
Kısa dönemli bakışlarımızı uzun dönemli bakışa taşımak için hem ülke genelinde hem de havzalar özelinde değişen koşullara uyumu hızlandırmalıyız. Böylece, kaynak tahsisini etkili hale getirebiliriz. Dünyamız hızlı değişmektedir; her alanda değişime uyum göstermeliyiz, aksi halde eldeki birikimlerimizi de kaybederiz.
İş dünyasında yaşanan sorunları ve çözümleri takip eden herkes bilir ki Gaziantep’teki üretim hamlesi 1970’li yıllardan bu yana ilgi menzilimizde. Doğu Akdeniz Havzası ve Güneydoğu Bölgesi'nin bu sanayi kentini izlemeyi, gözlemeyi ve yorumlamayı kesintisiz sürdürüyoruz.
Moda ve Hazır Giyim Federasyonu Başkanı Hüseyin Öztürk ve genel sekreter Abbas Özpınar, ürettiğim haklı bir dizi gerekçeye rağmen 10 Aralık 2025 günü yapılacak çalıştaya katılmam için beni ikna ettiler. Mümtaz Zeytinoğlu’nun ESTON firması Gaziantep’de Küçük Sanayi Sitesi inşaatını yaptığı günlerden bugüne Gaziantep’le ilgili yazdıklarımı ve notlarımı gözden geçirdim. Prof. Dr. Tamer Müftüoğlu ile birlikte Sani Konukoğlu’nu ziyaretimizden sonra Gaziantep’te görev yapan valiler, ticaret ve sanayi odaları başkanları, değişik sivil toplum örgütleri yöneticilerinin anlattıklarını nasıl değerlendirdiğime yeniden baktım.

İYİ GİDİŞATI SÜRDÜRMENİN ÖNEMİ
Yunanistan’da maliye eski bakanı Yanis Varoufakis’in Metin Kaan Kurtuluş’la söyleşisinde, “Çok iyi giden iyi giden bir sanayi sektörümüz var. Ülkede ciddi bir sanayi var. Biz Yunanistan’da buna sahip değiliz. Avrupa sanayisizleşiyor. Türkiye ise ihracat üreten bir dizi sanayi sektörüne sahip” diyordu. Gaziantep 0cak- Kasım döneminde, 11 ayda, 10.7 milyar dolar ihracatı olan bir havzanın merkezi. Geçen yılın 10.3 milyar doları aşan ihracat gerçekleştirmiş. Varoufakis’in altını çizdiği “Çok iyi giden sanayinin” önemli parçalarından biri Gaziantep ve çevresinde. Kendine özgü özellikleri olan ve önemli bir havza oluşturan Gaziantep ve çevresini, Özge Öner’in, “Sermayenin verimliliği, teknoloji kapasitesi ya da üretim zincirindeki ağırlığıyla yüzleşmek zorlayıcıdır, ama onun temsil ettiği yaşam tarzıyla kavga etmek kolaydır” uyarısı bağlamında düşündüm. Mevlana‘nın, “Gerçek dostu olanların aynalara ihtiyacı yoktur!” uyarısını da dikkate alarak “verimlilik, teknoloji kapasiteleri ve üretim zincirindeki konumlanma” bağlamıyla değerlendirmek istedim. Düşündüm ki, yüzleşme özgüveninin gereklerini yerine getirebilecek sorular saptayarak erişebildiğim iş insanlarına iletmek değer üretebilir. Belirlediğim 9 soru şöyleydi:
■ Gaziantep sanayi iplik ve halı ağırlıklıdır; üretim desenini farklılaştıracak ve çeşitliliğin yaratacağı dayanıklılığı artıracak, olası tehlikeli gelişmelere karşı alternatif çözümler üretecek, üretim tesislerinin yapıları, işlevleri ve kültürlerini sorgulayarak, geleceğin nasıl güven altına alınacağını değerlendirecek tartışmalar yapılıyor mu?
■ Halı üretiminde özellikle tasarım konusunda “dışa bağımlılık düzeyi” nedir? Halı tasarımı konusunda Gaziantep’in birikimleriyle ilgili doğru bilgiler nedir?
■ Havzada yapay sınırların oluşmasından sonra “merkez” rolünü üstlenen, gelişmenin iç dinamiklerini bu yapının belirlediği; dış dinamik olarak İran-Irak Savaşı, Körfez Savaşı, Suriye’deki oluşumların belirlediği süreç şimdi ne yönde ilerliyor? Jeo-politik odaklı gelişmenin yararları ve sakıncaları nelerdir? Havzanın çevresindeki yarı- formel ve yarı-legal alışveriş koşulları sürmekte midir? Gelişmeler ne yönde ilerlemektedir?
■ Havza, üretimin odağı olan OSB’ler bakımından anlamlı büyüklüklere erişmiştir. OSB’lerdeki üretimin ihracatında birim satış fiyatının 3 doları aşacak yapıya dönüştürülmesi için firma ve havza ölçeğinde hangi önlemler alınmaktadır?
■ Suriye’den zorunlu göçün yarattığı sorunlar nelerdir? Yeni jeo-politik oluşumun etkileri ne yönde gelişmektedir? Havza iş insanları bu konuda hangi beklentileri öne çıkarmaktadır?
■ Havzada ürün desenini değiştirmenin önemli adımlarından biri olan savunma alanında yapılacak yatırımlarda konu seçimi, ölçeklendirme ve sürdürülebilirlik olanakları konusunda öngörme-önlem alma konusunda neler yapılmıştır?
■ Havzanın “lojistik altyapısında” insan ve yük akışlarını hızlandıran hangi fiziki sermaye stoku oluşturulmuştur? Lojistik akışlarını hızlandırmak için gündemde olan ve beklenen yatırımlar hangileridir?
■ Jeopolitik gelişmelerden fiziki altyapılara, geleneksel teknolojilerde dönüşümlerden dijital teknolojinin yapay zeka aşamasına havzanın olanak ve kısıtlarını tanımlayan çalışmalar yapılmış mıdır? Havzanın sanayisini geleceğe taşıyabilmek için siyasi irade, bürokrasi, yerel yönetimler, iş dünyası sivil inisiyatifleri, medya gibi aktörler bir ortak akıl ve dilde birleşmiş midir?
Erişebildiğimiz iş insanlarına soruları yönelttik: Soruları “kendinle yüzleşme ve gerçek gücü yaratmanın etkin yolu” olarak değerlendirenler oldu. “Gaziantep’in merkezi olduğu havzanın iyi zamanlarında ülkeye sigorta olan başarılarını unutarak haksızlık edildiği” değerlendirmesini yapanlar da vardı. Dünya genelinde ve ülkemiz özelinde yaşanan büyük değişim ve dönüşümde “soruları çoğaltarak yaşamın ihtiyacına uygun yolları bulmanın aracı” olabileceği değerlendirmesi de yapıldı. Ayrıca, “Havzanın uzun dönemli geleceğini güven altına alacak ivedi gündeminin belirlenmesi için bu sorular ve benzerlerinin gerekli olduğunu” vurgulayanlar da az değildi. Sorduğumuz sorulara verilen yanıtların özeti bu sayfada paylaşıldı.
HAVZANIN GÜNDEMİ NE OLMALI?
Gaziantep’in merkez işlevi gördüğü havzada sağlıklı bir gelişme yaratarak uzun dönemli geleceği güven altına almak istiyorsak: Önce, sağlıklı verilere dayalı fırsat ve tehlikeler, olanak ve kısıtlar konularını netleştiren veri sorunu ele alınmalı. Ekonominin mütemadiyen tökezleyen, işlerin iyi gittiği aşamalarında “aman devlet işe karışmasın, gölge etmesin” seslerinin alabildiğine yükseldiği, kriz dönemlerinde “ aman devlet gelsin, destek versin, hep birlikte krizi aşalım” çağrılarının yapıldığına hepimiz tanığız. Bu kısır döngüden kurtulmak için ivedilikle bir envanter hazırlanmasına ihtiyaç var. Veri ve bilgi bazı olmadan, ekonomiyi kararlı bir biçimde ileri taşıyamayız. İkinci adım, imkan ve kabiliyetlerimizi dikkate alarak nasıl bir sonuç yaratacağımızı net olarak tanımlamalıyız. Üçüncü adımda, belirlenen hedeflere bizi ulaştıracak kuram, model ve metotları başlangıçta iyi değerlendirmeliyiz. Dördüncü adım, hedeflere ulaşmak için herkesin paylaştığı bir takvimimiz, kimlerin işini hangi zaman aralığında bitireceğini tanımlayan, yetki ve sorumlukları belirleyen yol haritası olmalı. Beşinci adım, hedeflere erişmenin önündeki engelleri kaldıracak maliye ve para politikalarının netliği ve uygulama kararlılığıdır. Bağımsızlığına herkesin inandığı Merkez Bankası, veri üreten kurumlar, gözetim ve denetim mekanizmalarının işlerliğini sonuna kadar savunma kararlılığıdır. Bir yandan firma ölçeğinde işlerin ciddiyetini artırmalı, öte yandan makro düzeyde devletin kolaylaştırıcı işlevi birlikte ele alınmalı.
Paylaşılan gündem sıkı bir biçimde izlenebilirse, Gaziantep’in merkez oluşturduğu havzada ve ülkemiz genelinde öne çıkan aşağıdaki sorunların çözüm süreçleri hızlanacaktır:
Finansmana erişim ve diğer maliyet oluşturan girdilerde rakiplerle şans eşitliği yaratılabilir.
İşyerlerinin iç eksiklikleri olan rekabet edebilir ölçek, rekabet edebilir teknoloji ve rekabet edebilir yönetişim anlayışı sorunları en aza indirilebilir.
Maliyetleri artıran makroekonomik politikaların yarattığı istikrarsızlık ve belirsizlikler azaltılabilir.
Sektörlerde plansızlık nedeniyle oluşan aşırı yığılma, ölçüsüz haksız rekabet, işyerlerinin bağımsız değişkeni olan makroekonomi politikalarının yarattığı maliyet artışları makul düzeylere çekilebilir.
Ülkemizin sorunu olarak değerlendirilen “marka ve imaj” oluşturulmasında, ülke imajından başlayarak firma ölçeklerine uzanan sorunlar aşılabilir.
Başta hukuk sisteminin yaratacağı güven olmak üzere, Ar- Ge, tasarım ve inovasyon için gerekli fonlar oluşturulabilir.
Herkesin ivedi ve ortak sorunu olan “nitelikli işgücü arzı” yeterli hale getirilebilir.
Önemli olan bu konuları kapsayıcı bir anlayışla sorgulamak, eksiklerini tamamlamak, yanlışlarını düzeltmek ve değer üretecek yönlerini güçlendirmektir. Bugünün penceresinden baktığımızda bizim gördüklerimiz bunlar. Başkaları da gerekçeli açıklamalarını yaparsa, birlikte gönüllük katılım gücünü kullanarak gündemi hayata taşıyabiliriz.
GEÇMİŞTE ALKIŞLANAN SEKTÖR SIKINTILI ZAMANDA YALNIZ BIRAKILMAMALI
Gaziantepli iş insanları yönelttiğimiz dokuz soruyu da değerlendirdi. Algıladığımız kadarıyla yapılan değerlendirmeleri düz ayna gibi yansıtalım. Aşırı ve noksan değerlendirme tuzaklarına düşmeden değerlendirmeleri zenginleştirebilirsek, birikim yeteneklerimizi korur; geliştirir ve uzun dönemli geleceğimizi güven altına alabiliriz:
1- İplik ve halı ağırlıklı üretimimiz ülkenin koşullarından kaynaklanmış, bugüne kadar dünyanın “tedarikçi merkezlerinden bir olmamıza” katkı yapmıştır. İplik ve halının farklı pazar özellikleri vardır. Geçmişte alkış tuttuğumuz bu sektörü, sıkıntılı zamanında yalnız ve çaresiz bırakmamak gerekir. Yaşanmakta olan krizin yapısını iyi analiz ederek, en az zarar verecek bir “geçiş planı” üzerinde uzlaşmamız ve bulduğumuz çözümleri uygulamamız gerekir.
2- Halı üretiminde başlangıçta “tasarımın dış bağımlılığından” söz edilebilir. Bugün çoğu üretim tesisinin tasarım bölümleri orijinal tasarımlarla küresel pazarda yer bulabilmektedir. Bugün için tasarım bağımlılığından söz etmek eksik ve yanlış bir değerlendirmedir.
3- Geçmişte Gaziantep hangi fırsatı değerlendirmiş olursa olsun, yaptığı ihracat, yarattığı istihdam, Suriye sorunlarında sağladığı olanaklarla ülkenin sigortası olmayı kanıtlamış bir yerdir. Önemli olan fırsatları değerlendirmesi, ülke insanının maddi ve kültürel zenginliğine katkı yapmasıdır. Bu açıdan yörenin üstüne düşeni yaptığını, yapmaya devam ettiğini değerlendiriyoruz.
4- Çevre ülkeleriyle yapılan ticarette yarı formel ve yarı-legal ilişkiler çok minimize edilmiştir: bugün ölçek büyüten ve kurumsallaşan işyerlerimiz bütün işlemlerini banka sistemiyle ve yasalara uygun biçimde yapmakta, ülkeye ciddi vergi geliri sağlanmaktadır.
5- Standart teknolojilerde, dijital teknoloji ve yeşil üretim bağlamında ülke sanayi gibi yöre sanayicileri de dönüşüm gündemini yakından izlemektedir. Bu konuda ekonominin bütün aktörlerinin ortak sorumlulukları vardır. Gerekli dönüşümleri yaparak yüksek katma değerli, kalite ve maliyette rekabet edebilir ve küresel tedarikte yeri sağlam bir üretim aşamasına hep birlikte geçebiliriz.
6- Irak’ da kaynak var, savaş biteli 14 yıl oldu...Daha çözülmesi gereken sorunlar var. Suriye kaynakları da kıt. Uzun sürede toparlanabilecek bir ülke. Yakından takip etmek, gerçek bilgiye dayalı iş yapmak gerek. Bu konuda girişimcileri bilgi ve sermaye bakımından yönlendirecek rehber kurumlara ihtiyaç var.
7- Savunma sanayinde “alan seçimi” özenle yapılmış, ilişkiler geliştirilmiş, ekosistemde yer edinmenin gerek ve yeter şartları başından iyi düşünülmüştür. Bu alanının yöre sanayisine çeşitlilik ve güç kazandıracağı düşünülmektedir.
8- Lojistik açısından otoyolları, Hassa tüneli, İskenderun’da liman yeterliliği, hızlı trenle erişilebilirliğin artırılması Gaziantep iş insanının gündeminde her zaman ön sırada yer almaktadır.
9- Kısa dönemli bakışlarımızı uzun dönemli bakışa taşımak için hem ülke genelinde hem de Gaziantep özelinde değişen koşullara uyum planlaması, kaynak tahsisini etkili hale getirebilir. Dünya hızlı değişmektedir; her alanda değişime uyum göstermeliyiz, aksi halde eldeki birikimlerimizi de kaybederiz.
