“Şehrimizin güzide kurumu Kocaeli Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nın öğrencilerinden oluşan KSO Oda Orkestrası’nın konserlerinin gördüğü ilgiden büyük mutluluk duyuyoruz. Eğitim süreci biten solistlerinin yerine yenileri geliyor. Bu açıdan da sürekliliği olan, yenilenen ve daha çok gence dokunan yönü de bizim için çok değerli. KSO Oda Orkestrası Kocaeli’ne ve ülkemize büyük değer yaratıyor”
sanayi-konservatuvar işbirliği ile kuruldu, kso oda orkestrası, kocaeli’ni ‘üretimin ritmi’ yolculuğuna çıkarıyor
Türkiye’de bir sanayi odası himayesinde konservatuvarda öğrenim gören gençlerin yer aldığı bir oda orkestrası bulunuyor. Kocaeli Sanayi Odası, yıllardır destek verdiği klasik müzik faaliyetlerini, yakın zamanda Kocaeli Üniversitesi Devlet Konservatuvarı bünyesinde oluşturulan oda orkestrası ile kurumsallaştırdı. Adı KSO Oda Orkestrası olan yapı, yılda iki klasik müzik konseri ile Kocaeli’de müzikseverlerin karşısına çıkıyor ve yürüdüğü yolda geleceğe emin, daha büyük hedeflerle ilerliyor. Kocaeli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, sanayi ile konservatuvar işbirliğinden doğan KSO Oda Orkestrası’nın gayretlerini, “Üretimin Ritmi” olarak tanımlıyor.
Kocaeli Sanayi Odası’nın klasik müziğe dönük destekleri 1990’lı yıllara dayanıyor. Kurum bünyesinde, klasik müziğin tanıtılması ve kültürünün gelişmesi için 1996 yılında KSO Konserleri başlatıldı. Gördüğü yüksek ilgiyle birlikte Kocaeli Sanayi Odası, sanata yönelik desteklerini artırma kararı aldı. 2005 Eylül ayında Oda çatısı altında bir sanat yönetmeni göreve başladı. Çalışmaların sonucunda Kocaeli Sanayi Odası Oda Orkestrası genç ve idealist müzisyenlerden oluşan 18 kişilik kadrosu ile 2007 Ocak ayında ilk konserini verdi. Kocaeli’de ilk Klasik Müzik Orkestrası’nın kurulmasına öncülük eden Kocaeli Sanayi Odası, aynı zamanda dünyada da ilk Oda Orkestrası’nı kuran Oda olarak bir ilke imza attı. “Üretimin ritmi” sloganıyla başlatılan sanata katkı projesi, pandemi öncesi süreçte yeni bir boyut kazandı. Kocaeli Üniversitesi Devlet Konservatuarı Öğretim Üyesi Şef Prof. Dr. M. Revnak Yengi ile bir araya gelen Oda yönetimi, konservatuvarda okuyan gençlerden oluşan bir orkestranın oluşturulması konusunda fikir birliğine vardı.
Yakın zamanda gerçekleştirilen son konserinde 32 konservatuvar öğrencisinin yer aldığı KSO Oda Orkestrası, yılda iki kez Kocaelili sanatseverler ile buluşuyor. ‘Yaza Merhaba’ ve ‘Yaza Veda’ adı verilen her iki etkinlik de büyük ilgi görüyor.
Türkiye ihracatının yüzde 20’sinin gerçekleştirildiği, otomotiv endüstrisinin yüzde 44’ünün konumlandığı Kocaeli, özel sektör Ar-Ge merkezlerinde de İstanbul ve Ankara’dan sonra üçüncü sırada yer alıyor. Klasik müzik kültürünün geliştirilmesine katkı olarak ortaya konan Oda Orkestrası çatısı altında Kocaeli Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda okuyan öğrenciler, okuldaki eğitimlerinin yanı sıra pratik eğitim de görmüş oluyor. Orkestra’nın Şefi Prof. Dr. Mehmet Revnak Yengi’nin tabiri ile konservatuvar, gençlere eğitim, Kocaeli Sanayi Odası ise hayat dersi veriyor.
KİTAP dergimizin bu ayki kapak haberini bu anlamlı projeye ayırdık. Kocaeli Sanayi Odası’nın kuruluşunda emeği geçen iş insanlarından olan ve 1989’dan bu yana yönetim kurullarında görev alan Kocaeli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu ile bu kez Oda Orkestrası ve kültürel faaliyetler ile ilgili bir görüşme yaptık.
Kocaeli Sanayi Odası bünyesinde bir orkestra fikri nasıl doğdu?
Ayhan Zeytinoğlu: Müziğe kurumsal destek fikri, benim başkanlığım öncesi dönemlerde ortaya çıktı. Güzel çalışmalar yapıldı. Oda orkestrasının başlangıcında ilk konser yanılmıyorsam 2007 Ocak ayında gerçekleşti. Kocaeli, İstanbul’a çok yakın. Hedefimiz şu oldu. İzmit’in belirli bir kesimi, zaten İstanbul’da yaşıyor. Oradaki sanatsal etkinliklere ulaşma imkânlarını daha rahat buluyor. Biz kentimiz insanlarına, tabi ki komşu kentlerimizden de sanatseverleri bekliyoruz, Kocaeli’de yaşayanlara sanatsal aktiviteler adına fırsat vermeyi amaçladık. Gördüğümüz ilgiden de son derece memnunuz.
Başta bağımsız üyelerden oluşan Orkestra için yakın zamanda Kocaeli Üniversitesi Devlet Konservatuvarı adres olmuş. Bu süreç nasıl gelişti?
Memleketimizde çok seçkin bir üniversitemiz var. Bu yapının desteklerini iş yaşamında görüyoruz. Biz istedik ki bu memleketin gençlerinden, Konservatuvar’da okumaya gelen gençlerden oluşan bir orkestra oluşumuna katkı yapalım. Üniversite yönetiminin ve Sayın Revnak Hocamızın gayretleriyle gençlerden oluşan bir Oda orkestrasına sahibiz ve bu bizi çok mutlu ediyor.
KSO Oda Orkestrası’na kurumunuzun katkısı ne oluyor?
Yılda iki kez, ‘Yaza Merhaba’ ve ‘Yaza Veda’ adları altında iki konser veriyor KSO Oda Orkestrası. Hepsi pırıl pırıl, sanata âşık, eğitim alan gençler. Çok iyi performans da gösteriyorlar. Biz de kurum olarak konserler öncesini, konser dönemini ve sonrasındaki aşamaları videolar, vs ile ortaya çıkan ihtiyaçlarda katkılarımızla süreci üniversite yönetimimiz ve hocalarımız ile birlikte yönetiyoruz.
Kocaeli halkının ilgisi nasıl?
Son yaza merhaba konserimize 500’ün üzerinde 600’e yakın insanımız geldi. Bu sayı, beklentimizden de fazla oldu. Tabii ki çok sevindik. Genel merkezimizin yanındaki bahçede yapmak istiyoruz, gene salonumuzda da olacağız tabi ki. Ben lisans ve master sürecimde ABD’de okudum. Indianapolis’te senfoni orkestrasının katılımıyla her yıl çok büyük bir konser organizasyonu yapılır. Binlerce insan, aileleriyle piknik ortamında konsere katılır. Hayalim böyle bir konser etkinliği. Açık havada enstrümanların performansını hocalarımız daha iyi bilir ancak sanatseverlerimizin yüksek ilgisinden çok memnun olduğumuzu belirtmek isterim.
Bundan sonraki hedefleriniz nedir? Konser sayısı artacak mı, örneğin turneler olacak mı?
Karamürsel’de Deniz Kuvvetleri’nde eğitim komutanlığı var. Astsubay okullarına 7-8 yıl evvel konser gerçekleştirdik. Çalınan eserin kim tarafından yazıldığı, dönüştürüldüğünü açıklamalı anlattık. Eskişehir Sanayi Odası’nın davetlisi olarak gidildiğini biliyorum. Teklif gelirse orkestramız tabi ki konser etkinliklerine açık. Hocamızın takdiridir tabii ki. Ben orkestramıza, gençlerimize, hocamıza ve yönetimimize çok güveniyorum. Orkestramızın müzikal anlamda da performansları çok iyi. Yüksek heyecanla yürüyen gayretlerinden de memnuniyet ve gurur duyuyorum.
gümrük birliği’nin yeniden ele alınması konusuna ilişkin tez hazırlıyor
Kocaelİ Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu’nun, temsili görevlerinin olduğu sivil toplum kuruluşları arasında İktisadi Kalkınma Vakfı Başkanlığı da (İKV) bulunuyor. 2015’te yönetim kurulu başkanlığına seçildiği İKV’de de etkin çalışmalara imza atıyor. Yoğun iş temposu üzerinden okumayla, edebiyat ve kitaplarla geçen zamanını soruyorum. Ekonomi yazıları ve kitaplara ilgisinin işiyle de ilgili olduğundan bahisle, “Kamuoyuna sektörümüz, tüm sektörler, Kocaeli iş yaşamı ve sanayisi ile ilgili bilgilendirme sunan bir pozisyondayım. Bu açıdan dikkatli okumak ve yazmak gerekiyor. Deneyimli ekibim bana destek oluyor, gündemler ve bilgilendirmeler noktasında. Yanı sıra okuduğunuzu çift taraflı teyit edeceksiniz. Ben de aktif olarak bu konuya eğilim göstermek zorunda hissediyorum kendimi. Gündemi yakından takip etmemiz gerekiyor. KSO Meclis toplantılarına iyi hazırlanmamız gerekiyor” diyor.
Marmara Üniversitesi’nde süren doktora eğitiminden bahseden belirten Ayhan Zeytinoğlu, bir tez hazırlığı içerisinde olduğunu kaydederek, “2015’e İKV’ye başkan oldum. AB Türkiye ilişkileri ilk başkanlık sürecimde çok iyiydi, sonra gerilere gittik. Brüksel’de Türkiye’nin tezlerini savunuyor olmak beni gururlandırıyor. Orada da hazırlıklı olmam çok önemli. Bu arada Marmara Üniversitesi öğrencisi olarak hazırladığım tezimin konusu Gümrük Birliği’nin değişen koşullarla birlikte yeniden ele alınması üzerine. Bu konuda yapılması ve atılması gereken adımlar var” diye konuştu.
Üretimin ritminin heykeli

"bizler okulda öğrencilere eğitim, kso ise onlara hayat dersi veriyor"
Kocaelİ Sanayi Odası (KSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu ile makamındaki görüşmemizin ardından KSO Genel Sekreteri Mehmet Barış Turabi’nin eşlik ettiği Bizimköy Engelliler Üretim Merkezi ziyaretimizle tamamladığımız geçen Perşembe akşamı, KSO Oda Orkestrası şefi Prof. Dr. M. Revnak Yengi’ye Kocaeli’den dönüş yolundayden ulaştım. Telefonuna bıraktığım mesaja, bir ses kaydı ile yanıt vermiş, “Bu ne güzel tesadüf. Sizin Sayın Ayhan Zeytinoğlu ile orkestramızı konuştuğunuz saatlerde ben de değerli hocamız Rengim Gökmen ile beraberdim” notunu düşmüştü.
Kocaeli Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Orkestra Şefliği ve Bestecilik Ana Sanat Dalı Başkanı, Müzik Bölümü Başkanı, yanı sıra Devlet Konservatuvarı Müdürü Prof. Dr. M. Revnak Yengi, sesli mesajını almam üzerinden geçen birkaç dakika sonra telefondaydı. Bir kentin, eğitim sürecindeki genç müzisyenlere sahip çıkmasının mutluluğunu yaşadığını belirttiği konuşmasında özetle şu değerlendirmeyi yaptı:
“Son konserimizin kaydını dinleyen kemancı ve şef Hakan Şensoy’un önerisiyle gittiğim Rengim Gökmen, orkestramızdan yükselen müziği çok beğendi. Kendisi ile geleceğe ilişkin büyük hayaller kurduğumuz toplam 7 saate yakın görüşmemiz oldu. Orkestramız 7’nci sınıf ile lisans düzeyinde eğitim alan gençlerin karması bir yapıya sahip. Son konserimizi 32 öğrenci ile verdik. Kocaeli Sanayi Odası’nın ve kent ileri gelen kişi ve kurumlarının bizlere sahip çıkması çok değerli. Bizler, üniversitemiz olarak kendilerini müziğe adayan gençlerimize eğitim veriyoruz, onlara sahip çıkan Kocaeli Sanayi Odası ise gençlerimize hayat dersi veriyor. Pratik imkânı sağlıyor, kendilerine güvenmeleri, sanatlarını daha ileri seviyelere çıkarmaları konusunda uygulama imkanı yaratıyor. Bunun değeri çok büyük”.

Prof. Dr. M. Revnak Yengi, müzisyen bir ailenin ferdi. 2018’de doçent olmuş, 2023’de de profesörlük unvanını almış. Geçtiğimiz 22 Temmuz’da konservatuvar müdürü olarak atanan Yengi’nin büyükdedesi, babası, halaları, kardeşleri müzisyen. Sanatçı Aşkın Nur Yengi halası. Hayalleri büyük M. Revnak Yengi Hocanın. KSO’dan aldıkları destek ile müzik yolculuklarını daha büyük hedeflere yöneltmeyi arzuladıklarını kaydediyor ve “Kentimiz Kocaeli’ni vermek, klasik müziğin büyüsünü daha geniş kesimlere yaymak temel amacımız” diyor.
HEYKEL RESİM ALTI
Prof. Dr. M. Revnak Yengi: Kocaeli Sanayi Odası'nın, Kocaeli Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nda okuyan öğrencilere sahip çıkmasını çok anlamlı, çok değerli buluyorum. Bir kentin geleceğine yapılabilecek en güzel yatırımlardan bir tanesi olarak görüyorum. KSO yönetimi, orkestra solisti sayısını 21-22 olarak düşünürken, sayının 30'u geçmesi fikrini de onaylaması çok takdire değer. Orkestramız sorumluluğunu biliyor, daha büyük sanatsal projelere imza atacağına eminim.
bizimköy, engelli ve engelsiz işçilerinin omuzlarında 20 yıldır gururla üretiyor
Bir fabrika düşünün, 72 dönüm arazi içerisinde. 136 engelli, 270 engelsiz çalışanı var. Engelli çalışanlarının tamamı yüzde 40 ve üstü engelli statüsünde, 25’i zihinsel engelli. Sağlık raporlarında böyle yazsa da fabrikaya girince, her biri sapasağlam birer işçi… Ne mi üretiliyor bu fabrikada? Bir değil birden fazla alanda, konfeksiyondan, seracılığa, açık tarıma, endüstriyel ekipmana uzanıyor eller. 11 bin 500 metrekare kapalı tesiste alınteri, en ünlü markaların etiketini taşıyan tişört oluyor örneğin. Emek, markette satılan kültür mantarına dönüşüyor. Biber oluyor, salatalık, elma, ceviz oluyor. Bir kentin; en çok da ter döken çalışanının gurur kaynağı oluyor.
Bizimköy Engelliler Üretim Merkezi, Kocaeli Sanayi Odası’nın, Kocaeli Valiliği, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Kocaeli Üniversitesi, Türk Anneler Derneği ve İstanbul Milletlerarası Lions Kulübü’nün desteği ile İzmit Karaabdülbaki Mahallesi’nde 2005 yılında bir Avrupa Birliği projesi olarak hayata geçirildi. 20’si engelli 40 işçi ile 2007 yılında üretime başladı.
Merkezde, engellilerin üretim sürecine katılmalarını, ekonomik ihtiyaçlarını karşılar duruma gelmelerini ve aynı zamanda ekonomiye katkıda bulunmalarını sağlamak amaçlandı. Üretim ve sosyal hizmet birimleri oluşturularak, engelli bireylere yönelik mesleki yetkinlik hedefiyle yola koyuldu.
dünyaya adını duyuran prestijli ödül
Engelli ve engelsiz bireylerin birlikte istihdam edildiği, dayanışmanın en güzel örneklerinden olan BİZİMKÖY, engelli bireylerin hayata adaptasyonunu hızlandıran ve üretime katılmalarını sağlayan çok kıymetli bir sosyal sorumluluk projesi olarak faaliyetlerine başarı ile devam ediyor. 11 bin 500 metrekarelik kapalı alanda kafeteryası, idari binası, yemekhanesi, reviri, konferans salonu ve üretim alanlarıyla tam bir yaşam merkezi. Merkezde konfeksiyon, mantar, seracılık, açık alan meyve ve sebze yetiştiriciliği faaliyetleri gerçekleştiriliyor. Hafta içi her gün hemşiresi, haftada üç gün doktoru bulunan BİZİMKÖY, iş güvenliği uzmanlarının gözetiminde güven ve verimlilikle üretimini sürdürüyor. Engellileri, engelsiz bireylerle birlikte üretime katarak hayata adaptasyonunu sağlayan BİZİMKÖY, 2015 yılında, Dünya Odalar Federasyonu'nun İtalya’nın Torino şehrinde düzenlediği ve 39 ülkeden 79 projenin katıldığı Dünya Odalar Arası Proje Yarışması'nda ‘En İyi İş Yaratma ve İş Geliştirme Projesi’ dalında birincilik ödülü alarak adını dünyaya duyurmayı başardı.
bizimköy projesi yaygınlaşmalı
KSO Yönetim Kurulu Başkanı ve BİZİMKÖY Engelliler Üretim Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu çok önemsediğini her defasında vurguladığı proje ile ilgili, “BİZİMKÖY, engellilerin iş yaşamında karşılaştıkları engelleri kaldırmaya yönelik olarak Gölcük depreminden sonra tasarlandı. Bizler için engellilerin hayatın içine katılması, üretim alanlarında olmaları ve kendi hayatlarını idame ettirmeleri çok önemli. Burada çalışarak ailelerini geçindiren engelli bireyler var. Bu bizim için tüm üretimden daha kıymetli. Burada çalışanlarımızın kendine güvenleri artıyor, ortaya çıkan sinerjiyle çok güzel işlere imza atıyorlar. AB fonları ile BİZİMKÖY gibi kıymetli merkezleri yaygınlaştırabilir, engelli ve engelsiz bireyleri bir arada, uyum içinde istihdam ederek ekonomiye katkı sunabiliriz. Projenin, deprem yaşayan illerimiz başta olmak üzere tüm Türkiye’de yaygınlaştırılması gerektiğini düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
tüm çalışanlar tam bir uyum içerisinde
BİZİMKÖY Engelliler Üretim Merkezi Müdürü Hüsnü Bayraktar, engelli ve engelsiz tüm çalışanların tam bir disiplin ve uyum içerisinde üretim tesislerindeki görevlerini yerine getirdiklerini söylüyor. Kimi işçilerin işlerine olan adaptasyonlarının ve gayretlerinin çok üst noktada olduğunu kaydeden Bayraktar, "Yüksek verimlilikle çalışıyorlar. İşlerine çok konsantreler" diye konuştu. Bayraktar, tesislerinin yılda bir milyon adet örme grubu (tişört, sweatshirt, şort, penye grubu ve ayda 10 ton kültür mantarı üretim kapasitesine sahip olduğunu söyledi.