Piyasalar açısından son çeyreğin en belirleyici haftalarından birisi olabilir. Fed ve Kanada Merkez Bankası politika faizlerini indirecekler. Avrupa ve Japonya merkez bankaları faizleri sabit tutacaklar. ABD Başkanı Trump ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping bir gün sonra Güney Kore’de görüşecekler. Bu buluşma tansiyonu düşürmek için bir fırsat olabilir.
Çin nadir toprak elementlerinin işlenmesi üzerindeki tekelinden vazgeçmez. ABD yarı iletken teknolojilerindeki ihracat kısıtlamalarından geri adım atmaz. İki taraf da birbirilerine uyguladıkları liman ücretlerini kaldırmaz. Ancak mutlu aile pozları verilir. Çok kutuplu bir dünyada, yani müttefiklerin değiştiği ancak düşmanların ticarete devam ettiği bir düzende yaşıyoruz. Bu sistem ekonomilerin büyümesi açısından fena olmayabilir.
Dünyanın en büyük madencilik fuarı geçen hafta Avustralya’da yapıldı. Fuarın on yıl önceki gözdesi batarya teknolojisi, beş yıl önceki gözdesi altındı. Sıcak başlık artık kritik minerallerdir. ABD ile Avustralya’nın kritik minerallerde 8,5 milyar dolarlık iş birliği anlaşması imzalamasından birkaç saat sonra bu organizasyon başladı. Buradaki temel amaç Çin’e olan bağımlılığı azaltmaktır. Devletler, özel sektör yatırımlarındaki riski de düşürmek istiyorlar. Tabii bu yatırımlar başlangıçtır. Daha büyük adımlar gerekiyor. Çin dışında yeni bir tedarik zinciri kurmak son derece maliyetli olacaktır. Bu yapı oluşturulsa bile, burada üretilecekler, Çin ürünlerinden daha pahalı olur.
