Yapay zeka üstüne değerlendirme yaparken, “arka plan” dikkate alınmazsa, eksik ve yanlış genellemelerle “yanlış yönlendirmelere açık kapı bırakma” tuzakları oluşabilir.
Tanım odaklı anlatımın tuzaklarını biliyorum, ama “gelişen teknolojinin toplumsal yaşama etkilerini” sorgulayacaksak, geçerliliği olan tanımlar yapmadan maksadımızı nasıl anlatırız?
En iyisi, “teknoloji” dediğimiz zaman ne anladığımızı netleştirelim: Teknoloji, insanların çıplak güçleriyle yapamadıklarını, akıllarını kullanarak buldukları araç-gereç ve metotlarla yapabilmesidir.
Yapay zekâ (YZ) bir teknoloji ürünü. YZ üstüne değerlendirme yaparken, “arka plan” dikkate alınmazsa, eksik ve yanlış genellemelerle “yanlış yönlendirmelere açık kapı bırakma” tuzakları oluşabilir.
Yapay zekâ mekanizmalarının arka planında;
- Yarı iletken teknolojinin polikristalin silisyum üretimi,
- Monokristal ya da polikristal silisyum ingot dökümü,
- Wafer (çip, yonga) üretimi ve işlenmesi,
- Değişik amaçlı çip tasarımları,
- Nanoteknolojik transistör baskı işlemleri,
- Çip kaplama teknolojileri,
- İşlemci çip ve işlem merkezleri,
- Veri depoları, platformları ve erişim kapasiteleri,
- Modellerin kapsama alanları ve gelişme yönleri,
- Algoritma oluşturma kapasiteleri,
- Yazılım olanakları ve kısıtları,
- Platform oluşturma ve müşteriye erişme gibi “kritik eşikleri” hakkında sorgulama yapacak kadar bilgi gerekiyor.
Yeni dünya düzeni oluşuyor
YZ yeni dünyanın oluşumunu hızlandırıyor. Oluşmakta olan “yeni dünya düzeninde doğru konumlama” yapma gibi bir kaygımız varsa, toplumsal yaşamın bütün derinliklerini etkileyeceği daha şimdiden belli olan YZ uygulamalarının;
- Bağlantı yapılarının işleyişi ve işlevlerini,
- İletişimin yönünü, hızını ve kapsama alanlarını,
- Etkileşimin ekosistemindeki simbiyotik ve asalak unsurlarını,
- Yeni oluşmakta olan rekabet sisteminin bileşenlerini ve bağlamlarını,
- Yeni dünya düzeninde işbirlikleri oluşturmanın gerek ve yeter şartlarını enine boyuna sorgulayan “öngörme-önlem alma disiplini” gerekiyor.
İnsan aklının türettiği en önemli araç bilimdir; bilim ya en büyükten küçüğe, ya da en küçükten büyüğe doğru süreçleri sorgulayarak olguları yönlendiren ilke, kural ve yasaları kavramaya çalışır.
Bilimin araçlarının bizi yaşamın öz gerçeklerine yakın bir hedefe taşıyabilmesi için “yapay zekâ konusunu bütünsel değerlendirmeye” özen göstermeliyiz ki hedeflediğimiz sonucu yakalayabilelim.
Yanıt bekleyen sorular
Yeni bir düzen oluşumunu hızlandıran YZ konusu tartışılırken, bağlantısal bütünlük gözetilmelidir ki bağımsız gelişme sağlanabilsin, uzun dönemli gelecek güven altına alınsın. Bağlantısal bütünlük için yanıtlanması gereken sorular zihnimizde diri durmalı:
1- Polikristalin silisyum dökümünde neredeyiz ve nerede olmalıyız?
2- Monokristal ve polikristal silisyum döküm konusunda hangi adımlar atmalıyız?
3- Nano ölçekli transistör baskısı yapabiliyor muyuz, baskı konusundaki stratejik seçimimiz nedir ve ne olmalıdır?
4- Çip tasarlama konusunda hangi birikimlere sahibiz?
5- Çip kaplama teknolojilerinde ülkemizdeki reel durum nedir? Ne yapılmalıdır?
6- Veriye erişimde kimlere ve ne ölçüde bağımlıyız, bağımsız yol izlemenin gerek ve yeter şartları nelerdir?
7- Büyük dil modellerindeki (BDM) gelişmelerin ülkemiz neresinde duruyor? Durduğumuz yer gelecek için güven yaratıyor mu?
8- Ülkemiz algoritma oluşturma düzeyinin neresindedir? Bize benzer ülkelerin stratejileri ve yarattıkları sonuçların farkında mıyız?
9- Ülkemizdeki birikim “yazılım katkısını” geleceği güven altına alacak düzeylere çıkarmış mıdır, eksikleri ve boşlukları varsa ne gibi önlemler alınmalıdır?
10- Sistemin “enerji ihtiyacı” hangi kaynaklardan nasıl karşılanmalı?
11- YZ’nin maddi ve kültürel zenginlik üretimine katkısı ve ülke refahının artırılmasında “ithal odaklı gelişme” sürdürülebilir midir? Yerli ve milli üretim gerekli ise bağlantısal bütünlük gözetilerek hangi adımlar, hangi önceliklere göre atılmalıdır?
Ciddi fikirlerin yerine sloganları koymak” her zaman krizlere açık kapı bırakır.
Tartışmaya açtığımız sorularla ilgili bilgi eksikliklerimiz, yanlış değerlendirmelerimiz olabilir. Olmalıdır da. Önemli olan “yanılabilme özgürlüğünü” kullanmak, “hata yaparak gelişmek; aynı hataları tekrarlamayarak” iş yapma kültürünü yükseltmektir.