Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 10 milyar doları aşan yan sanayi üretim anlaşmalarını gündeme taşıması, fon portföylerinde yer alan savunma ve havacılık şirketleri için kritik fırsatlar yaratabilir.
Ankara-Washington hattında 25 Eylül’de gerçekleşecek Erdoğan–Trump görüşmesi, diplomasi kadar ekonomi ve piyasalarda da yankı uyandırdı. ABD Başkanı Donald Trump’ın, “Boeing uçaklarının büyük ölçekli satın alımı, önemli bir F-16 anlaşması ve F-35 görüşmelerinin devamı” açıklaması, Türkiye’nin havacılık ve savunma sanayii açısından yeni bir dönemin kapısını aralayabilir. Bloomberg’in haberine göre Ankara yüzlerce Boeing uçağı ve Lockheed Martin savaş uçağı almayı planlıyor. Ancak bu siparişlerin önemli bir bölümünün yerli üretimle desteklenmesi hedefleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 10 milyar doları aşan yan sanayi üretim anlaşmalarını gündeme taşıması, fon portföylerinde yer alan savunma ve havacılık şirketleri için kritik fırsatlar yaratabilir.
F-35’te olası uzlaşı, ciddi üretim potansiyeline erişim anlamına gelir
Süreç yalnızca ticaret boyutunda değil, jeopolitik zeminde de belirleyici. Türkiye’nin Rusya’dan aldığı S-400 hava savunma sistemi nedeniyle Washington’la yaşadığı gerilim ve devreye sokulan CAATSA yaptırımları, Ankara’yı F-35 programından çıkarmıştı. Şimdi ise olası bir uzlaşı, bu tıkanıklığı aşarak Türk şirketlerinin F-35 parçalarında yeniden görev almasını sağlayabilir. Bu, ciddi bir üretim potansiyeline erişim anlamına gelir. NATO-Rusya gerilimi ve Avrupa’nın artan savunma bütçeleri de tabloyu destekleyen bir diğer unsur.
Ata Portföy’ün JET kodlu Havacılık ve Savunma Teknoloji Fonu, bu küresel dalgadan doğrudan faydalanabilecek bir yapı sunuyor. Fon, ASELSAN, Pegasus, Hitit, Otokar, THY ve TAV gibi yerli oyuncuları barındırırken; RTX, GE Aerospace, Northrop Grumman, Safran, Leonardo ve Rheinmetall gibi NATO ülkelerinin önde gelen şirketlerine de yatırım yapıyor. Ayrıca iShares Aerospace & Defense ETF ile küresel sektöre geniş tabanlı bir erişim sağlıyor. JET, insanlı–insansız hava araçlarından uzay havacılığına, siber güvenlikten savunma danışmanlık hizmetlerine kadar geniş bir yelpazede faaliyet gösteren şirketlere yatırım yaparak uzun vadeli sürdürülebilir büyüme potansiyeline ortak olmayı hedefliyor. Böylece hem içerdeki işbirliği haberlerinden hem de ABD ve Avrupa’daki artan siparişlerden beslenen çift yönlü bir strateji izliyor.
Aktif Portföy’ün FLY kodlu Havacılık ve Savunma Teknoloji Fonu ise daha yoğun biçimde “yerli ekosistem” odaklı. THY, Pegasus ve TAV üzerinden sivil havacılık; ASELSAN, SDT, Otokar, Tümosan, Altınay ve Onur Yüksek Teknoloji gibi şirketler üzerinden savunma; Hitit ve Çelebi ile yazılım ve hizmetler fonun temel taşlarını oluşturuyor. FLY, havacılık ve savunma teknolojileri temalarına odaklanmak isteyen ve orta–uzun vadeli bakış açısına sahip, risk iştahı yüksek yatırımcılar için profesyonel yönetimle çeşitlendirilmiş bir araç sunuyor. Bu yoğun yerli ağırlık, Türkiye’nin Boeing ve Lockheed siparişlerini yerli üretim şartına bağlama hedefiyle birleştiğinde FLY için doğrudan bir kaldıraç yaratabilir.
JET 6 ayda %27,7 getiri sağladı
Performans tarafında da tablo güçlü. JET son haftada %1,4, ayda %5,5 ve 6 ayda %27,7 getiri sağladı. Yılbaşından bu yana getirisi %61’i aşarak öne çıktı. FLY aynı dönemlerde haftalık %1,8, aylık %4,7 ve 6 ayda %32’lik performans sergiledi. Yılbaşından bugüne %45,7 ile JET’in gerisinde kalsa da, özellikle 6 aylık dönemde JET’i geçmesi dikkat çekici. Bu durum, küresel zincirden beslenen JET ile yerli savunma hamlelerine daha duyarlı FLY’ın farklı dönemlerde öne çıktığını gösteriyor.
Görüşmeden çıkabilecek anlaşmaların etkisi de fonlar açısından önemli. Boeing siparişlerinin kesinleşmesi, THY ve Pegasus’un kapasite yatırımlarını artırırken, Hitit ve Çelebi gibi yazılım-hizmet sağlayıcılarına da katkı sunabilir. F-16V modernizasyonu ve yeni alımlar ASELSAN, TUSAŞ ve diğer yerli üreticiler için iş hacmini büyütebilir.
Sonuç olarak, Washington’daki zirve yalnızca diplomatik değil, piyasa açısından da önemli bir katalizör olabilir. Savunma ve havacılık fonları, bu tür haber akışlarından en hızlı etkilenen tematik yatırım araçları arasında. Aynı zamanda teknoloji temalı fonlar için de iyi bir koruma aracı sunduğunu da hatırlatalım.