Borsa endeksimiz yılbaşından beri ne altın kazancının ne de mevduat faizinin yanına yaklaşabildi. Geniş perspektiften, endeksi ister dolar cinsinden ister enflasyondan arındırarak değerlendirin, maalesef hayal kırıklığıdır. Sürekli dillendirilen ‘‘Fiyatlar ucuz’’ hikâyesine rağmen, büyük yükseliş gerçekleşmiyor.
Üniversitedeki derslerimde yıllardır, ‘‘Hisse senetleri bir portföyde her zaman yer almalıdır. Ancak bunlar riskli finansal varlıklardır. Uzun vadeli düşünülmelidir’’ diyorum. Bundan sonraki ders notlarımda, Türkiye piyasası için ‘‘uzun vade’’ ifadesini kullanmayabilirim. Ülkemizde hisse senetlerini elde tutma süresi ortalama bir aydır. Yatırımcımızın bakışında ‘‘kısa vadecilik’’ esastır. Sosyal medyadaki bazı platformlarda hisse tüyosu ve önerisi verilmesi, zaman algısını bozuyor. Bunlar izinsiz yatırım danışmanlığı veya manipülasyon (piyasa dolandırıcılığı) kapsamındadır. Gerçi bu işlerden yakalananlar; ya yurt dışına çıkış yasağıyla serbest bırakılıyorlar, ya da kısa süreli cezalar alıyorlar.
Borsamızda son dönemde çok yüksek işlem hacmine sahip olan hisseler, işini ciddiyetle yapan yatırım bankalarımızın ve aracı kurumlarımızın model portföylerinde yer almıyorlar. Bazılarında aylardan beri anormal fiyat hareketleri gözleniyor. Örneğin herkesin konuştuğu bir şirket, piyasa değeri açısından dev holdinglerimize yaklaştı. Regülatör de bu şirketin yetkililerine, ‘‘Piyasa bu hâldeyken, size ne oluyor’’ diye sormuyor.