Honeywell, yüzyılı aşkın bir süredir havacılık ürünleri ve hizmetleri, binalar ve endüstri için otomasyon ve verimlilik çözümleri ile özel kimyasallar dahil olmak üzere, endüstrinin dönüşen dünyaya çözüm üretebilmesi için teknoloji üretiyor.
Şirket, geliştirdiği teknolojilerle daha sürdürülebilir bir dünya yaratmak için uçaklardan binalara, fabrikalardan tedarik zincirlerine ve çalışanlara kadar daha akıllı bir ekosistem kurmayı hedefl iyor. 31 yıldır Türkiye’de faaliyet gösteren şirket, Kazakistan, Özbekistan, Azerbaycan, Gürcistan, Türkmenistan ve Tacikistan gibi stratejik öneme sahip ülkeleri de kapsayan Orta Asya Bölgesi ve İsrail dahil olmak üzere, Türkiye’den 11 ülkeyi yönetiyor. Honeywell, bataryalı enerji depolama sistemleri, Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı, hidrojen üretimi teknolojileri, karbon yakalama ve saklama teknolojileri, plastiğin kimyasal geri dönüşümü teknolojileri gibi alanlara odaklanıyor. Honeywell Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Honeywell ‘in Türkiye, İsrail ve Orta Asya Başkanı Uygar Doyuran, “Honeywell, sadece teknoloji sağlayıcısı değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik konusunda iş ortakları için bir çözüm ortağı. Finansmandan, satış sürecine, yeni çözümlerin ekonomik fizibilitesine kadar iş ortaklarımıza yol gösteriyoruz” diyor.
Şirketin fark yarattığı en önemli alan ise, Doyuran’ın ifade ettiği gibi, Ar-Ge bütçesinin yaklaşık olarak yüzde 60’ını ÇSY (Çevresel, Sosyal, Yönetişim) kapsamında sürdürülebilirlik çözümlerine ayırıyor olması. 11 ülkeye liderlik eden Uygar Doyuran’ın yorumları şöyle:
Asıl konu sürdürülebilirlikle ekonomik fizibilitenin bir arada olabilmesini sağlamak
“Türkiye’nin yeni teknolojileri uygulama sürecinde, altyapı ve insan kaynakları konusunda bir sorunu yok. Ülkemiz bu konuda güçlü bir vizyona da sahip. Bu noktada öncelikli olan konu, sürdürülebilirlikle ekonomik fizibilitenin bir arada olabilmesini sağlamak ve yatırımların önceliğini doğru belirlemek olmalı. Şirketlerin bu konuda cesaretlendirilmesi gerekiyor. Örneğin, Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması’na ne kadar hazırız pek emin değilim. Son dakikayı beklemek doğru olmayacak. Mesela demir- çelik sektörümüz bu dönüşüme ne kadar hazır? Zamanında hazır olabilmek için hemen harekete geçmemiz gerekiyor. Bugün sadece Avrupa Birliği’nde değil, Ortadoğu’da bile fonların bu alandaki yatırımları desteklediklerini görüyoruz. Sürdürülebilirlik odaklı fonlara ulaşmak zor değil, önemli olan bu fonlara nasıl ulaşılacağına dair doğru bilgileri ortaya koymak. Biz bu konularda iş ortaklarımıza destek veriyoruz.”
30 yıllık kariyer hayatımda kriz olmayan bir dönemle karşılaşmadık
“Türkiye’nin bölgesel bir merkez olması son derece doğal bir süreç; çünkü Türkiye, bu bölgedeki ülkeler arasında en ileri endüstriyel altyapıya sahip ülke konumunda. Fakat Türkiye’nin bulunduğu coğrafyada ciddi bir değişim ve dönüşüm yaşanıyor. Bölgemizde kriz kaçınılmaz. 30 yıllık kariyer hayatımda kriz olmayan bir dönemle karşılaşmadık. Ülke olarak, zor koşullarda nasıl hareket edebileceğimizi ve nasıl çözüm üreteceğimizi öğrenmiş durumdayız. Türkiye çok önemli bir üretim merkezi ve çok önemli fırsatlar sunuyor. Sürdürülebilirlik alanında önemli yatırımlar yapılıyor. Öncü projelere imza atılıyor. Ülkemiz için en önemli fırsat, sahip olduğumuz yetişmiş insan gücü ve bu insanların krizler karşısında nasıl hayatta kalınabileceğini biliyor olması. Risk alabilen ve riski akıllı bir şekilde ölçebilen insanlarımız var. Türkiye bu zorlu coğrafyada güçlü konumunu korumayı ve etkisini nasıl genişletebileceğini her zaman bildi. Doğru adımları atarsak global oyuncu olma gücümüzü sürdürebiliriz. Öte yandan, globalleşmeye çalışırken, doğru iş birliklerini yapmamız çok önemli.”
Sürdürülebilirlik konusunda dünya lideri olma hedefimiz var
Uygar Doyuran Honeywell ‘in üç ana tema üzerine yoğunlaştığını ifade ediyor. Bunlar, enerji dönüşümü ve sürdürülebilirlik; havacılık ve otomasyon olarak sıralanıyor. Doyuran şu bilgileri veriyor: “Tesislerimizi ve operasyonlarımızı 2035 yılına kadar karbon nötr hale getirme sözü verdik. Bu hedef kapsamında, Ar-Ge bütçemizin yüzde 60’ını çevresel ve sosyal sonuçları geliştiren teknoloji ve yeniliklere aktarıyoruz. Sadece geçtiğimiz yıl 240 proje hayata geçirdik. 2010’dan sonra ise toplamda 6,300’den fazla sürdürülebilirlik hedefl i proje hayata geçirdik. Sürdürülebilirlik konusunda dünyada lider olma hedefimiz var.
Malzeme mühendisliği konusunda dünyanın en iyilerinden biriyiz
“Klima gazları, soğutucu akışkanlar, izolasyon ürünlerinde kullanılan Honeywell Solstice teknolojisi her yıl atmosfere salınan milyonlarca ton C02 gazına eş değer sera gazı emisyonunu azaltıyor” diyen Doyuran, şu bilgileri veriyor: “Honeywell Solstice teknolojisinin kullanımı, atmosfere 329 milyon metrik ton karbon dioksit salınımının potansiyelini önlemeye yardımcı oldu; bu miktar 755 milyon varil petrol salımının ortadan kaldırılmasıyla karşılaştırılabilir. Bu miktar yaklaşık olarak 69 milyon adet arabanın trafikten çekilmesi anlamına geliyor. Malzeme mühendisliği konusunda dünyanın en iyilerinden biriyiz.”
Sürdürülebilir jet yakıtı
Çevresel Savunma Fonu’na göre, metan gazı 20 yıl sonra ısı tutmada karbondioksitten 80 kat daha etkili olacak. Honeywell, özel sensörler sayesinde metan ve karbon emisyonlarını izleyerek, azaltılmasını sağlıyor. Honeywell ‘in odak noktasındaki bir diğer konu sürdürülebilir jet yakıtı. Havacılık sektörü, küresel karbon emisyonlarının yüzde 2’sinden sorumlu, ama sektörde karbonu azaltmak çok zor. Doyuran “Sürdürülebilir havacılık yakıtı (SAF) üreten dünyadaki tesislerin büyük çoğunluğu Honeywell teknolojisi ile çalışıyor. Alternatif kaynaklardan elde edilen yakıt teknolojisi çözümleri sunuyoruz. Atık yağlar, bitkisel yağlar, yosun, gıda olarak tüketilemeyen bitkiler kullanıyoruz. 26 Nisan 2023’te AB Komisyonu, Sürdürülebilir Havacılık Yakıtlarının (SAF) kullanımına ilişkin yeni düzenlemeleri duyurdu. Havacılıktan kaynaklanan karbon emisyonlarını azaltmak için, AB 2025’ten itibaren geleneksel jet yakıtının SAF ile harmanlanmasını zorunlu kılacak. Bu alanda Tüpraş’la çalışmalarımız var. Tüpraş, İzmir’deki rafinerisinde kullanılmış yağ ve atık hayvansal yağ gibi ham maddelerden biyoyakıt üretmek üzere Honeywell UOP Ecofining teknolojisini tercih etti. Kullanılan besleme maddesine bağlı olarak, geliştirdiğimiz Ecofining sürecinden elde edilen dizel ve SAF, petrol tabanlı yakıtlara göre toplam ömür döngüsü temelinde sera gazı emisyonlarını yüzde 60 ila 80 oranında azaltabilir. Tüpraş, 2030 yılına kadar 400 bin ton biyo ham madde işlemeyi ve 2035 yılına kadar sürdürülebilir havacılık yakıtı üretim kapasitesini üç katına çıkarmayı hedefl iyor” diyor.
Türkiye’nin ilk ticari atık plastik geri dönüşüm tesisi 2026’da ilk üretimini yapacak
Honeywell, iş ortağı Doğanlar Holding ve şirketi Biotrend Çevre ve Enerji Yatırımları A.Ş. ile Türkiye’de Plastik Döngüsellik İş Birliğine ilişkin önemli bir anlaşmaya imza attı. Uygar Doyuran bu iş birliği ile ilgili şu bilgileri veriyor: “Bugün dünya genelinde atık plastiğin sadece yüzde 15’i geri dönüştürülüyor. Diğer kimyasal ve mekanik geri dönüşüm süreçleriyle birleştirildiğinde ve ayrıca toplama ve ayrıştırma süreçlerinde yapılan iyileştirmelerle birlikte, Honeywell ‘in UpCycle Proses Teknolojisi, neredeyse tüm atık plastiklerin %90’ını geri dönüştürmeye potansiyel bir katkı sağlayabiliyor. Biotrend Enerji, atık plastikleri geri dönüştürülmüş polimer ham maddesine dönüştürmek üzere Honeywell ‘in UpCycle Proses Teknolojisini kullanarak Türkiye’nin ilk ticari atık plastik geri dönüşüm tesisini kuruyor. Tesis, Honeywell teknolojisini kullanarak yılda 60 bin metrik ton karışık atık plastiği Honeywell Geri Dönüştürülmüş Polimer Hammaddesine dönüştürme kapasitesine sahip olacak. Ege bölgesinde kurulacak olan tesisin 2026’da ilk üretimini yapması planlanıyor. Atık plastiği yüksek katma değerli bir ürüne dönüştürmüş olacağız. Atık plastikten üretilen plastik hammaddesi normal plastikten daha değerli, çünkü uluslararası şirketlerin atık plastikten ürün üretme hedefleri var. Bu alanda arz olmadığı için, çok daha yüksek fiyatlardan alıyorlar. Bu konuda devletimiz de bizi destekliyor. Bu plastik yurtdışına da ihraç edilecek”