Türkiye genelinde baktığımızda tarım, sanayi, imalat sanayii ile ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmetlerinden oluşan ana hizmet sektörlerinin GSYH içindeki payının azaldığını görüyoruz.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) hesaplarına göre Türkiye ekonomisi 2024 yılında yüzde 3,33 oranında büyüdü. Genel toplamdaki büyümeye karşın ekonominin bel kemiği olan imalat sanayii yüzde 0,52 daraldı.
TÜİK’in bölgesel gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) verilerine göre Düzey-2 coğrafi bölge sınıflandırmasına göre 26 bölgenin 9’unda imalat sanayii, 10’unda toplam sanayi bir önceki yıla göre küçüldü. Üstelik imalat sanayiinin küçüldüğü bölgeler, sanayi üretiminde önemli ve ağırlığı yüksek bölgeler: TR10 (İstanbul), TR21 (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli), TR22 (Balıkesir, Çanakkale), TR31 (İzmir), TR33 (Manisa, Afyonkarahisar, Kütahya, Uşak), TR41 (Bursa, Eskişehir, Bilecik), TR42 (Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Yalova), TR61 (Antalya, Isparta, Burdur), TR81 (Zonguldak, Karabük, Bartın).
İl düzeyinde baktığımızda ise 81 ilin 28’inde imalat sanayii üretimi, 25’inde toplam sanayi üretimi, 2023 yılına göre geriledi. Edirne, Çanakkale, Manisa, Kırşehir ve Kars illerinde imalat sanayiindeki küçülme çift haneli rakamlara ulaştı.
Bu sonuçlar, ekonomideki büyümenin niteliği konusunda soru işaretleri yaratıyor. Soru işaretleri, bölgelerin ekonomisinde sektörlerin ağırlıklarının nasıl değiştiğine baktığımızda daha da artıyor.
Türkiye genelinde baktığımızda tarım, sanayi, imalat sanayii ile ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmetlerinden oluşan ana hizmet sektörlerinin GSYH içindeki payının azaldığını görüyoruz. Düzey-2 sınıflamasıyla 26 bölge düzeyinde sektörlerin GSYH paylarının 2024 yılında bir önceki yıla göre nasıl değiştiğine baktığımızda ise tablo daha da olumsuz bir hal alıyor.
2024 yılında 26 bölge içinde sadece 2 bölgede imalat sanayiinin GSYH içindeki payı 2023 yılına göre arttı, 24 bölgede ise imalatın payı küçüldü. Toplam sanayinin payının arttığı bölge sayısı ise sadece bir.
TRB2 (Van, Muş, Bitlis, Hakkari) bölgesinde sanayinin GSYH içindeki payı 0,09 puan gibi çok önemsiz bir düzeyde artarak yüzde 5.69’dan yüzde 5,77’ye, imalat sanayiinin payı ise 0,50 puanlık artışla yüzde 3,37’den yüzde 3,87’ye çıktı. TRA1 (Erzurum, Erzincan, Bayburt) bölgesinde ise imalat sanayiinin payı 0,24 puanlık bir artışla yüzde 4,33’ten yüzde 4,56’ya çıktı.
Sanayi ve imalat sanayii üretiminin arttığı bölgelerin ne Türkiye’nin toplam sanayi üretiminde dikkate değer bir yeri var ne de sanayinin bu bölgelerin kendi üretimi içinde kayda değer bir payı var.
Buna karşın Türkiye’nin sanayi üretiminde belirleyici düzeyde ağırlığı bulunan bölgelerde sanayi üretiminin payında hatırı sayılır düşüşler söz konusu. Örneğin TR42 (Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Yalova) bölgesinde imalat sanayiinin payı, bir yılda 4,59 puan birden düşerek yüzde 39,10’dan yüzde 34,51’e indi. TR41 (Bursa, Eskişehir, Bilecik) bölgesinde sanayinin payı 4,39 puan düşerek yüzde 38,72’den yüzde 34,33’e geriledi. TR21 (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) bölgesinde sanayinin payı 4,99 puan düşerek yüzde 42,83’ten yüzde 37,83’e geldi. TR31 (İzmir) bölgesinde sanayinin payı 4,85 puanlı bulan bir kayıpla yüzde 29,25’ten yüzde 24,40’a düştü. TR33 (Manisa, Afyonkarahisar, Kütahya, Uşak) bölgesinde sanayinin payı 4,45 puan düşerek yüzde 34,85’ten yüzde 30,40’a indi. TR81 (Zonguldak, Karabük, Bartın) bölgesinde sanayinin payı 5,40 puan birden düşerek yüzde 31,3’ten yüzde 26,43’e indi.
Üretimin ikinci önemli ayağı olan tarımda da durum farklı değil. 26 bölgenin ikisi hariç tamamında tarım üretiminin payı 2024’te gerilemiş durumda. TR81 (Zonguldak, Karabük, Bartın) bölgesinde tarımın payı 0,34 puanlık küçük bir artışla yüzde 6,10’dan yüzde 6,45’e çıktı. TR42 (Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Yalova) bölgesinde ise tarımın payı 0,04 puanlık önemsiz bir artışla yüzde 2,46’dan yüzde 2,50’ye çıktı. Sözkonusu iki bölgede de sanayinin payında ciddi bir düşüş olduğunu hesaba katarsak, bu durumun bölgedeki tarım üretiminin genişlemesinden değil, sanayi üretiminin payındaki düşüşün göreli etkisinden kaynaklandığı anlaşılır.
Tablonun ortaya koyduğu resim açık: Tüm bölgelere yayılan bir maddi üretimden uzaklaşma var. Bunu ekonominin diğer sektörlerinin gelişmesinin bir sonucu olarak görmek de yanıltıcı olabilir. Tarım ve sanayinin payındaki azalmanın, tarım ve sanayi üretiminden uzaklaşmanın nedenleri ve olası sonuçlarına daha yakından bakmaya ihtiyaç var.
Nüfusu 90 milyon kişiye yaklaşan bir ülkenin, maddi üretimin iki temel ayağındaki bu tablo karşısında dış ticaret açığı üretmekten başka şansı yok. Bu büyüklükteki bir nüfus için böylesi bir ticaret açığının turizm gelirleri ile kapatılma şansı da olamaz.