Bilgi işlem alanındaki gelişmelerin uç noktasında bir “araç” ve “sistem” olan “yapay zekânın” olası etkileri hepimizi ilgilendirmeli, gündemimizin ilk maddesini oluşturmalı.
Ne zaman yaşamı derinden etkileyen genel bir teknolojik buluş üzerine düşünsem, Thomas Newcomen’in Thomas Saverey’le geliştirdikleri buharlı makinenin insanlık yaşam biçimi ve yaşam tarzlarına etkileri bir film gibi gözlerimin önünde süzülerek akar.
Buharlı makinenin geliştirilmesi için kurulan ortaklıktan bu yana 327 yıl geçti.
Maden kuyularındaki suları boşaltan ilk buharlı makineler 1705 yılında kullanıldı. Daha sonra 1667’de James Watt’ın buharlı makineye eklediği “güçlendiren yenilik” insanların kol gücünü, hayal bile edilemeyecek düzeylerde artırdı. Üretimde topraktan bağımsızlaşma süreci, fabrika-odaklı yeni bir üretim, ulaşım ve iletişim düzeni yarattı. Yeni bir dünya düzeni kuruldu; toplumlar da, eğitim ve yönetim kalitelerine göre, bu yeni dünya düzeninde yerini aldı.
Sanayi Devrimi sonrasında yaşanan üç önemli sıçrama ve etkili dönüşüme uyum sağlamada başarılı olduğumuzu söyleyebilir miyiz? Söyleyemeyiz. O zaman filozofun dediği gibi düşünelim: Birisi bizi ilk kez yanıltmışsa, suçun tümü yanıltanındır. Aynı konuda ikinci kez yanıltılmışsak suçun yarısı yanıltanın, diğer yarısı da bizimdir. Eğer üçüncü kez yanıltılıyorsak, suçlu aramaya gerek yok, suçun tamamı bizim olacaktır.
Yarıiletken teknolojiyle “bilgi saymanın” gerçekleştirildiği 1969 yılından bugüne bir insan ömründen daha kısa zaman geçti. Kısa zamanda “güçlendiren, sürdüren ve verimlilik yenilikleri” o denli hızlandı ki, bugün yapay zekânın üretim, ulaşım ve iletişim alanlarında yeni kurumsal yapılar oluşturuyor, yeni işlevler baskın hale geliyor, yeni kültür hızla oluşuyor ve “yeni dünya düzeninin” kurulmakta olduğunu herkes kabul ediyor.
Bilgi işlem alanındaki gelişmelerin uç noktasında bir “araç” ve “sistem” olan “yapay zekânın” olası etkileri hepimizi ilgilendirmeli, gündemimizin ilk maddesini oluşturmalı.
Yapay zekâ aracı insan yaşamını kolaylaştırıcı etkiler yaratacaktır. Bu etkileri başlıklar halinde özetlersek;
- Erişilebilen bütün verileri değerlendirebilen bir işlem kapasitesi oluşturacaktır.
- Veriler uygun yöntemlerle malumat ve bilgiye dönüştürülecektir.
- Sonsuz büyük ile sonsuz küçük dinamiklerini kavrama alanı genişleyecektir.
- Sonsuz büyük ve sonsuz küçük dinamiklerinin gözlenmesi, izlenmesi, ölçülmesi, sayılması, kaydedilmesi, karşılaştırılması ve anlamlandırılması alanlarını genişletecektir.
- Doğal süreçler kadar yapay süreçlerin işleyişi edilgen gözetim ve denetimle kontör edilebilec ektir.
- Güçlendiren, sürdüren ve verimlilik yenilikleri hızlanacaktır.
- Başka insan enerjisi olmak üzere bütün organik ve inorganik enerjilerin etkin ve verimli değerlendirilmesinin kanalları açılacaktır.
- Toplumsal örgütlenmede yeni güç odakları oluşacak, yeni egemenlik biçimleri öne çıkacaktır.
- Yeni bir “toplum sözleşmesi” oluşacak, yeni yaşam biçimleri ve yaşam tarzları güveni sağlanacaktır.
- Her olgunun kendi iç dinamiklerine uygun ölçeklendirme ve çözümler üretibilebilecektir.
Öncü göstergelerin dayattığı gündem şimdilik şöyle:
- “Eşitsizlikler” büyüyecek.
- “İşsizlik” artacak.
- “ Sürdürülebilir inovasyon” rekabeti belirleyecek.
- “Yaşam uçtan uca kayıt altına” alınacak.
- “Mahremiyet değerleri” yeniden tanımlanacak.
- “Yeni güç odakları” oluşacak.
- Yeni “egemenlik tarzı” ve “yeni dünya düzeni” kurulacak.
Cem Say’dan öğreniyoruz ki, uzmanlar, “sıradışı hesaplama” konusunu tartışıyor. Sıra dışı hesaplama şu anlama geliyor: “ Yerleşik bilgisayar donanım ve yazılımından farklı, özellikle de doğadan fizik ve biyolojiden esinlenen ’yeni’ bilişim çeşitleri” geliştiriliyor. Yeni gelişmeler, yapay zekâ aracının etkilerini daha da derinleştirecek.
Uzmanlık ayrıntısı odağından bakılınca, gözleme, izleme, ölçme, sayma, görselleştirme ve kavramlaştırma ve davranış süreçleri daha da hızlanacak. Bu denli yaygınlaşan ve derinleşen teknolojik gelişme karşısında “alternatif tepki stratejileri kurgulamanın, paylaşmanın, harekete geçme yol ve yöntemlerini zihinlerde netleştirmenin önemi” de tahminlerin ötesindeki bir hızla artıyor.
Bağımsız Yapay Zekâ Estitüsü
“Yapay zekâ nasıl tartışılmalı?” başlıklı yazımız 11 Eylül 2025’te yayınlandı: Yerleşik bilgisayar donanımlarında bağımlılık derecemizi ve nerede durduğumuzu netleştirmek için bir düzine soru yönelttik. Bir sonraki yazı, 18 Eylül 2025 günü, “ Yapay zekâyı ‘çok yönlü’ değerlendirelim” başlığını taşıyordu; değişen zamanın ruhunu okuyarak uyum sürecini nasıl yönetmemiz gerektiği sorgulandı.
Yapay zekâ tartışmaları uyum sorununu gündemde sıcak tutması bakımından önemli, ama tek başına yeterli ve değerli değil. Değerli olan, geçiş sürecini iyi yönetmenin araçlarını geliştirecek öngörme ve önlem alma disiplinini harekete geçirebilmemiz.
Teknolojik gelişmeler tek başına yarar da üretmez, zarar da. Oluşacak olan güç ve egemenlik odaklarının eğitim ve yönetim algıları ve uygulamaları teknolojinin insan yaşamını kolaylaştıran yönünü öne çıkarabileceği gibi, insan yaşamına kasteden yönünü de baskın hale getirebilir.
Gelişmelerin hızı, yaygınlığı ve yoğunluğu, organik beyin sınırlarını çok aşan inorganik beyin ve ondan beslenen yapay zekâ etkilerini etkin yönetebilmemiz, bireysel odaklı çözüm arayışlarını, kurum odaklı arayışlara taşımayı gerektiriyor.
Hem kuramsal gelişmeleri yakından izleyen, hem de doğru kurumsal yapılanma önerileri geliştiren mekanizmalara yatırım yapmalıyız. Geçiş süreçlerini etkin yöneten, sağlıklı gelecek inşa edilmesine değer katacak bir bağımsız Yapay Zeka Enstitüsü’ne ihtiyacımız var. Ayrıntı bilgisi eksikliği, sosyal medya gibi deneyimlerden beslenme yerine duyuma ve kulak kirliliğine dayalı algı alanlarının yaygınlaşması “kurumsal rasyonel otoriteye” ihtiyacını da artırıyor.
Kamu birimlerinin, üniversitelerin, iş dünyası ve işgücü örgütlerinin katılımıyla kurulacak enstitü gelir, atama, gözetim ve denetim bakımından bağımsız yapıda kurulur; ilke, kural ve bilimsel ölçüleri öne çıkarırsa, “rasyonel otorite” olabilir; saptırılmış algıları en alt düzeye indirilmesine yardımcı olabilir.
Yapay Zeka Enstitüsü’nün ivedi gündemi şöyle olmalı:
1- Yapay zekâ aracında genel eğilimler nelerdir, ne yönde ilerlemektedir?
2- Ülkemiz yerleşik bilgisayar donanımlarında dünya ölçeğinde ne durumdadır? Yeni gelişmeleri izleme, gözleme ve öncüler arasında katılmadaki çabaları hangi alanlara odaklanmalıdır?
3- Yerleşik bilgisayar yazılımında olanak ve kısıtlarımız nelerdir? Yeni gelişmelere hızlı ve etkin uyum için nasıl örgütlenmek gerekir?
4- Ülke ölçeğinde “ stratejimiz” ne olmalıdır?
5- Yapay zekâ gelişmelerine uyum için siyasi irade, bürokrasi, iş ve emek dünyası, toplumun ilgili diğer kesimlerinin katılımıyla uzun vadeli plan eksenli gelişme yaratmak için neler yapmalıdır?
Sorular çoğaltılabilir. Amacımız soru sormak değil. Amacımız, tartışmayı, zihni model oluşturmayı, kara vermeyi ve uygulamayı, yaratmak istediğimiz sonuca tam zamanında erişebilmeyi sağlayacak yol ve yöntemleri arayıp bulmayı sağlayacak sorgulama iklim ve ortamının yaratılması olmalı. Yapay zekâ sisteminin bütünlüğünü gözden kaçıran, sonuç odaklı aşırı değerlendirmelerle “yapay zekâ fetişi” yaratılmasına kapı açabilecek olan tutumlara yönelmekten kaçınılmalı.