Satın aldığınız mal ve hizmetlerin fiyatının nasıl seyrettiğini unutur ya da unutabilir ve yalnızca son bir yıldaki artış hızının ne olduğuna odaklanabilirseniz güzel günler yakın…
Yakın dedimse şunun şurasında beş-altı ay daha dişinizi sıkacaksınız. 2024’ün haziranı geldi mi, hele hele temmuz ve ağustosu, bakın bakalım enfl asyonun kırılıp kırılıp iyileşen beli bir kez daha nasıl kırılıyor!
Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan da kısa bir süre önce yıllık enfl asyonun baz etkisiyle haziran ayına kadar yüksek kalacağını, sonrasında ise hızla gerileyeceğini söyledi. Bu cümleyi tersinden okursak anlam açık:
“Enflasyon hazirandan sonra baz etkisiyle düşecek.”
Erdoğan aynı konuşmasında enflasyonun düşüşüne katkı verecek bir uygulama olarak para politikasına değinirken “Bir de para politikası gecikmeli çalışıyor” dedi.
Yani şu dönem uygulanan para politikası enflasyonu düşürücü yönde etki yapacak ama bu etki biraz gecikmeli olarak ortaya çıkacak. İyi de biz Eylül 2021’den itibaren şimdikinin tam tersi bir para politikası uygulamaya başlamış ve onun da enflasyonu düşürmesini beklememiş miydik?
Taban tabana zıt iki para politikası aynı sonucu doğurup enflasyonu düşüremeyeceğine göre ve geçerli görüş halen uygulanan olduğuna göre demek ki geçmişte yanlış yapılmış.
2021’deki tercih “biraz maliyetli” oldu ama olsun; en azından denedik!
Şafak sayan asker gibi!
Enflasyonla mücadelede durumumuz şafak sayan asker gibi oldu…
Biz ay sayıyoruz… 2024’ün yaz ayları gelsin, dört gözle beklediğimiz baz etkisi devreye girsin ve yıllık enflasyon düşsün.
Biraz da uygulanan parasal sıkılaştırma etki edecek tabii ki; ikisi birden yıllık enflasyon oranını hızla aşağı çeksin.
Matematik bunun gerçekleşeceğini söylüyor zaten.
Tabloda 2023’ün aylık oranlarını (aralık tahmin) ve 2024’ün yıllık öngörüye göre olabilecek aylık oranlarını görüyorsunuz.
İlk beş ay aylık bazda niye yüzde 4, sonrasında niye yüzde 1.6 diye düşünebilirsiniz.
Bu oranların dayandığı varsayım şu:
Hani yıllık artışın mayısta yüzde 74- 75’le zirve yapacağı öngörülüyor ya, bu oranı verecek aylık artış ocak-mayıs dönemi için yüzde 4.
2024’ün sonu için tahmin edilen yüzde 36’ya inmek için de kalan yedi aydaki aylık artışın yüzde 1.6 olması gerekiyor.
İlk beş ay hep yüzde 4, sonraki yedi ay hep yüzde 1.6 olmaz tabii ki ama bu dolayda bir beklentiyle hareket edildiğini düşünmek yanlış değil.
İşte bu oranlara göre nisan sonunda yüzde 68 olacak yıllık artış mayısta birden sıçrayıp yüzde 74’e ulaşacak. Mayıstaki bu sıçrama, bu yıl mayısta doğalgazın enfl asyon hesabında sıfır fiyat yöntemiyle dikkate alınması, yani bir anlamda dikkate alınmaması yüzünden mayıs oranının neredeyse sıfır gelmesinden kaynaklanacak.
Haziranla birlikte eğilim tersine dönecek. Özellikle de temmuz ve ağustosta çok belirgin bir düşüş olacak. Bu yılın temmuz ve ağustosunda yüzde 9.49 ve yüzde 9.09 olan artışların yerine mutlaka çok daha düşük oranlar girecek ve yıllık oran hızla gerileyecek. Bu eğilim hız keserek eylülde de sürecek.
“Baz etkisi baz etkisi” denilen de bu zaten…
Son on iki ayın hesaplamasından yüksek oran çıkacak, yerine daha düşük oran girecek.
Ya fiyatların düzeyi?
Hiç kuşku yok ki fiyatların son bir yıldaki artış hızının düşmesi başka, fiyatların düzeyi ya da düşmesi başka…
Zaten fiyatların düşmesi gibi bir durum yaşanırsa artık onun adı değişir; deflasyon olur. Düşük enflasyon demek, fiyatların artmaya ama az artmaya devam etmesi demektir.
Dolayısıyla 2024’ün özellikle yaz aylarında fiyat artış hızında yaşanacak keskin düşüşü fiyatların düşmesi gibi lanse etmek isteyenler tabii ki çıkacaktır ama gerçeğin öyle olmadığı da ortadadır.
Zaten fiyatlarda düşüş yaşanacağını öngören de yok. Fiyatlarda 2024 için tahmin edilen artış yüzde 36’dır, o da tutarsa! Ne var ki yüzde 36, bu yılın yüzde 65’lik tahminine göre tabii ki bir yavaşlamaya işaret edecek ve bu yavaşlama sanki fiyatlar gerilemiş gibi anlatılacaktır.