Sürdürülebilirlik bugün neredeyse bir “etiket” haline geldi. Yani neredeyse pazarlama malzemesi oldu. Herkes sürdürülebilirlikten söz ediyor, pek çok şirket bu alanda çalışıyor. Emek veren çok şirket var bunun da farkındayım. Ama bu işi düzgün yapanlar da kendi hikayelerini, değerlerini iyi anlatamıyor. Zorluk iş dünyası ve kamuoyunda gerçek dönüşümü tam olarak anlayan kitlenin çok geniş olmaması. Burada hala farkındalık sürecindeyiz. İyi yapanlarla, sözde yapanlar karışıyor. Sürdürülebilirlik geniş bir kavram ve büyük bir kültürel dönüşümü de beraberinde getiriyor. Sertifikalandırmak da aslında önemli bir dijital dönüşüm işi çünkü yaptıklarınızı veri olarak raporlamak da işin bir diğer zor yönü. Öncelik tabii ki kültürel, dünya istiyor sürdürülebilir olalım diyenleri de destekliyorum. Ne yapılsa kardır! Yanlış yapanlar da öğrenir doğrusunu yapar. Gerçek dönüşümü başarmak ise bugün şirketlerin toplum içindeki yeni konumunu özümsemesinden geçiyor. Bunun çalışanlar açısından da çok farklı katkıları var. Buna girmeyeceğim, ayrı bir konuşma konusu… Bu konular üzerine Danone Türkiye, Orta Asya ve Kafkasya Genel Müdürü Cem Küçükcan ile sohbet ettik. Aslında pek çok konuyu konuştuk ama en önemlilerinden biriydi… Onlardan da bahsedeceğim ama Türkiye’de üretimde B Corp alan ilk şirket Danone Türkiye olmuş. Ben de baktım başka bulamadım. Zaten çok fazla şirket de yok. B Lab adıyla tarafsız bir kuruluş veriyor. En azından şu anda en güvenilirliği en yüksek kuruluş olarak herkes orayı gösteriyor.
Sürdürülebilirlik ve B Corp Sertifikası
Danone Türkiye, Orta Asya ve Kafkasya Genel Müdürü Cem Küçükcan şirketin kurucularından Antoine Riboud'un 1972'deki ünlü "Marsilya Konuşması" ile temelleri atılan "ekonomik ve sosyal ikili proje" anlayışının aslında her şeyin başlangıcı olduğunu söylüyor. Bu felsefe, şirketin sorumluluklarının fabrika kapısında bitmediğini vurguluyor. Küçükcan, “Danone'ye geldiğinde bir yöneticinin sadece sayısal hedefler değil, saha güvenliği, çalışan mutluluğu ve sosyal sorumluluk projeleri gibi hedeflerle karşılaştığını belirtmesi, bu felsefenin derinliğini gösteriyor” diyor. B Corp’u bir de Cem Küçükcan’dan dinleyelim, madde madde gidersek belki faydalanacaklara daha kolay olur:
- B Lab adlı bağımsız bir kuruluş tarafından verilen, son derece zorlu ve şeffaflık gerektiren bir sertifikasyon.
- Yönetişim, çevre, toplum, çalışanlar ve müşteriler olmak üzere 5 ana başlık ve 20 alt başlık altında şirketin tüm süreçlerini denetliyor.
- Danone, ülkelerdeki ve ürünlerdeki sertifikasyonlar sayesinde küresel olarak B Corp sertifikalı en büyük şirket konumunda.
- Türkiye'de Danone, üretim yapan tek B Corp sertifikalı şirket.
- Sertifikasyon süreci, 6 fabrikanın denetlenmesi ve tüm verilerin şeffaf bir şekilde sunulmasını gerektirdiği için "çok zorlu" bir süreç.
Fabrikada kadın forklift operatörleri var
Genel Müdürü Cem Küçükcan, Danone Türkiye'nin Sosyal Sorumluluk ve Yönetişimle ilgili ilginç noktaları da paylaştı: “Yönetim ve direktör seviyesindeki çalışanların %50'si, yürütme kurulunun %40'ı kadınlardan oluşuyor. Saha satış temsilcilerinin %30'u kadın. Lüleburgaz Fabrikası, dünya genelindeki dört Danone fabrikasından biri olarak kadın inisiyatifi uygulanıyor. Örneğin kadın forklift operatörleri, teknik üretim teknisyenlerimiz var. Çalışan refahı açısından Türkiye'deki ilk emzirme odasını kuran şirketlerden biriyiz. Yeni doğum yapan kadın çalışanlara 1 yıl ücretli evden çalışma esnekliği sunuyoruz ve bu uygulama diğer şirketlere de ilham verdi”.
Danone’un Türkiye’de yeni stratejisi
Operasyonlar ve üretim konusuna gelirsek, Danone’un Türkiye’de 4 iş kolu var. Su, sütlü ürünler, ithal bebek maması ve Türkiye'de üretilen medikal beslenme ürünleri. “Yoğurta, sütte daha az adınızı duyuyoruz” dedim. Cem Küçükcan strateji olarak katma değerli ürünlere yöneldiklerini vurguluyor. Küçükcan, “Lüleburgaz'daki fabrika, sütlü ürünler ve medikal ürünleri aynı çatı altında üreten dünyadaki tek hibrit fabrika. 30 milyon Euro'dan fazla yatırım yapıldı. Bu tesisten Avrupa'ya (İngiltere, İrlanda, Slovakya) 100 milyon kutu medikal ürün ihraç ediliyor. Bu ürünler yüksek teknoloji ve AR-GE gerektiriyor” diyor. Cem Küçükcan, dünyanın pek çok yerinden Donone organizasyonlarının içinden Lüleburgaz’daki hibrit fabrikayı görmeye geldiklerini söylüyor. Katma değerli ürün stratejisini de ayrıca Cem Küçükcan şöyle aktarıyor: “Klasik süt ve yoğurt pazarında büyümek yerine, "Modern Dairy" olarak adlandırılan katma değerli, kopyalanması zor ürün kategorilerine odaklandık. Bu alanlarda pazar lideri olup büyümeye devam ediyoruz. Bitkisel bazlı ürünler diğer katma değerli ürün kategorisi. Burada bitkisel bazlı süt ürünleri pazarında lideriz” diyor. Şunu söyleyebilirim Türkiye'de henüz yok ama Avrupa'da bitkisel bazlı yoğurtlar bile yaygınlaştı.