✓ "Enflasyon düşüyor" cümlesinde "enflasyon" kelimesi geçtiğine göre demek ki ortada bir fiyat artışı var.
✓ Dolayısıyla buradaki "düşüyor" kelimesi "fiyat artışının düşmesi, yani yavaşlaması" anlamına geliyor.
Türkiye, yıllardır enflasyonu düşürmekle uğraşıyor. Bu konuda ne kadar samimi olunduğu, enflasyonu düşürmenin gerçekte ne kadar istendiği ayrı bir konu. En azından görünürde bu yönde çaba harcanıyor.--- Enflasyon, düşürülmeye çalışılıyorsa demek ki yüksek ve enflasyonu, kimin ne yaparak yükselttiği de elbette ayrı bir konu.
Bunları bir kenara koyalım...
Bugünlük enflasyonun niye yükseldiğine de, kim tarafından yükseltildiğine de bakmayalım; ayrıca enflasyonla gerçekten mücadele edildiğini de kabul edelim.
TÜİK’in hesaplamalarının gerçeği yansıtıp yansıtmadığı tartışmalarını da şimdilik unutalım.
Enflasyon görünürde gerçekten düşüyor. Yıl sonu itibarıyla gidersek, 2022 ve 2023’te yüzde 65’e dayanan enflasyonun düştüğü çok açık. Geçen yıl yüzde 44’le kapatıldı, bu yıl sonu için de her ne kadar yüzde 24’lük bir tahmin varsa da diyelim üst bant olan yüzde 29 düzeyinde bir gerçekleşme oldu.
2022 ve 2023’teki yüzde 65’lerden, yüzde 29’lara... Yarı yarıya bir azalma var.
Bu gerileme öngörülen oranlar tutturulduğu takdirde devam da edecek. Merkez Bankası’nın tahminine göre 2026’da yüzde 12’ye, 2027’de yüzde 8’e inilecek, ondan sonrasında yol virajsız, asfalt pürüzsüz, enflasyon artık yüzde 5’le devam edecek...
Kulağa hoş geliyor, değil mi... Diyelim böyle oldu, bu oranlar gerçekleşti.
İyi güzel de enflasyon böylesine düştü, denetim altına alındı diye hayat pahalılığı da yok mu olacak?
Keşke! Keşke hayat pahalılığı da geride kalsa...
PAHALILIK BAKİ!
“Enflasyon düşüyor” cümlesinde “enflasyon” kelimesi olduğuna göre demek ki ortada bir fiyat artışı var. Dolayısıyla buradaki “düşüyor” kelimesi “fiyat artışının düşmesi, yani yavaşlaması” anlamına geliyor.
Ve yine dolayısıyla “enflasyon düşüyor” cümlesi, fiyatların değil, fiyat artış hızının düştüğü anlamına geliyor.
Siyasetçi istiyor ki bu cümle diğer türlü anlaşılsın, öyle yorumlansın. Vatandaş, “enflasyon düşüyor” sözünü duyduğunda fiyatların da gerileyeceğini düşünsün. Oysa vatandaş her şeyin farkında, hele hele fiyatların mevsimsel etkenler dışında gerilemeyeceğinin gayet farkında.
HEPSİ GRAFİKTE...
2005 yılından 2030’a kadar olan dönemdeki fiyat hareketlerini kapsayan grafik anlattıklarımın topluca görülmesini sağlıyor.
Grafikteki kutular TÜİK’in tüketici fiyat endeksini, yani bir anlamda fiyat düzeyini gösteriyor. Çizgi ise yıllık fiyat artış oranını. Lacivert kutular ve düz çizgi 2005’ten 2024 sonuna kadar gerçekleşen duruma işaret ediyor.
Açık mavi kutular Merkez Bankası’nın tahminine göre bu yıl ile 2026 ve 2027’de oluşacak durumu, son üç açık mavi kutu izleyen üç yıla ilişkin yüzde 5 enflasyonla oluşacak seyri gösteriyor.
Kırmızı kesik çizgi ise yıllık enflasyon oranının muhtemel gidişatını ortaya koyuyor.
TÜFE’ye işaret eden kutuları daha basit düşünmek mümkün. Bunu herhangi bir harcamanız olarak düşünebilirsiniz. Doğalgaz gideriniz, sigara paranız, benzin faturanız, bebeğinizin bez gideri; ne olursa...
Kırmızıyla işaretlediğim çizgi giderek düşüyor. Öngörüler tutarsa 2028’den itibaren yıllık artış yüzde 5 olacak ve öyle devam edecek.
İyi güzel de sizin gideriniz? Onda bir düşüş var mı; ne gezer değil mi, harcamanız giderek artıyor; kutulara dikkat!
İsteniyor ki vatandaş çizginin seyrine bakarak bundan mutluluk duysun, kutuları görmezden gelsin ve harcamam az artıyor diye mutlu olsun.
FİYAT VE GELİR SABİTLENSE...
Hadi enflasyonun yüzde 5’e inmesinin ötesine de geçelim ve diyelim ki enflasyon sıfır oldu. Olmaz ya, olması da iyi değil ya, hadi diyelim oldu.
Ama bir şartla; gelirler de sabitlendi, onda da artış yok; ne maaş ve ücretliler için, ne serbest çalışanlar ve şirketler için.
Fiyatlar bugünkü düzeyinde kalacak; öte yandan ücretler de, örneğin asgari ücret 22 bin, en düşük emekli aylığı yaklaşık 17 bin lira olacak.
Böyle bir durumu kabullenmek, şimdiki hayat standardından çok memnun olmak demek.
Bu tür bir sabitlemeye acaba toplumun ne kadarı onay verir?
Gerçi başka türlü bir sabitleme çok uzun zamandır uygulamada: “Ne kadar enflasyon, maaşlarda o kadar düzeltme.”
Yani bir anlamda fiyatlarla gelirler birbirine endekslenmek suretiyle sabitlenmiş durumda. Bu endekslemede gelirler aleyhine şöyle bir ayrıntı var; gelirlerdeki artış, fiyatlardaki artışı daha geriden izliyor.