İthalatçı şirketler artan maliyetlerini tüketicilere yansıtacaklarından tüketicilerin alım gücü düşecektir. Yapılacak ticaret anlaşmalarının Amerikan ekonomisine net katkısıysa tartışmaya açıktır.
Atılan adımların siyasi bir bedeli olursa politika yapıcılar geri adım atıyor. Trump yönetiminin gümrük tarifesi politikasındaki dönüşü de bunu doğruluyor. Trump’a seçimi kazandıran faktörlerden birisi, günlük siyasi haber akışına ilgisiz seçmen kitlesinin desteğiydi. Son bir aydaki anketler, bu grubun sırtını döndüğünü gösteriyor. Çin’den ürünlerin gelmemesiyle boşalan süpermarket rafları bu insanları etkilemiş.
Bir ay önceki yazımda, ‘‘Yüksek olasılıklı senaryoda Trump geri adım atar. Hiçbir ülkeyle büyük anlaşma olmaz. Etkin (efektif ) gümrük vergisi oranı sonunda yüzde 10 civarında olabilir. Efektif orandaki artış bir çeşit tüketim vergisine dönüşür’’ ifadelerini kullandım. Son günlerdeki gelişmeler ışığında; Çin’e yüzde 30, diğer ülkelere yüzde 10 gümrük vergisi kesinleşirse, ABD’nin yılbaşında yüzde 2,5 olan efektif gümrük vergisi oranı yüzde 12-13 olabilir. İthalatçı şirketler artan maliyetlerini tüketicilere yansıtacaklarından tüketicilerin alım gücü düşecektir. Yapılacak ticaret anlaşmalarının Amerikan ekonomisine net katkısıysa tartışmaya açıktır.
Trump yönetimi olan biteni dış ticarette büyük bir başarı olarak gösteriyor. Rusya-Ukrayna savaşını bitirme, Gazze sorununa çözüm bulma gibi dış politika konuları her gün dillendiriliyor. Türkiye’deki haber akışı da dış siyaset üzerine yoğunlaşacak. Dış politikadaki gelişmelerin, serbest piyasa ekonomisindeki aktörlere moral verip vermeyeceğini zaman gösterecek.