Ticaretten elde edilen sermayenin sanayiye yatırılması, “hür teşebbüs” olarak adlandırılıyordu. Bakalım, yapay zekâ fabrikaları yeni nesil bir sanayileşme örneği yaratacak mı?
HPE’nin, NVIDIA işbirliğiyle hayata geçirdiği yeni yapay zekâ fabrikası çözümlerini tanıtması, teknoloji dünyasında şu anda dikkat edilmesi gereken en önemli konu. Dergicilik yaptığım dönemde herkesin “en” içeren cümleler kurmamamızı söylemesi geleneğinden gelmeme karşın bunu yazıyorum. Özellikle dergicilikte, her şirketin –gerek CEO gerek kurumsal iletişim düzeyinde- bir konuda en olduğunu yazan bir dergi kapağında yer alma talebi bulunur ve bunlar dalga dalga üzerinize gelir. Bunlara karşı mendirek gibi durmanız ve “en” olarak yapılan o işin sonucunu görmeniz gerekir. Yoksa gol yersiniz. Bazen de siz olması gereken bir şeyi düşünür ve o konuda bir hayale kapılıp bir “en” kapağı yaparsınız. Bunu yapıyorsanız iki kat dikkatli olmanız gerekir çünkü sizin hayal ettiğiniz şey, finansmana kolay ulaşan bir yapının global bir raporda okuduğu trende hiçbir şey anlamadan yaptığı bir yatırım olabilir. Bütün bunları bilerek ve anlayarak yazının girişindeki o “en”li cümleyi kuruyorum. Bunu bu kadar cesaretle yazmanın nedeni, HPE’nin bile yaptığı işi tam olarak anlatamadığını düşünmem. HPE, bu adımın amacını “küresel ölçekte yapay zekânın benimsenmesini hızlandırmak” şeklinde açıklıyor. Bence öyle değil. Buradaki benimsenme sözcüğünü “adoption” olarak kabul edersek biraz daha anlamlı hale geliyor ama benim daha ileri olduğunu düşündüğüm ihtiyaç teorimi anlatmam için TÜSİAD ve Bain’in açıkladığı GenAI’a hazırlık durum raporunda bazı bilgileri aktarmam gerekiyor:
2024’te en büyük şirketlerin yüzde 95’i tarafından bünyelerine dahil edilen ve somut başarılar gösteren üretici yapay zekâ ezber bozan (disruptive) bir teknoloji olduğunu kanıtlıyor. İnsanlardan daha akıllı olan yapay zekâ sistemlerini kontrol etmek bir teknik sorun olarak karşımızda duruyor ve bu sorununun çözümü için yetenek ve işgücünün bu yeni düzene göre hizalanması (alignment) gerekiyor. Sunduğu sayısız fırsatlara ek olarak yapay zekâ endişelere ve risklere de kapı açıyor. Artan risklerle karşı karşıya olunan bu ortamda, inovasyon ile işgücü etkisi arasında bir denge bulmak gerekiyor.
Bu etki sadece mavi yakalılar ve maliyetler ile ilgili değil. İş dünyasının tamamını değiştirecek bir etki kapıda. Bunun en dikkat çekici göstergelerinden biri Bain’in raporunda CEO’lar ve CIO/CTO’lar arasındaki değerlendirme farklılıkları ile karşımıza çıkan ayrışma. CEO’lar rekabetin artmasıyla sıkışan iş ortamında GenAI’a daha fazla güveniyor ve GenAI’ın işgüçlerini üzerindeki etkisini yönetmeye odaklandığını düşünüyor. Bu, CEO’ların daha rekabetçi bir orduya sahip olma ihtiyacı ile CIO/CTO’ların bunu yaparken teknik eksiklikler ve strateji sorunları nedeniyle yaşanabilecek riskleri hesaba katması dinamiklerinin oluşturduğu bir denge.
Kesin çözüm, sahada ya da cephede ordusunun başında olarak bu süreci yönetmek ama şirketler buna göre organize olmuş değil. Çok fazla departman ile bölünmüş yapıları komutanın cephede olmasını engelliyor.
O zaman elimizde iki senaryo kalıyor. Yılmaz Güney ya da Hulusi Kentmen.
Yılmaz Güney senaryosu, Umut filminde köyden göç ettiği Adana’da işçileşmek yerine faytonculuk yapan Cabbar’ın, başına gelenlerin ardından faytonunu da işletmeyecek hale gelmesi ve en sonunda define bularak sorununu çözmek için varını yoğunu vermesine dayanıyor. Bu, köyden kente göçten eski mesleklerin yok olmasına kadar birçok sosyoekonomik soruna işaret ediyor gibi görünse de aslında, Cabbar’ın içine düştüğü çukurun sahiplerini finanse etme hikâyesidir.
Hulusi Kentmen tarzında ise, fabrikatör Kentmen sağlam temelleri sayesinde ortaya çıkan sorunlara akılcı çözümler üretebilir. Kendisini çalışırken görmeyiz ama Tarık Akan ya da Barış Manço gibi uçarı bir karakterin yarattığı sorunları bir biçimde çözer. Bazen hata yaptıktan sonra kendisini düzelterek çözer. Ama önemli olan ona gücünü verenin, büyük ölçekte değer yaratan bir sistem olmasıdır. Ve herkes eninde sonunda bu sisteme eklemlenir.
Lisan-ı münasip ile anlatırsam…
Teknoloji şirketlerinin alışık olduğumuz dili ile anlatarak yazıyı biraz bu yeni gelişmelere hizalayayım. HPE bülteni bunun için işimize yarar:
“HPE, yapay zekâ fabrikalarının tam yaşam döngüsünü kapsayan ve her tür organizasyon için yapay zekânın oluşturulmasını, benimsenmesini ve yönetimini hızlandıran yeni çözümlerini duyurdu.
HPE, NVIDIA Blackwell GPU’larla güçlendirilmiş NVIDIA AI Computing by HPE yapay zekâ fabrikası portföyünü genişletiyor. Genişlemenin kapsamında hizmet sağlayıcılar, model geliştiriciler ve bağımsız kuruluşlar için optimize edilmiş yeni modüler çözümler ile, işletmeler için anahtar teslim yapay zekâ fabrika çözümü sunan yeni nesil HPE Private Cloud AI yer alıyor. Yapay zekâ fabrikaları için sunulan entegre uçtan uca çözümler ve hizmetler, müşterilerin modern yapay zekâya hazır veri merkezleri kurarken, beraberinde eksiksiz bir yapay zekâ teknoloji yığını oluşturmanın karmaşasını ortadan kaldırıyor.
HPE Başkanı ve CEO’su Antonio Neri, ‘Üretken yapay zekâ, özerk yapay zekâ ajanları ve fiziksel yapay zekânın küresel verimliliği dönüştürme ve kalıcı toplumsal değişim yaratma potansiyeli var. Ancak yapay zekânın ne kadar iyi olacağı, ona güç veren altyapıya ve verilere bağlıdır. Kuruluşların yapay zekâya bağlı fırsatları yakalayabilmeleri için doğru veri, zekâ ve vizyona ihtiyacı var. Bu da uygun bir BT temeli oluşturmayı vazgeçilmez kılıyor’ dedi. ‘HPE ve NVIDIA, sektörün önde gelen yapay zekâ altyapısı ve hizmetlerini bir araya getirerek kuruluşların hedeflerini gerçekleştirmesine ve sürdürülebilir iş değeri yaratmasına olanak tanıyan en kapsamlı yaklaşımı sunuyor.’
NVIDIA Kurucusu ve CEO’su Jensen Huang da şu değerlendirmelerde bulundu:’’Büyük ölçekli zekâ üretme yeteneğiyle tanımlanan yeni bir sanayi çağına giriyoruz. HPE ve NVIDIA olarak bu dönüşümü yönetmek için uçtan uca yapay zekâ fabrikası altyapısını birlikte sunuyoruz. İşletmelerin verilerini etkili şekilde kullanmasını, benzersiz bir hızla ve hassasiyetle inovasyonu hızlandırmasını mümkün kılıyoruz.’”
Süreç ve finansman odaklı yaklaşım, önemi artırıyor
HPE bülteninden, yapılan ürün odaklı olmasının ötesinde süreç odaklı bir tasarım olduğunu öğreniyorum ki, bu da “en önemli” ifademi güçlendiriyor. Alıntılamak yeterli: “HPE ve Accenture, finansal hizmetler ve tedarik süreçleri için özerk ajan yapay zekâ çözümleri oluşturmak üzere iş birliği yaptı. Ortak ürün, NVIDIA AI Enterprise üzerine inşa edilmiş Accenture AI Refinery platformunu kullanıyor ve HPE Private Cloud AI üzerinde konuşlanıyor. HPE, çözümü kendi finans organizasyonunda uygulayarak kategori ve tedarik stratejileri, harcama yönetimi, stratejik ilişki analizi ve sözleşme yükümlülükleri yönetimi gibi alanlarda kullanım olanaklarını araştırıyor. Şirketler, en sıkı regülasyonlara tabi sektörlerden biri olan finansal hizmetler alanında yapay zekâ benimsenmesini ve dijital inovasyonu hızlandırmayı hedefliyor.
HPE, müşterilerin yapay zekâ fabrikalarını kurma ve benimseme yükünü hafifleterek katma değer oluşturma süresini önemli ölçüde kısaltan yeni hizmet paketleri sundu. Bu kapsamlı hizmetler, yapay zekâ fabrikalarının tasarımından finansmanına, inşasından güvenliğinin sağlanmasına kadar ilk günden ikinci gün ve sonrasına dek işletmelerin verimli ve sürdürülebilir şekilde faaliyet göstermesine odaklanıyor. Ayrıca model geliştirme ve taşıma süreçleri, fayda analizi, sistem dağıtımı, eğitim programları, operasyonel yönetim, sürekli destek ile teknoloji yenileme hizmetleri de bu portföye dahil edilerek müşterilere her aşamada destek sağlanıyor.”
Fabrikaya değil, fabrikatöre bak
Bunların hepsinin Hulusi Kentmen’e bağlandığını düşündüğüm için, oluşturulan platformu anlatmaya çalıştım. Önemli olan Hulusi Kentmen’in fabrikatör olması değil, sürekli işleyen bir makineyi kontrol etmesinden gelen deneyimi ve gücüyle işleri yoluna sokmayı bilmesi. Yapay zekâ hikâyesi de bu şekilde yazılacak. Bütün bunları belirleyen tarafta, NVIDIA’ya biraz daha vurgu yapmak istiyorum. NVIDIA CEO’su Jensen Huang’ın Mart 2025’te NVIDIA GTC konferansında tanıttığı Blackwell işlemcisiyle ilgili notlarımı paylaşayım. Burada teknik konulara da yer vereceğim:
“NVIDIA’nın açıkladığı Blackwell platformu, kuruluşlara her yerde trilyon-parametreli büyük dil modellerinde gerçek zamanlı üretken yapay zekâ (Generative AI) inşa etme ve çalıştırma olanağı sağlarken maliyeti ve enerji tüketimini önceki nesile göre yüzde 25’e kadar azaltıyor.
NVIDIA, yeni B200 GPU’nun 208 milyar transistörden oluşan 20 petaflop FP4 gücü sunduğunu ve bir Grace CPU ile birleştirilmiş iki GPU’lu bir GB200’ün LLM çıkarım iş yükleri için performansını 30 kat artırabileceğini ve muhtemelen oldukça daha verimli olabileceğini söylüyor. Blackwell, H100’e göre maliyeti ve enerji tüketimini yüzde 25’e kadar azaltıyor.
Verilere göre, 1,8 trilyon parametreli bir modelin eğitimi önceden 8 bin Hopper GPU’su ve 15 megawatt güç gerektiriyordu. NVIDIA’nın CEO’su Jensen açılış konuşmasında, 2 bin Blackwell GPU’sunun saece dört megawatt tüketerek bunu yapabileceğini söylüyor. 175 milyar parametreli bir GPT-3 LLM benchmark’ında, NVIDIA GB200’ün bir H100’e göre yaklaşık yedi kat performansa sahip olduğunu söylüyor.
Blackwell’in devrim niteliğindeki altı teknolojisi şunları içeriyor:
Dünyanın En Güçlü Yongası – 208 milyar transistörle dolu olan Blackwell mimarisi GPU’ları, 10 TB/saniye çipten çipe bağlantıyla tek, birleşik bir GPU’ya bağlanan özel bir 4NP TSMC süreci kullanılarak üretilir.
İkinci Nesil Dönüştürücü Motor – Yeni mikro-tensor ölçekleme desteği ve NVIDIA’nın gelişmiş dinamik aralık yönetimi algoritmaları, Blackwell’un, yeni 4-bit kayan nokta AI çıkarım yetenekleri ile hesaplama ve model boyutlarını ikiye katlamasını destekleyecek.
Beşinci Nesil NVLink – Çok trilyon parametreli AI modellerinde performansı hızlandırmak için, NVIDIA NVLink’in en son sürümü, en karmaşık LLM’ler için 576 GPU’ya kadar yüksek hızlı iletişimi sağlayan devrim niteliğinde 1,8TB/saniye iki yönlü iletişim kapasitesi sunar.
RAS Motoru – Blackwell destekli GPU’lar, güvenilirlik, kullanılabilirlik ve hizmet sağlamlığı için ayrılmış bir motor içerir. Ayrıca, Blackwell mimarisi, AI tabanlı önleyici bakımı kullanarak teşhis koymak ve güvenilirlik sorunlarını tahmin etmek için yetenekler ekler. Bu, sistemin kesintisiz bir şekilde çalışmasını sağlar ve masif ölçekli AI dağıtımları için işletme maliyetlerini azaltır.
Güvenli AI(Secure AI) – Gelişmiş gizli hesaplama yetenekleri, AI modellerini ve müşteri verilerini performansı tehlikeye atmadan korur; sağlık ve finans gibi gizlilik açısından hassas endüstriler için yeni yerel arayüz şifreleme protokollerini destekler.
Sıkıştırma Motoru (Decompression Engine)– Ayrı bir sıkıştırma motoru, en son formatları destekleyerek, veri tabanı sorgularını hızlandırır ve veri analitiğinde ve veri biliminde en yüksek performansı sağlar. Şirketlerin yıllık onlarca milyar dolar harcadığı veri işlemenin, önümüzdeki yıllarda giderek daha çok GPU ile hızlandırılması bekleniyor.”
Diğer uçta TD Synnex
Bir yanında NVIDIA’nın yer aldığı döngünün diğer yanındaki oyuncudan da bahsederek konuyu toparlayalım. HPE, TD SYNNEX’i 2025’in Küresel Distribütörü seçerken, aynı zamanda Kuzey Amerika ve Kuzeybatı Avrupa bölgelerinde de Yılın Distribütörü ödüllerine de layık görüyor. Bu ödüller, şirketin HPE ürün portföyünü kullanarak elde ettiği finansal başarılar, sunduğu yenilikçi çözümler ve müşteri odaklı yaklaşımı nedeniyle verildi.
TD SYNNEX, 40 yılı aşkın bir iş birliği geçmişine sahip olduğu HPE'nin tüm ürün portföyü için kapsamlı teknik yetkinlik ve iş geliştirme desteği sunarak iş ortaklarının HPE yatırımlarından en yüksek verimi almalarını sağlıyor. Bu destek, HPE ve kanal iş ortaklarıyla birlikte kritik iş alanlarının geliştirilmesini de içeriyor. TD SYNNEX bu doğrultuda şu anda, HPE GreenLake çözümlerinin uygulanmasını destekleyen dört yıllık bir geliştirme programının üçüncü yılını yürütüyor. Bu program, kanal ortaklarına HPE GreenLake uygulamasıyla ilgili becerilerini desteklemek için yetkilendirme, özel GreenLake uzmanları, mükemmeliyet merkezleri ve eğitimler sunuyor.
Şirket ayrıca HPE'nin Zenith AI Yatırım programından da fon alarak çözüm odaklı bir yaklaşımla iş ortaklarının yapa zekâ yeteneklerini geliştirmeye olan bağlılığını gösteriyor. Programa gösterilen güçlü ilk ilgi, performans ve yatırım anlamında beklentileri aşan bir başarıyla sonuçlanıyor.