Fiziki gümüşe kıyasla fonlar üzerinden yatırım yapmanın avantajı, saklama ve alım-satım fiyat makasının ortadan kalkması.
Altın, kriz zamanlarının değişmeyen güvenli limanı olarak uzun süredir yatırımcıların odağında. Ancak geçtiğimiz haftalarda dikkat çeken yükselişiyle öne çıkan bir başka değerli metal daha var: Gümüş. Uzun süredir görece geri planda kalan bu kıymetli metal, haziran ayının sonundan itibaren gösterdiği performansla yatırımcıların yeniden radarına girmiş durumda. Temmuz ayına ons başına 39,13 dolar seviyesiyle başlayan gümüş, böylece 2011 yılından bu yana en yüksek seviyesine ulaşmış oldu.
Bu sert yükselişin fitilini ateşleyen eşik, 32 dolar seviyesinin yukarı kırılmasıyla tetiklendi. Teknik görünümde bu seviyenin uzun süreli bir direnç olması, sonrasında gelen ivmeyi hızlandırdı. Ancak yükselişin arkasında sadece teknik faktörler yok. Gümüş Enstitüsü’nün yayımladığı değerlendirmeye göre fiyatları destekleyen temel dinamikler arasında artan jeopolitik belirsizlikler, ABD-Çin ticaret görüşmelerinin sağladığı iyimserlik, sanayi metallerine yönelik iyileşen beklentiler ve özellikle ETF’lere yönelik güçlü kurumsal talep yer alıyor. Vadeli işlemlerde görülen alım yönlü pozisyonlanmalar da yükselişi destekleyen bir başka unsur.
Altın-Gümüş dengesi ve potansiyel fırsat
Altın/gümüş rasyosu da bu yükseliş sürecinde önemli sinyaller verdi. Bir ons altın ile alınabilen gümüş miktarını gösteren bu oran, 86 seviyelerine kadar geriledi. Bu, altınla karşılaştırıldığında gümüşün göreli olarak hala daha ucuz kaldığını gösteriyor. Tarihsel ortalama olan 70 seviyesinin üzerinde olunması, gümüşün görece potansiyeline işaret ediyor. Dolayısıyla, yatırımcıların bu makasın daralabileceğini düşünerek pozisyon aldığı görülüyor.
Endüstriyel talep ve yeşil enerji etkisi
Gümüşün değerindeki artışı besleyen önemli kaynaklardan biri de endüstriyel talep. Özellikle yeşil enerji teknolojileri, güneş panelleri, elektrikli araçların batarya ve iletim sistemleri gibi alanlarda gümüş, vazgeçilmez bir bileşen konumunda. Yapay zeka tabanlı donanımların üretiminde de gümüşe artan ihtiyaç, bu eğilimi daha da güçlendiriyor.
ABD’de son dönemde yeşil enerji teşviklerinin kısmen geri çekilmiş olması bu tabloyu olumsuz etkileyebilir. Ancak Çin ve Körfez ülkelerinin enerji dönüşüm hedefleri, bu boşluğu kapatıyor. Nitekim Suudi Arabistan’ın 8,3 milyar dolarlık yenilenebilir enerji yatırımıyla, ülke genelinde toplam 15 gigawatt’lık güneş ve rüzgar santrali kurulacağını açıklaması, orta vadeli gümüş talebini canlı tutacak önemli bir gelişme olarak öne çıkıyor.
Gümüş fonları: Fırsatlar ve dezavantajlar
Gümüşteki bu yükselişin fonlara yansımasına baktığımızda, özellikle son bir ayda %5 ila %7,5 arasında değişen getirilere ulaşıldığını görüyoruz. Yılbaşından bu yana getiriler ise %45 düzeyine kadar çıkmış durumda. En dikkat çeken fonlar arasında, son bir ayda en yüksek getiriyi sağlayan Aktif Portföy Gümüş Fon Sepeti Fonu (MJG) ve yıllık bazda %50,9 getiriyle öne çıkan İş Portföy Gümüş Serbest Fon (IOG) yer alıyor.
Hem aylıkta hem de yıllık üzerinden değerlendirdiğimizde gümüş fonlarının gram gümüş getirisinin bir miktar altında kaldığını görüyoruz. Genelde gümüş fonlarında getiri gram gümüşün altında oluşuyor. Bunun nedeni altın fonlarından farklı olarak gümüş fonlarında ağırlıklı olarak gümüşe dayalı yerli ve yabancı gümüş borsa yatırım fonlarının kullanılması olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle SLV, SIVR, ZSIL gibi yurt dışı gümüş ETF’leri, fon portföylerinde büyük ağırlık oluşturuyor. Türkiye'deki tek gümüş BYF olan GMSTR de bu fonlar arasında kullanılıyor. Serbest fonlarda ise doğrudan gram gümüş pozisyonlarına da rastlamak mümkün.
Gümüşe yatırımın artı ve eksileri
Fiziki gümüşe kıyasla fonlar üzerinden yatırım yapmanın avantajı, saklama ve alım-satım fiyat makasının ortadan kalkması. Tabii son hafta artan stopaj oranı ve gram gümüşe göre görece daha düşük bir getiri sunması da dezavantaj olarak değerlendirilebilir. Uzun vadeli birikim arayan ve saklama kolaylığına öncelik veren yatırımcılar için GMSTR BYF de alternatifler arasında sayılabilir.
Tüm bu veriler ışığında, önümüzdeki dönemde gümüşteki yükselişin sürebileceği, ancak dalgalanmaların da yüksek olabileceği öngörülebilir. Altın gibi güvenli liman özelliği taşımayan gümüş, endüstriyel ve spekülatif talep arasında daha sert fiyat hareketlerine açık. Bu nedenle, yatırımcının risk iştahı ve vadeye dair beklentileri, gümüş pozisyonunun büyüklüğünü belirlemede kritik olacaktır.