Bir gazetenin ekonomi gazetesi olması, reel sektörü geniş bir şekilde ele alması, elbette veri kaynağı özelliğini artırıyor. Ekonomi gazeteciliği hem belirsizliğin aktarıcısı hem de umudun mimarı olabiliyor.
IMF, Eylül ayında “Belirsizlikle ilgili belirsizlik” başlığıyla bir yazı yayımladı. Tek başına yazının başlığı bile zaten epeyce mesaj barındırıyor ama gelin detayına da bakalım.
Bir noktada birbirleriyle uyumlu sinyaller vermesini beklediğimiz farklı belirsizlik endekslerinin bu aralar -maalesef- en temel özelliği birbirlerine zıt mesajlar vermeleri. IMF’nin kendi sözcükleriyle ifade edersem; bazıları kırmızı, bazıları yeşil, bazıları sarı.
Endekslerin birbirinden farklı yönlere işaret etmesi hem tahlil etmesi hem de yönetmesi zor günlerden geçtiğimizi gösteriyor ve endekslerin bilgi değerini daha önemli hale getiriyor. Ben de bu endeksleri sıklıkla kullanıyorum. İlk grafik, küresel anlamda ekonomi politikalarındaki belirsizliği gösteriyor. Yorumu kimden aldığınıza göre aktarılan değişecektir. Kimi, grafikteki son gözlemlere bakıp yıl içinde belirsizliğin gerilediğini söyleyecektir; ki yanlış değil. Bense, 2008 Küresel Krizi’nden bu yana artan yükseliş eğilimine dikkatinizi çekeceğim.
Fakat IMF’nin bir uyarısı daha var. Belirsizlik yüksek olmasına rağmen, iktisadi oyuncularda geleceğe dair umut var ve hatta bir miktar yükseliyor. Nitekim ikinci grafik de bunu gösteren bir beklenti endeksini (sentiment index) yansıtıyor.
Kaynak: Ahir, H, N Bloom, and D Furceri (2022), WUI
Doğrudur, ikinci grafiğe baktığımda ben de yakın dönemde bir iyileşme görüyorum. Ama ondan daha önce gördüğüm mesele, 2008’den beri özellikle aşağı yönlü keskin hareketlerin olması, yükselişlerin daha sınırlı kalması ve kararsız serinin bir trend tutturamaması.
Evet, bence resim netleşiyor:
1- Geçmişe göre hala yüksek olmakla birlikte dünya ekonomisinde ekonomi politikalarına dair belirsizlik son aylarda azalıyor. Bu da beklentilerde sınırlı bir iyileşme yaratıyor.
2- Küresel ekonomi politikalarındaki belirsizlik 2008’den bu yana artarken, beklentilerdeki iyileşme yıllar içinde hep daha zayıf ve daha dalgalı hareket ediyor.
Peki üzerinde bu kadar konuştuğumuz belirsizliği nasıl ölçüyoruz? IMF burada üç ana araca işaret ediyor: Metin taraması, finansal piyasalar ve anketler.
Metin taraması dediğimiz şey, gazeteler ağırlıklı olmak üzere basın kaynakları ile ekonomik araştırmalar raporlarının incelenmesiyle elde ediliyor. Yani aslında elinizde tuttuğunuz gazete aynı zamanda biz ekonomistler için bir veri kaynağı. Bir gazetenin ekonomi gazetesi olması, reel sektörü geniş bir şekilde ele alması, elbette veri kaynağı özelliğini artırıyor. Buraya kadar aktardığım iki endeksten hareketle ilerlersek, ekonomi gazeteciliği hem belirsizliğin aktarıcısı hem de umudun mimarı olabiliyor; velhasıl ışık basından yükseliyor. Böylesine önemli bir toplumsal işlevde üçüncü doğum gününü kutlayan EKONOMİ gazetesine nice yıllar diliyorum. Özverili basın emekçilerinin ellerinden çıkan bu gazeteye destek veriyor olmanın mutluluğu ile dünya ve ülke ekonomisini, piyasaları, sanayiciyi, hane halkını anlamaya, anlatmaya devam. Çünkü Misak-ı İktisadi’den biliriz ki, “Bütün mesai iktisaden memleketi yükseltme gayesine matuftur.”