En büyük ihracat pazarımız euro bölgesi olduğundan, Türkiye ekonomisi için euronun güçlenmesi avantajdır. Petrol gibi enerji ürünlerinin ithalatı dolar cinsinden yapıldığından, bu para biriminin zayıflaması iyidir. Eş zamanlı olarak EUR/USD paritesinin yükselmesi ve petrol fiyatının düşmesi bizim için güzel bir senaryodur.
İşte bu senaryo, ocak-nisan döneminde gerçekleşti. ABD’nin gümrük tarifesi politikası piyasaları karıştırdı. EUR/USD paritesi 1,02’den 1,1570’e yükseldi. Brent petrolün fiyatı 82 dolardan 60 dolara düştü. Mart ayında iç siyasetteki tansiyon çok yükselince, Türk Lirası cinsi varlıklardan çıkışlar oldu. Döviz talebi arttı. EUR/USD ve petroldeki trendin lehimize olması en azından hesaplarımız açısından olumluydu. Durumlar değişti. ABD-Çin anlaşmasının etkileri sürüyor. EUR/USD paritesi bu hafta 1,10’lu seviyeleri gördü. Küresel resesyon beklentilerinin düşmesiyle petrol fiyatı yine bu hafta 67 dolar oldu. EUR/USD’ın yüzde 58’ini oluşturduğu dolar endeksinin yükselişine rağmen, dolar-satış pozisyonlarının piyasalardaki en kalabalık pozisyonlardan birisi olduğunu belirteyim. Küresel fonlardaki dolar ağırlığı yirmi yılın en düşük seviyesindedir.
Türkiye’de politik söylemler yumuşamayacak. Tansiyon fazla düşmeyecek. Yukarıda yazdığım finansal göstergeler de kısa vadede destekleyici olmayabilirler. Mevcut ekonomi programını sürdürmekten başka çaremiz yoktur. Dış şartlar değiştiği için sınavımız yeni başlıyor.