Machiavelli’nin “Prens”inden yapılan alıntılar, para politikasında gecikmenin maliyetini, erken tepkinin önemini ve merkez bankalarının cesur, tutarlı ve kredibilitesi yüksek bir duruş sergilemesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor.
Bertrand Russell’in “gangsterlerin el kitabi” dediği ve Machiavelli’nin kaleminden çıkan “Prens”, para politikası için de bir şeyler söylüyor olabilir mi? Birlikte bakacağız ama öncesinde zorunlu bir bilgilendirme: Bu yazıyı 2013’te yazdım. Sonra 2018’de Yeni Ay’da tekrar yayımladım. Üçüncü kez kullanmamın nedeni, güncelliğinin devam etmesi. Lakin yazıyı baskıya gönderdiğimde TCMB’nin Para Politikası Kurulu kararı henüz açıklanmamıştı. O nedenle yazı dünle ya da tek bir kararla, tek bir ülkeyle ilgili değil ve zaten bence olmamalı da.
Buyursunlar… Kitaptan alıntıları takip eden parantez içindeki cümleler, benim yorumlarımdır.
- Hekimlerin verem için söyledikleri burada da geçerlidir: Başlangıçta bu hastalığı iyileştirmek kolay ama teşhis etmek zordur; zaman geçtikçe başlangıçta teşhis ve tedavi edilmediği için, hastalığı teşhis etmek kolaylaşır ama iyileştirmek zorlaşır.
(Genel durumda tepki gerektiren bir değişiklik var ise öncül tepkiler faydalı olabilir. Sorunları inkâr edip tepki vermekte gecikirsen, sonrasında vermen gereken tepkinin miktarı çok daha yüksek olacaktır.)
- Romalılar, her zaman bir çözüm yolu bulmuş ve savaştan kaçınılamayacağını, ancak başkalarının yararına ertelenebileceğini bildikleri için, hastalığın ilerlemesine asla izin vermemişlerdir.
(Ekonomideki sorunların büyümesine izin vermeden müdahale etmek gerekir.)
- …ve ilk hatayı yapınca, başka hatalar yapmak zorunda kaldı…
(Yorumsuz…)
- Savaştan kaçınmak için asla bir karışıklığın sürmesine izin vermemelidir, çünkü savaştan kaçamazsın sadece ertelersin.
(Ertelediğin her para politikası tepkisi, geç kaldığın her gün, sana daha büyük bir zorluk olarak geri döner.)
- Yürekli bir kişiyse, zorluklar karşısında telaşa kapılmıyorsa ve başka önlemleri göz ardı etmiyorsa ve kişiliğiyle ve kurduğu düzenle herkesin moralini yüksek tutabiliyorsa, sağlam temeller atmış olduğunu görür.
(Piyasa dalgalandı diye ya da istiyor diye para politikası tepkisi verilmez! Kredibilitesi yüksek bir merkez bankasının duruşu ve iletişimi de hareketleri kadar etkili olabilir.)
- Tuzakları tanımak için tilki, kurtları korkutmak için aslan olmak gerekir.
(Bir merkez bankası, verileri ve sektörel güveni takip etmede, en az diğer iktisadi paydaşlar kadar iyi ve mümkünse onlardan daha önde olmalıdır.)
- Ya insanların gönlünü hoş tutmalı ya da onları yok etmelidir. Çünkü insanlar uğradıkları küçük zararların öcünü alırlar, ama büyük zararların öcünü alamazlar.
(Gerekli olduğu noktada, merkez bankaları ellerini korkak alıştırmamalıdır. Piyasanın gönlünü hoş tutmak gibi bir zorunluluk yoktur!)
Her konuyu para politikasına getirebildiğim doğrudur. “Bu mesajlar yakın zamanda faiz artırması beklenen Japonya Merkez Bankası’na (BoJ) mı, başkanı değişecek olan Fed’e mi ya da dün bu yazıyı baskıya gönderdiğinde henüz faiz kararını görmediğin TCMB’ye mi?” diye soracak olursanız, “1531’de bu kitap (Prens) yayımlandığında BoJ mu vardı, Fed mi vardı, TCMB mi vardı muhteremler?” diyebilirim…ya da demem!