Bitcoin piyasasında son dönemde ne alıcılar ne de satıcılar baskın çıkıyor. Temmuz, ağustos ve ekimde fiyatta yaşanan yukarı yönlü kırılmalar kalıcı olmadı. Nasdaq endeksindeki yükselişten ve doların zayıflama hikâyesinden kripto paranın faydalanması beklenirdi. Dünyada yaşananlara rağmen yılbaşından beri sadece yüzde 16’lik bir getirisi var.
Kısa vadeden uzaklaşırsak, aslında tartışılması gereken konu Bitcoin’in uzun vadede merkez bankalarının rezervlerinde nasıl bir rol üstleneceğidir. Bitcoin ve altın arasındaki benzerlikler dikkat çekiyor. Örneğin ikisinin de arzı sınırlıdır. Yazılımı gereği, 2140 yılına kadar en fazla 21 milyon Bitcoin üretilebilecek. Bu dezenflasyonist özellik sayesinde, tıpkı altın gibi, kâğıt paralara karşı uzun vadeli bir değer saklama aracı olarak düşünülebilir. Doların rezerv para statüsüne dair artan şüpheler, merkez bankalarının rezervlerini çeşitlendirmelerine yol açabilir. Önümüzdeki yıllarda birçok merkez bankasının bilançosunda altının yanında yer alabilir.
Bitcoin fiyatının 125.000 doların üzerine çıktığı son yükseliş hareketinde, 30 günlük oynaklığı yüzde 22 oldu. Tarihin en düşük seviyesi olduğunu belirteyim. Bu durum, yatırım portföylerinde daha fazla yer aldığının bir işareti olabilir. Avrupa’daki ve ABD’deki regülasyonlarda gevşemeler, makroekonomik gelişmeler, büyük kurumsal yatırımcıların fonlar üzerinden bu piyasada aktifleşmeleri, uzun vadeli bir hikâyeyi güçlendirebilir.
