Her ne kadar içlerinden Habermas gibi YZ karşıtı liberal isimler çıkartmış olsalar da genel olarak sol Hegelyen çizgideki Frankfurt Okulu (Eleştirel Teori) temsilcileri Marx eleştirilerini kültür endüstrisi ve tek tipleşme başlığı altında bir adım ileri götürür. Marx, “yabancılaşma” kavramı altında insanın artık eylemlerinin sahibi özne değil, ürettiği ürünler üzerinden kendine değer atfeden bir nesne konumuna düştüğünü iddia eder. Ürettiğimiz kadar, ürettiğimizin niteliği ölçüsünde değerliyiz. Hatta bunu yapabilecek binlerce kişi olduğu için değersiziz artık. Olan değil, sahip olan insan makbul.
Marx iyi günlerimizi gördü. Konu somut ürünlerin ötesine geçerek yaşam tarzı ve iyi olma hali vaat eden kültür endüstrisine evrildi. Statü kazanabilmek için artık hepimiz aynı kıyafetleri giyiyor, aynı yemekleri yiyor, aynı şarkıları dinliyor, aynı filmleri izliyor, aynı tatillere gidiyoruz. Süreç, Duru’dan çok önce başlamıştı yani. Hepimiz rahatlıkla birbirinin yerine geçebilir, ikame edilebilir, özgünlüğünü ve özgürlüğünü yitirmiş tek tip yığınlara çoktan döndük.
Bu gidişatı sosyal medyanın kopyala-yapıştır algoritmaları ve yaşam tarzı satan ikonları katmerledi. Yaşayan önemli düşünürlerden Byung-Chul Han’ın enfes analiz ettiği gibi zamane influencer’ları sayesinde birbirinin aynısı profillere zaten evrildik. Artık farklı bir sese, eleştiriye, bizi tamamlayacak bir başkasına yer yok. Gerek de yok.
Farklılaşmak isteyen kim?
ChatGPT ve türevleri de tabuta son çivileri çakmak üzereler. Bugün Z kuşağının önemli bir oranı, akşam ne yemek yemeleri gerektiğini GPT arkadaşlarına soruyor. Gittikçe yalnızlaşan insanlar, kendilerine sanal bile değil, “makine” dostluklar arıyor. Özne konumuna yükselen teknoloji, nesneleşen insanı tek tipleşmenin de ötesinde artık harcıalem mala (commodity) çeviriyor. Medya bombardımanı altında artık kendisini aptal hisseden, yapay zekânın kendisinden çok daha zeki olduğunu zanneden büyük kitleler, temizlik ve alışverişin ötesinde hayatlarının tamamını yakında delege edecekler. İnsan yerine her şeye YZ karar verecek. İnsanın kararlarını o alacak. Poyraz ve Duru’ya yeni arkadaşlar geliyor anlaşılan. Orada dursa iyi. Hayatın her satını kuşatacaklar. Yakında yapay zekâ evlilikleri yasallaşacak. Yapay zekâ dini çoktan kuruldu.
Kritik düşünce yetkinlikleri vasatın altında olan ve sistematik olarak da gitgide indirilen nüfusun azami çoğunluğunun bilinci her geçen gün eriyor. Bir gün bilinci tamamen yontulmuş kitlelerin “herkesin” sevdiği filmlere, kıyafetlere, şarkılara ya da yoğurtlara “Hayır” diyeceğini düşünüyor musunuz?
Adem’in hâlen naneli yoğurdu sevmemesi şaşırtıcı.