İleri citmeyelum
Eskiden İstanbuldaki belediye otobüslerinde biletçiler vardı. Otobüsün arkasında oturup bilet keserlerdi. Otobüslere binişler arka kapıdan, inişler ön kapıdan idi. Otobüsün arkasında yığılmaları önlemek için de biletçiler sık sık yolcuları uyarırlardı. Yine böyle olmuş; otobüsün Karadenizli biletçisi kendine özgü şivesi ile yolcuları uyarmış: “Önler boştur uşaklar; ileri cidelum, ileri cidelum”. Bir işgüzar yolcu da biletçiyi taklit ederek anons yapmaya kalkmış.” Evet uşaklar, biletçi bey haklı. İleri cidelum, ileri cidelum.” Bunun üzerine biletçi bu işgüzar yolcuyu uyarmış. “O kadar da ileri citmeyelum.” Suudi otoriteler, İngiliz ve Amerikalı komedyenlere aynen bunu demişler.
Komedi dedikse…
Suudiler, bir komedi festivali düzenlemişler. Buna da İngiliz ve Amerikalı komedyenler davet etmişler. Komedyenlere de gösterilerinde hangi konularda ileri gidemeyeceklerini bir bir ifade etmişler.
Festivale katılmayı red eden komedyen Atsuko Okatsuka, yapılan teklifte belirtilen içerik kısıtlarını paylaşmış. Komedyenlerden dokunmamaları istenen “Dokunulmazlar” şöyle imiş: Suudi Arabistan’nın krallığı, liderliği, resmi kişileri, kültürü veya halkı; kral ailesi, yasal sistem ve hükümet ; ve de herhangi bir din, dini kişilik veya dini ibadet. Bu dokunulmazlara karşı yapılmaması gerekenler: Aşağılamak, karalamak veya kötülemek, küçük görmek, skandal yaratmak, utandırmak, veya alay etmek.
Bu kısıtlamalar altında komedyenler nasıl gösteriler sunmuşlar acaba diye merak ediyorsunuzdur. New York Times’ın bu konuda bir haberi vardı (https://www.nytimes.com/2025/10/02/world/middleeast/saudi-comedy-festival-riyadh-free-speech.htmlsearchResultPosition=1), Riyad Komedyenleri, Trump’ın gelişiyle otoriter yönetim yönünde hızla ilerleyen Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşanan ifade özgürlüğü sorununa değinmişler sık sık. Eğer Putin bunu duymuşsa bu Amerikalı komedyenleri “Moskova Komedi Festivali” nde görebiliriz (!).
Peki nedir bu festivalin aslı?
Festival
Suudi Arabistan Krallığı’nda bir süredir bir değişim yaşanmakta. Olay, Mohammed bin Salman Al Saud’un 2017 yılında “Veliaht Prens” (Crown Prince) olarak ilânı ile başladı. Prens Salman, Suudi Kralı Salman bin Abdulaziz’in üçüncü karısından olan ilk çocuğu, 1985 doğumlu. King Saud Universitesi’nde hukuk okumuş. Mezuniyetinden sonra (2009) babasına danışman olmuş. Babası 2015 yılında kral olunca savunma bakanlığı görevine getirilmiş ve “Yardımcı Veliaht Prens” unvanını almış. Prens Salman, 2022 yılında da babasının yerine başbakan olmuş.
Ve geldiği günden beri de Prens Salman ülkede ekonomik, sosyal ve kültürel reformlar yapıyor. Veliaht Prens, önce Wahabi din kurumunun etkisini törpülemekle işe başladı; din polisinin yetkilerini kıstı. Kadınların araba kullanma yasağını kaldırdı. Erkek vasilik sistemini zayıflattı;kadınlar artık serbestçe seyahat edebilir, pasaport başvurusu yapabilir. İşyerinde, stadyumlarda ve halka açık yerlerde erkek ve kadın bir arada bulunabilir. Suudi Krallığı’nın petrole dayalı bir ekonomisi var. Ve petrol gittikçe azalıyor. Sürdürülebilirlik için ekonominin petrol tekelinden çıkıp çeşitlendirilmesi gerekiyor. Bunun için teknolojiye ve turizme yatırımlar yapılıyor. Bütün bunlar, Prens Salman’ın 2016 yılında tanıtımını yaptığı “Saudi Vision 2030” diye bir projenin eseri. İşte sözünü ettiğim Komedi Festivali (26 Eylül- 9 Ekim) de bu projenin gereği. Festival tanıtımında “Ülkeyi uluslararası kültür ve sanat olaylarına yaklaştırma” amacıyla deniliyor.
Riyad Komedi Festivali’ne 50’yi aşkın İngiliz ve Amerikan komedyen çağrılmış. Komedyenlere oldukça yüksek ücretler ödenmiş. Örneğin komedyen Nimesh Patel, Festival’e katılmaktan çekilerek kaybettiği parayı kazanmak için 40 gösteri planladığını söylemiş. Bir başka komedyen Tim Dillon, yine festivale davet edilenlerden. Ancak internetteki bir kayıtında (Podcast) Arabistan’da çalıştırılan bazı yabancı işçiler için “Esir emekçiler” (Slave labor) terimini kullandığı için sözleşmesi iptal edilmiş. “Yoksa bana 375,000 dolar ödeyeceklerdi” demiş. Komedyenlere yapılan ödemelerim (350.000-1.600.000) dolar aralığında olduğu söylenmekte.
Eleştiriler
Ve bu festival komedi dünyasında büyük fırtınalar kopardı. Festivale davet edilmeyenler ve daveti kabul etmeyenler, gidenleri eleştirdiler. Gidenler, insan haklarının bu kadar ihlal edildiği, ifade özgürlüğünün olmadığı bir ülkeye ve de esprilere konan sansüre rağmen nasıl gidersiniz diye kınandılar. Yalnız komedyenler değil, insan hakları örgütleri de kınadı.Bir insan hakları derneği (Human Rights Watch) Ortadaoğu Bölümü Di̇rektörü Yardımcısı Michel Page bakın ne demiş: “Komedyenler bu festivale katılarak “öz değerleri”ni kaybetme yolundalar. Bu ünlü komedyenler gösterilerinde özgür ifadeyi savunuyorlardı. Bırakın özgür ifadenin alenen kısıtlanmasını, muhalif gazetecilerin sorgusuz sualsiz idam edilebildiği bir ülkede böyle bir festivale nasıl oluyor da katılıyorlar.”
Eleştirilerde dile getirilen somut örneklerden birisi de Cemal Kaşıkçı cinayeti. Kaşıkçı, muhalif bir Suudi gazeteci idi. Prens Salman’ı eleştiriyordu ve Suudi Arabaistan’ın Yemen’e müdahalesine karşıydı. Gördüğü baskılardan dolayı ülkesinden ayrılarak Amerika Birleşik Devletleri’ne göçmüştü. Bir Türk kadını ile evlenecekti. Evlilik işlemleri için geldiği İstanbul’daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’ndan sağ çıkamadı(2 Ekim,2018). Suudiler önce “Kasıkçı konsolosluğu arka kapıdan terk etti” dediler. Sonunda resmi açıklamalarında Kaşıkçı’nın konsoloslukta karıştığı bir kavga sonucu öldüğünü kabul ettiler. Kapalı yapılan yargılama sonucu sorumluların mahkum olduğu bildirildi. Öte yandan bazı haberalma örgütlerinin raporlarında Kaşıkçı cinayetinin Prens Salman’ın bilgisi dahilinde işlendiğinin saptandığı söylenmekte.
Sonuç
Evet, Suudi Arabistan, Veliaht Prens Salman önderliğinde değişmektedir. Ancak görünen o ki, ülke hâlâ otoriter bir yönetim altındadır. Ülke, dini vesayetten çıkıp Salman’ın vesayetine geçmektedir.
Aslında ifade özgürlüğünün olmadığı bir ülkede komedi festivali yapmak ve davet edilen komedyenlere sansür koymak başlı başına bir komedidir. Ama buna rağmen, komedyenlerin bu festivale katılımı ise trajiktir.
Bu olayda bir başka boyut daha vardır. Prens Salman belki önemli bir acı gerçeği gözler önüne sermek istemiştir: “Bazı insanları para ile satın alabilir ya da kiralayabilirsiniz”. Ancak her şeyin de bir bedeli vardır. Bu komedyenler bundan sonra “Uçak gazetecileri” gibi yaftalanacaklardır; “Riyad komedyenleri” olarak anılacaklardır.