresel hedeflerle uyumlu projelere daha fazla yönlendirmeyi amaçlaması olarak özetlenebilir. Verilen destekler kapsamında, makine desteği gibi nakdi destek mekanizmalarını ilk kez devreye sokarak, sermaye yoğun yatırımları teşvik ediyor. Yeni teşvik sistemi ekonomik büyüme ile sürdürülebilir kalkınmayı bir arada hedefleyen bütüncül bir strateji içeriyor.
Yeni teşvik sistemi kapsamında temel olarak iki temel program altında teşvikler var. Birincisi "Türkiye Yüzyılı Kalkınma Hamlesi" kapsamında, Teknoloji, Yerel Kalkınma ve Stratejik Hamle programları öne çıkıyor. İkinci katmanda sektörel bazda destekler ön plana çıkarken, bölgesel teşvikler de bu yapıda yer alıyor. Bu çok katmanlı yapı, yatırımcıların hem sektörel hem de bölgesel ihtiyaçlarını dikkate alan özel destek mekanizmalarını içeriyor. Sağlanan destekler arasında gümrük vergisi muafiyeti, KDV istisnası, vergi indirimleri, faiz/kâr payı destekleri, yatırım yeri tahsisi, SGK prim destekleri ve makine desteği dikkat çekiyor. İlk defa uygulamaya konulan makine desteği, birim fiyatı 2 milyon TL üzerindeki makine-teçhizat harcamalarının %25’inin nakden karşılanmasını içeriyor ve proje tiplerine göre 180 milyon TL ile 240 milyon TL arasında değişen üst limitler sunuyor.
Yeni teşvik kararının dikkat çeken unsurlarından bir diğeri ise İstanbul özelinde yapılan değişiklikler. İstanbul’da asgari sabit yatırım tutarının 12 milyon TL'ye yükseltilmesi ve hedef yatırımların vergi indirimlerinden yararlanmasının kısıtlanması, yatırımların farklı bölgelere kaydırılmasını amaçlıyor. Ayrıca yeni sistemde, KOBİ olmayan yatırımcılar ile Yerel Kalkınma programına dahil projeler için sabit yatırımın en az %2’sinin tedarik zinciri gelişimi ve sürdürülebilirlik gibi alanlarda kullanılması zorunluluğu getirildi; bu sayede yalnızca ekonomik büyüme değil, aynı zamanda sosyal ve çevresel hedefler konusunda da gelişim hedefleniyor.
Yüksek teknoloji ve sürdürülebilir kalkınmayı teşvik eden projelere de yeni düzenleme kapsamında özel önem atfediliyor. Bu kapsamda dijital dönüşüm, yeşil dönüşüm ve yüksek katma değerli üretim projeleri için yatırım katkı oranları ve faiz destekleri artırılırken, yatırım sürecine yönelik denetim mekanizmaları da daha kapsamlı hale geliyor. Bu önlemler sayesinde yatırımların daha verimli kullanılması ve uzun vadeli sonuçlar elde edilmesi bekleniyor.
Yeni yatırım teşvik sisteminin Türkiye ekonomisi üzerindeki önümüzdeki dönemde kapsamlı etkileri olması bekleniyor. Bölgesel kalkınmanın hızlanması anlamında sermaye maliyetlerinin düşürülmesi ve teşviklerin bölgesel bazda farklılaştırılması, Anadolu’daki yatırımların canlanmasına ve bölgesel kalkınmanın hızlanmasına neden olabilir. Aynı zamanda dijital ve yeşil dönüşüm yatırımlarının özel olarak desteklenmesini hızlandırabilir. Bununla birlikte yeni sistemde getirilen daha sıkı denetim ve ekosistem yatırımı yükümlülükleri, şirketleri proje yönetimi ve sürdürülebilirlik stratejilerini yeniden gözden geçirmeye zorlayacak ve yatırım süreçlerinde daha fazla disiplin sağlayacaktır.
Sonuç olarak, 9903 sayılı yeni yatırım teşvik sistemi, Türkiye ekonomisinin önümüzdeki yıllarda karşılaşacağı küresel rekabet ve sürdürülebilirlik zorluklarına yanıt vermeyi amaçlayan, kapsamlı ve yenilikçi bir politika çerçevesi içeriyor. Yeni teşvik sisteminin etkin biçimde uygulanabilmesi halinde, Türkiye'nin ekonomik büyüme, teknolojik gelişim ve bölgesel kalkınma hedeflerine ulaşmasında kritik bir rol oynaması bekleniyor.