Nisan ayındaki tablo yalnızca riskli temalı fonlarla değil, düşük riskli enstrümanlar aracılığıyla da enflasyonun aşılabileceğini gösteriyor.
Nisan ayında açıklanan enflasyon verisi, beklentilerin altında gelerek piyasaların bir süredir üzerinde taşıdığı stresi kısmen rahatlattı. Aylık bazda %3 olan TÜFE verisi, yıllıkta %38’in altına gerileyerek düşüş eğilimini sürdürdü. Ancak bu veri, faiz indirimi beklentilerinin temmuz sonrasına ötelenmiş olması nedeniyle piyasalarda sınırlı bir moral etkisi yarattı. Yatırımcılar için bu ortamda temel soru değişmedi: “Enflasyonu geçebilecek fonlar hangileri ve önümüzdeki dönemde hangi yatırım araçları öne çıkacak?”
Nisan ayı verilerini incelediğimizde, enflasyonun üzerinde getiri sağlayan fonlar arasında klasik güçlü oyuncu olan altın fonları, sürpriz yapmayan şekilde yine zirvede yer aldı. Bunun yanında oyun sektörü, havacılık ve savunma hisselerine odaklanan fonlar, Avrupa piyasalarına yatırım yapan fonlar, blok zincir fonları ve daha düşük riskli profilleriyle öne çıkan borçlanma araçları, arbitraj ve para piyasası fonları da manşet enflasyonu geride bırakmayı başardı.
Bu tablo, yalnızca riskli temalı fonlarla değil, düşük riskli enstrümanlar aracılığıyla da enflasyonun aşılabileceğini gösteriyor. Özellikle para piyasası, borçlanma ve arbitraj fonlarının bu başarıyı yakalaması, yatırımcılara daha fazla seçenek sunan bir döneme işaret ediyor.
Altın fonları güçlü kalmaya devam ediyor
Altın, bir süredir yatırımcının gözdesi konumunda. ABD’de Trump’ın Fed’e yönelik eleştirileri, faiz indirimi baskısı, ticaret politikalarındaki belirsizlikler ve küresel jeopolitik tansiyon altının ons fiyatını zaman zaman 3.500 doların üzerine taşıdı. Sonrasında gelen kısa vadeli rahatlama, fiyatı 3.250 dolar seviyelerine geri çekse de, yaşanan her politik veya ekonomik çalkantı, onsu tekrar 3.350 dolar bandına taşıdı. Bu tablo, altının yüksek belirsizlik dönemlerinde yatırımcı için hâlâ güvenli liman olduğunu doğruluyor.
Avrupa piyasaları savunma ile destekleniyor
Yılbaşından bu yana Avrupa endekslerindeki yükseliş, büyük ölçüde Rusya-Ukrayna gelişmeleri ve Avrupa’daki savunma bütçelerinde beklenen artışa dayanıyor. Bu çerçevede Avrupa hisselerine yatırım yapan fonlar da Euro bazlı getirilerle enflasyonun üzerine çıkmayı başardı. Bu trendin devamı, özellikle Almanya ve Fransa gibi büyük ekonomilerde görülecek toparlanmalara bağlı olacak.
Arbitraj fonları düşük riskle öne çıkıyor
Son dönemin parlayan yıldızlarından biri de arbitraj fonları. Bu fonlar, Borsa İstanbul’da spot-vadeli fiyat farklarını değerlendirerek mevduatın üzerinde ama düşük riskli getiri sağlamayı hedefliyor. Nisan ayında enflasyonun üzerinde getiri sağlayan arbitraj fonlarının, önümüzdeki aylarda da güçlü kalması bekleniyor. Ancak burada önemli bir not düşmek gerek: Spot-vadeli fiyat farklarının daraldığı dönemlerde bu fonların getirisi zayıflayabiliyor. Bu nedenle arbitraj fonları, daha çok 3-6 aylık vadede değerlendirilmesi gereken bir enstrüman olarak görülmeli.
Blok zincir fonlarında teknolojiyle paralel hareket
Blok zincir fonları, kripto para teması üzerinden dolaylı olarak teknoloji hisseleriyle senkronize hareket ediyor. Kripto paralara doğrudan yatırım yapmasalar da, bu alanda faaliyet gösteren veya yatırım yapan şirket hisselerine odaklanmaları nedeniyle, sektörle ilgili gelişmelere duyarlılar. Son dönemde tarifelere dair belirsizliklerin azalması, teknoloji hisselerine toparlanma imkanı sundu ve bu durum blok zincir temalı fonlara da olumlu yansıdı. Yılın geri kalanında da teknoloji ve kripto odaklı beklentilerin güçlü kalması bekleniyor. Ancak bu fonlar, yapıları gereği volatiliteye açık olduğundan, kısa vadeli değil, uzun vadeli tematik pozisyon olarak değerlendirilmesi daha uygun olacaktır.
Yatırımcının önünde ne var?
İçeride TCMB'nin faiz kararı, enflasyonun seyri, yurt dışı yatırımcı ilgisi ve kredi derecelendirme kuruluşlarının olası not adımları, fon piyasaları için belirleyici olacak. Dışarıda ise Trump’ın yeniden şekillendirdiği ticaret politikaları, ABD-Çin hattındaki tarifeler, jeopolitik riskler ve Fed’in faiz indirim takvimi, yatırım kararlarını doğrudan etkilemeye devam edecek.
Yatırımcı açısından temel çıkarım net: Tek bir varlığa değil, dengeli ve çeşitlendirilmiş bir portföye sahip olmak, enflasyonla mücadelede en sağlam strateji. Düşük riskli fonlar ile kısa vadede istikrar, tematik ve döviz bazlı fonlarla orta-uzun vadede getiri potansiyeli bir arada düşünülmeli.