Fikiriniz iyidir ama zamanlama kötü olabilir.
Valiz 1800’lerin sonlarından itibaren vardı. Tekerlek ise binlerce yıl önce icat edildi.Ama tekerlekli valiz 1970’lere kadar yaygınlaşmadı.
İnsanlar uçakla seyahat etmeye, otellerde konaklamaya, devasa bavullarla gezmeye başlamıştı ama kimse “buna neden tekerlek eklemiyoruz?” diye düşünmedi.
İlk tekerlekli valiz, 1972’de Bernard Sadow adlı bir Amerikalı tarafından patenti alınarak piyasaya çıktı. O dahi başta alay konusu oldu çünkü o dönemde “valiz taşımak erkek işi” sayılıyor, tekerlekli valiz “kadınsı” veya “tembel işi” olarak görülüyordu.
Tekerlekli valiz teorisi bize şunu söyler:
“Yeni bir fikir veya inovasyon, mantıklı ve faydalı olsa bile, toplumsal normlar, algılar ve alışkanlıklar değişmeden kabul görmez.”
Bu nedenle inovasyonun başarısı yalnızca yaratıcılıkla değil, doğru zamanlamayla da ilgilidir. Her yeni fikir hemen karşılık bulmaz. Bazıları, toplumsal koşullar olgunlaşana kadar beklemeye ihtiyaç duyar. İnovasyon doğrudur ama zamanlaması yanlış olabilir. İşte bu nedenle, yenilikçi kurumlar ve girişimciler, fikirlerine portföy yaklaşımıyla bakmalıdır. Bazı projeler hemen hayata geçirilmeli, bazıları ise uygun zaman geldiğinde yeniden gündeme alınmak üzere rafa kaldırılmalıdır.
Eğer bir fikre gerçekten inanıyorsanız, erken sonuç alamadığınızda vazgeçmeyin. Belki de mesele fikrinizin değeri değil, yalnızca onun zamanıdır. Bazen en iyi strateji, fikri korumak ve onun olgunlaşmasını sabırla beklemektir
Fikrinize inanıyorsanız, vaz geçmeyim. Demlenmesini bekleyin.