Kaç yıldır emeklisi ayrı ağlıyor, emekçisi, işsizi ayrı ağlıyor: Hepsi de yüksek enflasyon karşısında her geçen gün sofralarından bir lokma eksildiğini söyleyerek seslerini yükseltiyorlar. Sendikaların açlık ve yoksulluk sınırı verileri, asgari ücretin açlık sınırına bile yetişemediğini gösteriyor.
Ama Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) hanehalkı tüketim harcamaları istatistikleri bunun tam tersini söylüyor. TÜİK’e göre hane başına ortalama aylık tüketim harcaması 2024’te yüzde 86 artarak 45 bin 344 lirayı bulmuş. TÜİK’e göre 2024’te yılsonu enflasyonu yüzde 44,38, 12 aylık ortalama enflasyon yüzde 58,51 oldu. Yani hanelerin tüketimi, yılsonu enflasyonuna göre reel olarak yüzde 28,80, 12 aylık ortalama enflasyona göre yüzde 17,32 artmış.
Bu, yılsonu enflasyonu hesabıyla 2023’te ortalama bir hane bir üründen 100 tane tüketmişse, 2024’te 129 tane tüketebilmiş demek. Buna göre 2024’te bir yıl gibi kısa sürede gerçekleşmesi çok zor bir toplumsal refah artışı gerçekleşmiş. TÜİK’in 2002-2024 arasını kapsayan veri serisi içinde de 2024 yılı refah artışı açık ara bir “rekor” oluşturuyor.
Üstelik bu yüksek refah artışından nasiplenmeyen de kalmamış. Tüm gelir gruplarının refahı birden yüksek artışlar kaydetmiş. Hem de en yüksek refah artışı en yoksul gelir dilimlerinde gerçekleşmiş. En yoksul yüzde 20’lik gelir diliminin reel tüketim artışı yüzde 35,92, en yoksul ikinci gelir diliminin reel tüketim artışı da yüzde 35,51.
TÜİK’ göre bu “refah” artışı, en yoksul yüzde 20’lik gelir dilimine şöyle yansımış:
En yoksul haneler 2023’te bir yılda bir gıda maddesinden100 kg tüketmişlerse 2024’te 114 kg tüketmişler. 2023’te ayda 10 paket sigara tüketmişlerse 2024’te 15 paket tüketmişler. 2023’te 3 elbise almışlarsa 2024’te 4 elbise almışlar. 2023’te 100 kilowatt elektrik tüketmişlerse, 2024’te tüketimi 132 kilowatt’a çıkartmışlar. 2023’te 2 mobilya almışlarsa, 2024’te 3 mobilya alabilmişler. 2023’te 10 kez taksiye binmişlerse, 2024’te 18 kez binmişler. İnternet ve cep telefonu aboneliklerinin kapasitesini 2023’e göre yarı yarıya artırmışlar. 2023’te 10 kez sinemaya, maça gitmişlerse 2024’te 18 kez gidebilmişler. 2023’te eğitim için 3 kitap almışlarsa, 2024’te 7 kitap alabilmişler. 2023’te lokantada 30 kap yemek yemişlerse, 2024’te 70 kap yiyebilmişler.
Aynı şekilde hanehalkı sorumlusu emekli olan ailelerin tüketimi de reel olarak yüzde 26,18 artabilmiş. İlginç olan bir nokta hanehalkı sorumlusu istihdamda olan hanelerin tüketimi reel olarak yüzde 29,71 artarken, hanehalkı sorumlusu işsiz olan hanelerin tüketiminin reel olarak yüzde 40,22 ile çok daha fazla artmış olması.
Şimdi kendi halinize ve çevrenizdeki insanların durumuna bakarak 2024 yılında böylesine “mucize” bir refah artışı olup olmadığına siz karar verin. Var diyorsanız mesele yok.
Ama “Yok öyle bir şey” diyorsanız bunun iki nedeni olabilir:
Birincisi TÜİK’in hanehalkı tüketim anketlerine yanıt veren vatandaşlar, gelirlerini düşük, harcamalarını ise tem tersine olduğundan çok fazla göstererek TÜİK’e yalan söylemiş olabilirler.
İkincisi TÜİK enflasyonu olduğundan çok düşük hesaplıyor olabilir. Harcamalardaki artış yüksek, ama enflasyon hesabı gerçek artıştan düşük olduğu için ortada refah artışı olmadığı halde kağıt üzerinde tüketim reel olarak artmış gözüküyor olabilir.