Türkiye’nin iklim denkleminde binalar, görünmez ama en kritik aktörler. Enerji ithalatına bağımlı bir ekonomide, her doğru yalıtım kararı hem cari açığa hem hanenin bütçesine hem de şehirlerin nefesine dokunuyor. Ar-Ge’den üretime, ustalardan genç yeteneklere kadar uzanan bütünsel dönüşüm modeliyle iklim krizine bilimsel yanıt veren Nippon Paint - Betek, yalnızca renk değil, veri, teknoloji ve ortak akıl üretiyor.
Türkiye’nin iklim denkleminde binalar, en görünmez ama en büyük paydaş. Enerji ithalatına bağımlı bir ekonomide, her doğru yalıtım kararı; cari açığa, hane halkı faturasına ve şehirlerin nefesine aynı anda dokunuyor. Boya-kaplama sektörü de bu denklemin tam merkezinde yer alıyor.
Nippon Paint - Betek bu bilinçten hareketle, yalnızca renk değil, veri, teknoloji ve ortak akıl üretiyor.
2003’ten bu yana 280 milyon metrekareyi aşan mantolama; 33 milyon ton CO2 salımının önlenmesi; 2025’te yenilenen TS 825 ile artan standartlar; 2026 başında fabrikalarda elektriğin yüzde 35’ini GES’ten karşılama hedefi, iç mekânda düşük/sıfır VOC portföyü, Greenguard sertifikasyonu; laboratuvarlar, test evleri ve üniversitelerle ortak çalışmalara uzanan bir Ar-Ge hattı. Tüm bu çalışmalar sürdürülebilirlik yaklaşımının sahada hayata geçiriliyor olduğunun kanıtı.
Nippon Paint - Betek Türkiye Genel Müdürü Hasan Gökhan Güner, “En önemli hedefimiz enerjiye olan bağımlılığımızı azaltmaya destek olmak. Ülke olarak kullandığımız enerjinin yaklaşık yüzde 70’ini ithal ediyoruz. İthal edilen enerjinin 24 milyar dolara yaklaşan kısmı konut ve benzeri yapılarda tüketiliyor. Bu koşullar altında, özellikle yeni inşa edilen ve mevcut binalarda ısı yalıtımı uygulamalarının yaygınlaştırılması gerekiyor. Binalarımızın başta ısı yalıtımı olmak üzere enerji verimli olarak inşa edilmesi durumunda yılda 10-12 milyar dolarlık bir tasarruf imkanına sahip olabiliriz. Kamuoyunda enerji verimliliği bilincinin yaygınlaşması amacıyla bilinçlendirme çalışmalarına katkı sağlamayı sürdürüyoruz. Kurulduğumuz 1988 yılından bugüne Türk boya sektöründeki gelişime öncülük ettik, etmeye de devam ediyoruz. Son beş yıldır Japonya merkezli Nippon Paint Holding ile güç birliği paralelinde Türkiye ve komşu coğrafyalarda elde ettiğimiz stratejik büyüme hamlelerinin ardından Betek’te yeni bir dönem başladı. Bu güç birliği Filli Boya’ya Ar-Ge’den dijitalleşmeye, sürdürülebilirlikten üretim verimliliği ve ortak hammadde satın alımına kadar birçok alanda ciddi kazanımlar sağladı” diyor.
Hasan Gökhan Güner ile şirketin iklim krizine verdiği teknik yanıtı, sektörün kalkınma modelini ve genç yeteneklerle kurdukları yeni ekosistemi konuştuk.
Üç başlıkta sürdürülebilirlik
“Bizim için sürdürülebilirlik, ürünlerin yaşam döngüsü boyunca çevresel etkilerini azaltmak, kaynak kullanımını optimize etmek, karbon ayak izini düşürmek ve gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak anlamına geliyor. Bu çerçevede katkımızı üç başlık altında topluyoruz: Bunlardan ilki ‘Üründe Sürdürülebilirlik’. Bu başlık altında su bazlı, düşük/sıfır VOC’lu çözümler, enerji tasarrufu sağlayan ısı yalıtımı sistemleri ve iklim koşullarına dayanıklı inovatif dış cephe boyaları geliştiriyoruz. İkinci başlığımız, ‘Üretimde Sürdürülebilirlik’. Bu yönde yaptığımız çalışmalarla yenilenebilir enerji kullanımı, üretim verimliliği, karbon ayak izimizi azaltan teknolojiler ve geri kazanım projeleriyle çevresel etkimizi düşürüyoruz. Ve ‘Toplumsal Fayda’ başlığında eğitimden kültürel mirasın korunmasına, kamusal alanların renklendirilmesinden enerji verimliliği bilincine kadar geniş bir yelpazede projeler yürütüyoruz.”
33 milyon tonluk etki
“İklim krizine karşı iki ana eksende yanıt veriyoruz: Enerji tasarrufu sağlayan ürünler ve sürdürülebilir yaşamı destekleyen inovatif çözümler. Isı yalıtımı, yapılarda yüzde 60’a varan oranda enerji tasarrufu sağlaması açısından büyük önem taşıyor. 2003 yılında bu konuda hem bilinç yaratmak hem de kaliteli ürünler üreterek ülkemize hizmet sunmak amacıyla dış cephe ısı yalıtımı alanında Dalmaçyalı Isı yalıtım Sistemleri markamızı faaliyete geçirdik. 2003 yılından bugüne kadar yaklaşık 283 milyon metrekare mantolama yapıldı. Bu, 3 milyon konut ve 12 milyon kişiye ulaşan bir dönüşüm anlamına geliyor. Bununla birlikte 33 milyon ton CO2 eşdeğeri sera gazı salımı engellendi. Bu miktar, Bolu ormanlarının yıllık karbon emiliminin yaklaşık 24 katına eşdeğer. Dalmaçyalı’nın faaliyete başladığı 2003 yılında binaların yüzde 98’inde ısı yalıtımı bulunmuyordu. Bu oran günümüzde ısı yalıtımının öneminin anlaşılmasıyla da beraber yüzde 70’lere kadar inmiş durumda olsa da hala çok yüksek. Bu noktada TS 825 - Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardı büyük önem taşıyor. 2025 yılında yenilenen TS 825 standardı ile yeni inşa edilecek binaların daha enerji verimli olması sağlanırken, aynı zamanda yüksek performanslı yalıtım ürünlerine olan ihtiyaç da artacak.”
Bilimle test edilen dayanıklılık
“Ar-Ge yatırımlarımızı gerçekleştirirken iki temel strateji üzerinde duruyoruz: İnovatif ürünler geliştirerek yeni kategori açmak ve mevcut ürünlerimizde performansı artırmak. Dalmaçyalı Isı yalıtım Sistemleri ile yaptığımız Ar-Ge çalışmaları, sürdürülebilir kalkınmaya destek olmak ve çevreyi korumak amacımıza değerli katkılarda bulunuyor. Bilimsel Araştırma ve Eğitim Merkezimizde, ısı yalıtım ürünlerimizin dayanıklılığı ve uzun vadeli performansı, tüketicilerden yapı ve kamu profesyonellerine kadar geniş bir kesime canlı testler ile gösteriliyor. Türkiye’de ilk kez bizim tarafımızdan kurulan ve ülkemizin iklim koşullarında gerçek simülasyon sunan test evleri sayesinde, ürünlerimizi laboratuvarın ötesinde, gerçek yaşam koşullarında test ederek kullanıcıya en uygun çözümleri sunuyoruz. Gebze ve Kayseri fabrikalarımızda kurulu bu test evlerinde gerçekleştirdiğimiz çalışmalarda, ısı yalıtım sistemlerimizin bütünsel performansı, sistemleri oluşturan bileşenlerin ise ayrı ayrı dayanımı ölçümleniyor.”
Elektriğin yüzde 35’i güneşten gelecek
“Balıkesir, Gebze ve Kayseri fabrikalarımızda, doğal gaz tüketimini yüzde 3 oranında azaltmak amacıyla başlattığımız 5 ayrı Isı Geri Kazanım Projesi’ni başarıyla tamamladık. Elektrik tüketimimizi yüzde 5 azaltacak olan Yeni Otomatik Su Bazlı Deko Üretim Tesisimizi ise 2025 yılının üçüncü çeyreğinde yani çok yakında devreye almaya hazırlanıyoruz. Tüm fabrikalarımızda tüketilen elektriğin yüzde 35’ini Güneş enerjisinden karşılamak üzere önemli bir enerji dönüşüm projesini hayata geçiriyoruz. 2026 yılının ilk çeyreğinde başlayacak bu proje ile yenilenebilir enerji kullanımımızı ciddi şekilde artırmayı hedefliyoruz. Gebze fabrikamızda ise otomatik iklimlendirme sistemine geçerek yüzde 10’luk doğal gaz tasarrufu sağladık.”
Çok disiplinli iş birliği
“Küresel iklim değişikliğinin yarattığı zorlu koşullar, yapıların dış cephelerinde daha dayanıklı çözümler gerektiriyor. Bu ihtiyacı karşılamak için Türkiye’de ilk kez 3D koruma etkili Frontier Polymer Teknolojisi kullanılarak geliştirilen Nucleus dış cephe boyası, cephelerin ömrünü önemli ölçüde uzatıyor. Nucleus’u dört yıllık bir Ar-Ge çalışması neticesinde sadece Türkiye›deki Ar- Ge’miz değil, Türkiye, Japonya, Çin ve Avustalya’daki Ar-Ge’lerin ortak çalışmalarının sonucunda geliştirdik. Biz Ar-Ge’yi yalnızca bir ürün geliştirme alanı olarak görmüyoruz; bizim için Ar-Ge, çözüm geliştirme merkezimiz. Horizon Europe, Eurostar ve Eramin gibi Avrupa Birliği destekli uluslararası Ar-Ge projelerinde yer alarak çok disiplinli iş birliği, sürdürülebilirlik, bilgi transferi ve küresel rekabet gücü açısından önemli avantajlar elde ediyoruz.”
Ustalar, dönüşümün sahadaki gücü
“Ustalarımız en önemli paydaşlarımız arasında yer alıyor. Ustalarımıza hem duygusal hem de fonksiyonel fayda sunduğumuz usta programlarımız var. Bu usta programlarında 2000 yılından bu yana 100 bin üzerinde kayıtlı ustamız bulunuyor. Her yıl 35 bin ustamıza hem bu programlar üzerinden hem de online ve yüz yüze eğitimler, seminerler ile ulaşıyoruz.”
Gençlere inovasyon odaklı düşünce yapısı
“Türkiye’nin önde gelen birçok üniversitesi ile kurduğumuz güçlü iş birlikleri sayesinde, şirketimizin kurumsal kültürünü genç nesillere aktarmayı amaçlıyoruz. TÜBİTAK programları kapsamında lisans öğrencileriyle birlikte yürüttüğümüz projeler aracılığıyla, öğrencilerin sanayi ekosistemini tanımasını ve inovasyon odaklı düşünce yapısını geliştirmesini sağlıyoruz. Ayrıca, farklı üniversitelerden yüksek lisans ve doktora öğrencilerini yarı zamanlı olarak istihdam ederek, onların bilgi birikimini hem kurumsal gelişimimize hem de sektörel dönüşüme katkıda bulunacak şekilde yönlendiriyoruz.”