2023’te Avrupa’da net sıfır yatırımları 334 milyar dolara ulaştı ve büyümenin yüzde 30’unu oluşturdu. Ancak, Çin’in bu alandaki güçlü stratejisi AB için jeo-ekonomik risk oluşturuyor. Çin, küresel net sıfır yatırımlarının yüzde 39’unu gerçekleştirirken, sıfır karbon değer zincirini kontrol ediyor ve AB’ye kıyasla çok daha düşük maliyetli teknolojiler üretiyor.
Ursula von der Leyen liderliğindeki Avrupa Komisyonu, Avrupa Birliği’ni (AB) küresel net sıfır sanayi ve teknoloji yarışında öne çıkarmayı hedefleyen bir “Temiz Sanayi Anlaşması” üzerinde çalışmalara başladı. Bu anlaşma, AB’yi net sıfır emisyon hedefleri doğrultusunda yeniden konumlandırarak, ekonomik olarak güçlendirme amacı taşıyor. Çin ve ABD’nin de bu alandaki rekabeti giderek artarken, AB’nin bu yarışta yalnız olmadığı açıkça görülüyor.
ABD Başkanı Biden’ın Çin menşeli elektrikli araçlara getirdiği yeni gümrük tarifeleri, net sıfır geçişinin jeopolitik oyunun merkezine yerleştiğini gösteriyor. Bu yarışta öne çıkan ilk ülkeler, geleceğin küresel pazarlarını şekillendirecek, yeni iş olanakları yaratacak ve temiz teknolojilerin dönüşümünde lider olacak. Ancak, AB’nin karşılaştığı enerji maliyetleri, ölçek ekonomisi eksiklikleri ve entegre değer zincirlerinin yetersizliği gibi zorluklar, kapsamlı bir sanayi stratejisini zorunlu kılıyor.
AB liderleri 2024-2029 yıllarına yönelik “Stratejik Gündem”i tanımlarken, bu sorunların çözümüne yönelik adımların atılması gerektiğini belirttiler. Bu kapsamda hazırlanan Temiz Sanayi Anlaşması, net sıfır teknolojilerine yönelik yatırımları artırmayı ve Avrupa’da endüstriyel üretimi canlandırmayı hedefliyor.
Temiz Sanayi Anlaşması için çağrı
2023 yılında, Avrupa’da net sıfır yatırımları, Ukrayna’daki savaş ve enerji kriziyle hız kazandı. 334 milyar dolara ulaşan yatırımlar, yenilenebilir enerji ve ısı pompalarının hızlı yayılımıyla desteklenirken, bu yatırımlar Avrupa’nın büyümesinin yüzde 30’unu oluşturdu. Ancak, Çin’in bu alandaki güçlü stratejisi AB için jeo-ekonomik risk oluşturuyor. Çin, küresel net sıfır yatırımlarının yüzde 39’unu gerçekleştirirken, sıfır karbon değer zincirini kontrol ediyor ve AB’ye kıyasla çok daha düşük maliyetli teknolojiler üretiyor. AB’nin, bu zorlukları aşarak rekabetçiliğini artırmak için daha Net sıfır sanayi yarışında rekabet kızışıyor fazla yatırım ve politika geliştirmesi gerekiyor.
ABD, Enflasyon Azaltma Yasası (IRA) ile Çin’in hakimiyetini kırarak, 288 milyar dolarlık net sıfır yatırımı ve 334 binden fazla iş imkanı yaratmayı başardı. AB, net sıfır dönüşümünde rekabet gücünü artırmak için stratejik hamleler yaparken, ABD ve Çin’in hızla büyüyen yeşil teknoloji endüstrileriyle yarışmak zorunda kalacak.
Strategic Perspectives tarafından hazırlanan yeni bir rapor, Çin ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) arasındaki şiddetli rekabetin, Avrupa Birliği’nin güçlü bir Temiz Sanayi Anlaşması için “uyandırma çağrısı” görevi görmesi gerektiğini vurguluyor.
Analize göre, Avrupa şimdilik rekabetçi konumunu korusa da, Çin’in temiz teknoloji alanında küresel pazar lideri olma hırsı karşısında zemin kaybetme riski yüksek. AB politika yapıcılarının yeterli yatırımı harekete geçirmesi, inovasyonu teşvik etmesi ve AB yapımı ürünleri desteklemesi, AB’yi yarışta sağlam bir şekilde tutmak için belirleyici faktörler olabilir. Raporda, Avrupa’yı net sıfır enerji merkezi olarak konumlandırmanın ancak güçlü bir Temiz Sanayi Anlaşması ile mümkün olabileceği vurgulanıyor. Strategic Perspectives Direktörü Neil Makaroff şunları söylüyor: “Hiçbir Avrupa ülkesi Çin’in güç merkezi ya da ABD’nin teknoloji hakimiyetiyle tek başına rekabet edemez. ABD ve Çin ile aramızdaki rekabetçi ve yenilikçi fark büyüdükçe, AB, Avrupalıların kendi sektörlerini net sıfır ekonomisinin ön saflarına yerleştirmelerini sağlamak için daha güçlü bir kolektif yanıt vermeli. Avrupa’da temiz teknoloji fabrikaları açmak ve mevcut endüstrileri karbonsuzlaştırmak Temiz Sanayi Anlaşması’nın en önemli misyonlarından biri. Bu da ancak devasa stratejik AB yatırımları, inovasyon ve AB yapımı ürünlere destek yoluyla gerçekleştirilebilir.”
ANALİZDE ÖNE ÇIKANLAR
•AB, 2023 yılında Çin’den sonra net sıfır yatırımcılar için en cazip ikinci adres olmaya devam ederken, 2022 yılına kıyasla 76 milyar dolar daha fazla yatırım alıp 334 milyar dolara ulaşarak ABD’nin önünde yer alacak. Ancak üye devletlerin daha kısıtlayıcı bütçeler uygulamaya koyması ve AB kurtarma planının 2026’da sona erecek olması nedeniyle bu konum risk altında.
•Çin’in temiz teknoloji alanında dünyanın tekeli olma hırsı, AB’nin net sıfır endüstrilerini küçültme tehdidi oluşturuyor. Çin tek başına küresel net-sıfır yatırımlarının yüzde 39’unu (2023’te 654 milyar dolar) oluşturuyor. Güneş enerjisi sektörüne hakim olduktan sonra rüzgar enerjisi değer zincirinin yüzde 60’ını kontrol ediyor ve 2030 yılına kadar batarya üretimini dört katına çıkarmayı planlıyor. Dünya pazarını Çin’in yeşil ürünleriyle doldurmayı hedefliyor.
•ABD, temiz enerji girişimlerine yapılan küresel yatırımın üçte birinden fazlasını çekerek, Avrupa’nın çok önünde, kendisini geleceğin teknoloji lideri olarak konumlandırıyor.
•Avrupa içinde bazı ülkeler net sıfır yarışının fırsatlarını değerlendiriyor: Polonya, Avrupa’nın temiz teknoloji üretim merkezi haline gelirken, İspanya ve Danimarka rüzgâr enerjisi alanında liderler arasında yer alarak binlerce kişiye iş imkanı yaratıyor. Ancak Almanya ve Fransa’nın net sıfır yatırımlarının yüzde 45’ini alması, iki vitesli bir Avrupa’ya ilişkin endişeleri artırıyor.