COP’lar sahnede, metan sahada. Son iki zirvenin ev sahibi ülkelerinden gelen uydu verileri, iklim diplomasisinin vitrini ile gerçek emisyonlar arasındaki mesafeyi gösteriyor. COP31 öncesi Türkiye için soru net: Ne konuşacağız, neyi gerçekten yapacağız?
Fosil yakıt sektöründen kaynaklanan ve gezegeni ısıtan metan emisyonlarını azaltma yönündeki baskı artarken, Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’nin son ev sahipleri Brezilya ve Azerbaycan’daki petrol ve gaz üreticileri büyük metan sızıntılarını önlemekte zorlanıyor. Geçtiğimiz günlerde Climate Home News’in paylaştığı veriler bu gerçeği net bir şekilde ortaya koydu.
Uydu gözlemleri, bu yıl her iki ülkede de uzaydan görülebilen ve her iki durumda da devlet petrol şirketleriyle ilişkilendirilen “aşırı salım yapan” metan bulutlarını tespit etti. Brezilya bu yılki COP30 iklim müzakerelerine başkanlık ederken, COP29 Azerbaycan’da düzenlenmişti.
Metan, karbondioksite kıyasla atmosferde yaklaşık 80 kat daha fazla ısı tutan, ancak daha kısa ömürlü bir sera gazı. Küresel ısınmanın 1,5 derecenin altında tutulabilmesi için Uluslararası Enerji Ajansı’na (IEA) göre fosil yakıtlardan kaynaklanan metan emisyonlarının 2030’a kadar yüzde 75 azaltılması gerekiyor.
2021’de COP26’da 100’den fazla ülke, on yılın sonuna kadar metan emisyonlarını 2020 seviyelerine kıyasla tüm sektörlerde yüzde 30 azaltma niyetini açıklamıştı. Ancak Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın (UNEP) değerlendirmesine göre emisyonların 2030’a kadar yüzde 5 artması bekleniyor.
Brezilya Çevre Bakanı Marina Silva, Kasım ayında düzenlenen COP30’da metan emisyonlarını azaltmanın, “gezegenin ortalama sıcaklık artışını 1,5 derecede içinde tutmak, aşırı hava olaylarının sıklığını, şiddetini ve etkisini azaltmak ve hayatları korumak için bir fırsat sunduğunu” söyledi.
Geçen yıl ise Azerbaycan devlet petrol şirketi SOCAR’ın başkanı Rovshan Najaf, şirketin petrol ve gaz üretiminde 2035’e kadar neredeyse sıfır metan emisyonuna ulaşacağını taahhüt etti. Ancak SOCAR’ın Azerbaycan’a ait en güncel verileri, şirketin metan emisyonlarının ülkenin COP29’a ev sahipliği yaptığı 2023-2024 döneminde üç kattan fazla arttığını gösteriyor. SOCAR, 2024’te faaliyetlerinden kaynaklanan yaklaşık 200 bin ton metan emisyonu tespit etti.
Brezilya’nın devlet petrol şirketi Petrobras ise 2015-2022 arasında metan emisyonlarını yarıdan fazla azaltmayı başarmış olsa da, şirketin yıllık sürdürülebilirlik verilerine göre emisyonlar o tarihten bu yana yıllık yaklaşık 1 milyon ton CO2 eşdeğeri seviyesinde sabit kaldı.
Ulusal Kaynak Yönetişimi Enstitüsü’nden (NRGI) metan uzmanı Tengi George- Ikoli, “Metanı azaltmak, bir ülkenin iklim taahhütlerini yerine getirme kapasitesi üzerinde çok büyük etki yaratır” diyor.
2025’te UNEP’e bağlı Uluslararası Metan Emisyonları Gözlemevi (IMEO), Brezilya ve Azerbaycan da dâhil olmak üzere dünya genelinde petrol ve gaz üretimiyle bağlantılı yaklaşık 2 bin 200 “aşırı salım” vakası konusunda ülkeleri uyardı. IMEO uyarıları her iki ülkeyi de yakında ilgilendiriyor.
Azerbaycan’ın güneyindeki petrol ve gaz merkezinde büyük metan bulutları
Azerbaycan’da, petrol ve gaz endüstrisinin merkezi konumundaki güney kıyılar üzerinde son iki yılda sürekli ve büyük ölçekli metan emisyonları tespit edildi. Bu bulgular, çevrimiçi izleme platformu Carbon Mapper’ın uydu verilerine dayanıyor. Uydular, Azerbaycan’ın COP29’a ev sahipliği yapmaya hazırlandığı 2024 ortasında bölgenin üzerinden geçerken, her biri saatte 2 bin ila 4 bin kilogram metan salan ve “aşırı salım” eşiğinin onlarca kat üzerinde olan birkaç devasa metan bulutu tespit etti. Carbon Mapper verilerine göre, aynı noktalardan kaynaklanan metan emisyonları bir yıl sonra da benzer ya da daha yüksek seviyelerde devam etti.
COP30 ev sahibi ülkede devlet petrol şirketi sızıntılarla ilişkilendirildi
Brezilya’da devlet petrol şirketi Petrobras, bu yıl uydular tarafından tespit edilen üç “aşırı salım yapan” metan olayıyla ilişkilendirildi. Bu durum, şirketin açık deniz petrol ve gaz tesislerinden kaynaklanan emisyonlara dair soru işaretleri doğurdu. 23 Nisan’da Carbon Mapper, Rio de Janeiro açıklarındaki Brezilya’nın en büyük petrol ve gaz sahalarından bazılarını barındıran Santos Havzası’nda üç büyük metan bulutu tespit etti. Uydu gözlemleri konusunda uzman çevre kuruluşu SkyTruth tarafından yapılan analiz, bu bulutların Petrobras’ın çoğunluk hissesine sahip olduğu Tupi sahasındaki gemilerden kaynaklandığını ortaya koydu. Gemilerden ikisi Hollandalı SBM şirketi tarafından, biri ise Petrobras tarafından işletiliyor. ABD Çevre Koruma Ajansı, saatte 100 kilogram metan salımı olan olayları “aşırı salım” olarak tanımlıyor. Brezilya’da tespit edilen üç buluttan ikisi saatte 300 kilogramın, biri ise 700 kilogramın üzerindeydi.
Petrobras: Önlemler uygulanıyor
Petrobras, Climate Home’a yaptığı açıklamada metan emisyonlarını azaltmayı karbonsuzlaşma stratejisinin bir parçası olarak gördüğünü belirtti. Şirket, sızıntıların tek bir uydu gözleminde tespit edilmiş olması nedeniyle “zaman içindeki emisyonların tutarlılığı ve büyüklüğü hakkında daha geniş sonuçlar çıkarmanın sınırlı olduğunu” savundu. COP30’dan sadece günler önce Petrobras yöneticileri, Rio de Janeiro’da düzenlenen bir açık deniz petrol ve gaz konferansına eş başkanlık etti. Organizatörler, toplantının “geleneksel petrol ve gaz teknolojilerine odaklanırken, daha sürdürülebilir bir gelecek için gerekli yenilikleri öne çıkaracağını” ve “devam eden enerji dönüşümü bağlamında stratejik bir konumda” olduğunu yazdı.
Küresel sera gazı emisyonları artmaya devam ederken ve Birleşmiş Milletler Kasım ayında 1,5 derece eşiğinin aşılmasının artık kaçınılmaz olduğunu kabul etmişken, COP30’da metan konusu daha fazla dikkat çekti. Belem’de düzenlenen zirvede, fosil yakıt üretiminden kaynaklanan ve küresel “süper kirletici” metan emisyonlarının yaklaşık üçte birini oluşturan emisyonları azaltmaya yönelik yeni girişimler başlatıldı.
Metana acil fren gerek
Birleşik Krallık, fosil yakıt sektöründen kaynaklanan metanı “dramatik biçimde azaltmayı” hedefl eyen bir bildiri yayımladı. Bildiri, Kanada, Norveç ve Kazakistan gibi büyük petrol ve gaz üreticileri dâhil 11 ülke tarafından desteklendi. Şeff af izleme, rutin yakma ve havaya salımın sona erdirilmesi ve üretim birimi başına sıfıra yakın metan hedefl erinin izlenmesi bu girişimin temel unsurları arasında yer alıyor.
COP29’da Avrupa Birliği, kömür, petrol ve gazdan kaynaklanan metan emisyonlarını azaltmaya yönelik yol haritaları hazırlanmasını teşvik eden bir girişime öncülük etmişti. Bu yol haritaları; takvimleri, yatırım ihtiyaçlarını ve azaltılacak emisyon miktarlarını içeriyordu. Ancak gönüllü girişimlerin küresel ısınmayı kısa vadede frenlemek için gereken hız ve ölçekte sonuç üretmekte başarısız olması nedeniyle, daha bağlayıcı ve kapsamlı yaklaşımlara yönelik baskı artıyor.
COP30’da Barbados Başbakanı Mia Mottley, “metan acil frenini çekmek” ve “zaman kazanmak” için başlangıçta petrol ve gaz sektörünü kapsayan hukuken bağlayıcı bir metan anlaşması çağrısını yineledi. Mottley, bu ay The Guardian’da yayımlanan bir yazısında bir sonraki adımın, “petrol ve gaz sektörü için bağlayıcı önlemlere yönelik 2026’da bir yol haritası geliştirmek üzere istekli ülkelerin devlet başkanlarını bir araya getirmek” olduğunu yazdı. Müzakerelerin 2027’de başlayabileceğini ve anlaşmanın “mümkün olan en kısa sürede” kabul edilebileceğini önerdi. Brezilya ve Azerbaycan örnekleri şunu açıkça gösteriyor: COP’a ev sahipliği yapmak, iklim lideri olmak anlamına gelmiyor. Ama liderlik iddiasını en çıplak haliyle görünür kılıyor.
Türkiye için COP31, sadece müzakere salonlarında konuşulan hedefl erle değil; enerji politikalarında, altyapıda, sızıntılarda, görünmeyen ama etkisi büyük gazlarda sınanacak. Çünkü metan sessiz ama gürünmez değil. Ve COP31, Türkiye’nin bu sessizliğe gerçekten kulak verip vermediğinin kayda geçtiği yer olacak.
