"Lila Müzik olarak, Türkiye’nin müzik hafızasını koruma ve geliştirme misyonumuzla kültürel mirasımıza bugüne kadar yayınladığımız 100’e yakın albümle katkı sunduk. Cumhuriyetimizin 102. yılında, Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere miras bıraktığı evrensel bakış açısıyla, sanatın ve bilimin rehberliğinde daha güzel bir geleceğe katkıda bulunmaya devam edeceğiz."
Lila Müzik Yapım adını duymuş olmalısınız. Hele ki müzikle yakından ilgiliyseniz, karşınıza etiketinde Lila Müzik yazan bir compact disc (yoğun disk-CD) muhakkak çıkmıştır. Neden mi bu kadar eminim? Çünkü Martı Yönetim Kurulu Başkanı Oya Narin tarafından sanat dünyasına kazandırılan Lila Müzik Yapım, 25’inci kuruluş yılını geride bıraktı. 1999 yılında kurulduğunda misyonunu, bu coğrafyada yaşayan klasik, çağdaş ve geleneksel besteci ve icracıların eserlerini kayda almak ve arşivlemek şeklinde belirlemişti. Çeyrek yüzyılda yoğun bir çalışma ortaya koydu, sayısı 100'e yaklaşan albümle ülkemizin besteci/yorumcunun eserini kayda almayı başardı. Her bir albümün yanına, konuyla ilgili hazırladığı kitabı da ekleyerek sanatseverlere ulaştırdı üstelik. Bugün sizin karşınıza bir kitapçıda, müzik marketlerde veya bir dostunuzdan gelen armağan paketinin içinden Lila Müzik kayıtları çıkıyor. Yanı sıra, Lila Müzik tarafından gün yüzüne çıkarılan Türkiye’nin yüzakı bestecilerinin ve yorumcularının eserleri; radyolardan, televizyon ekranlarından veya herhangi bir etkinlik ortamından kulağımıza yansıyor, müzikle beslenen duygularımıza doyumsuz tatlar kazandırıyor.
Narin Şirketler Topluluğu’nun kurucusu Halit Narin, çok yönlü alanda iz bırakan, sosyal yönü güçlü iş insanlarımızdandır. Başına geçtikten sonra hızla büyüttüğü aile işletmesi Narin Tekstil, on yıllarca Türkiye’de sektörün gelişimine öncülük eden firmalar arasında yer aldı. Halit Narin, İstanbul dışını ilk düşünen, Çerkezköy’ü keşfeden sanayicilerden biri olarak da tanındı. Duayen iş insanı, en büyük şöhretini sivil toplum kuruluşlarındaki aktif mesaisi ve gayretleriyle edindi. 41 yıl boyunca Tekstil Sanayicileri İşverenler Sendikası’nın başkanlığını yürüttü. Yine nitelikli turizmi ilk keşfeden iş insanları arasında da sayabiliriz kendisini. Çünkü 1969 yılında Türkiye’nin ilk resort oteli olarak hizmet vermeye başlayan Martı Otel’in 100 kurucusundan biriydi. O tarihte yalnızca 22 yatağa sahip tesis, 1975 yılında tamamen Narin yönetimine geçince grubun turizme ilgisi hızla arttı.
Aktif iş yaşamının dışında sosyal projelere de imza atan Narin Ailesi, İstanbul ve Çerkezköy’e çok sayıda eğitim, sağlık ve spor tesisi kazandırdı. 70’li yıllarda İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın da kurucuları arasında yer aldı. Ailenin en uzun soluklu projelerinden birinin yine sanat alanında ortaya konduğunu ifade etmeliyim. Bu ayki kapak konumuzu oluşturan Lila Müzik Yapım, Narin Grubu’nun turizm markası Martı’nın iştiraklerinden biri olarak 1999 yılında hizmete sunuldu.
Ailenin, kariyerini tekstil şirketlerinin yönetiminde düşünürken, turizmde ısrar eden ve bu alandaki girişimlerin başına geçen Oya Narin’in önderliğinde kuruldu Lila Müzik Yapım. Faaliyet amacı, Türkiye’de müzik arşivine katkıda bulunmaktı. Bu misyonunu üstün nitelikli çalışmalara imza atarak yerine getirdiğini, üstelik 26’ncı yıla girerek sürdürülebilir bir yapıyı oluşturma başarısı da gösterdiğini vurgulamalıyım, yakın takipçilerinden biri olarak.
Bahsettiğim gibi temel amaç, Türkiye’de müzik arşivi uğraşlarına katkı olarak konmuştu Lila Müzik’te. Çok daha fazlası gerçekleşti. Eminim, faaliyete geçtiği 1999 yılındaki ilk bebek adımları esnasında, çeyrek yüzyılı devireceği ve referansında bu kadar muazzam çalışmaları barındıracağı kurucuların da aklından geçmiyordu. Ağırlıklı olarak klasik, yanı sıra çağdaş ve geleneksel müzik türlerinde bestecilerin, icracıların eserleri proje konusu yapıldı. Alanının uzman isimlerinin gayretleriyle oluşturulan titiz araştırmalarla pek çok eser kayda alındı ve ilgilisinin huzuruna çıkarıldı. Yalnızca CD’ler üzerinden kayıtlarla sınırlı kalınmadı; besteci ve sanatçıların, müzik gruplarının yaşam öykülerinden sanat öykülerine uzanan süreçlerine ilişkin bilgiler, anılar, anekdotlar kitapta toplanarak, sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Yani işitsel ve görsel bir arşiv faaliyeti oluşturuldu. Geçen Aralık ayında 25’inci yaşını kutlayan Lila Müzik’in bu süre zarfında hazırladığı albümlerin sayısı 100'e yaklaştı.
arşivlemedeki boşluğu doldurmayı hedefledik
Lila Müzik Yapım Yönetim Kurulu Başkanı Oya Narin, kurumlarının üstlendiği misyonun, coğrafyamızdaki sanatçıların, bestecilerin ve icracıların eserlerini kayda alarak müzik hafızasının oluşmasına katkı sunmak olduğunu dile getiriyor. Oya Narin, Borusan Klasik program yapımcısı Füsun Özgüç’e 26’ncı yıla giren Lila Müzik Yapım deneyimini aktarırken, “Lila Müzik 1999 yılında kurulduğunda, klasik müzik albümlerini basan birkaç şirket vardı. Onlar da popüler eserler ve müzisyenlerle ilgiliydi. Bu alanda bir boşluk vardı. Besteci ve yorumcuların eserlerini kaydetmek ve geniş kesimlerle buluşturmak istedik. Çalışmalarımız yalnızca klasik müzikle sınırlı değil, Anadolu topraklarında oluşan kültürü sanatçılar marifetiyle aktarmak için birçok özgün yapıya destek verdik” açıklamasını yapıyor.
müziğin iletişim gücü
“50 yıldır turizmle uğraşan bir aile olarak müziğin iletişim gücünü biliyoruz” diyen Oya Narin, Lila Müzik Yapım serüvenine ilişkin şöyle konuşuyor:
“Müzik, tüm kültürlerle iletişim kurmamızı sağlayan önemli bir faktördür. Önemli olan ülkemizin değerlerine sahip çıkmaktır. İleriye dönük gençlerimize de özendirmektir. Değerlerimizi korumayı amaçladık. Çıkış motivasyonumuz buydu. Klasik batı müziğinin gençlerimize ve sanatçılarımıza destek vererek bir şekilde sistemin içinde devamlılığını sağlamak için çabalar verdik. Lila Müzik, işlerini titizlikle, sabırla ileriye taşımaya gayret etti, hedeflerini kararlılıkla yürüttü. Başarının kurallarından biri tabii ki kararlılık, sebat etmektir. Ticari bir konu değildir yaptığımız çalışmalar. Narin Ailesi’ne, Martı Grubu’na, sponsorlara teşekkür etmek istiyoruz. Her CD’mizde destekçilerimiz motivasyon kaynağımız oldu.”
Oya Narin’in aktardığına göre, aynı sene içinde beş albüm çıkardığı olmuş Lila Müzik’in. Faaliyete geçtiğinden bu yana çok sayıda albüme imza atılmış. Yalnız albüm değil, konuyla ilgili uzman kişilerle birlikte kitapçıklar da hazırlanıyor ve CD ile birlikte sanatseverlere ulaştırılıyor. Kitaplar ve albümler için yalnız Türkiye’nin değil, dünyanın da değişik coğrafyalarından arşivlere uzanılıyor.
Oya Narin, gelecekle ilgili planlarına ilişkin olarak da “arşiv kayıtlarına her alanda devam edeceğiz. Sponsorların desteği çok önemli. Her alanda yeni dinleyicilere ulaşıp, müziğin daha fazla kitleye ulaşması için katkı sunmayı sürdüreceğiz” diyor.
faselis festivali ve martı otel konserleri
26'ncı kuruluş yılına giren Lila Müzik Yapım, ortaya konan tecrübeyle birlikte yan faaliyetlerin doğmasına da vesile oluyor. Örneğin, 20 yıldan fazla bir zamandır Antalya Kemer’in önemli ören yerlerinden biri olan Faselis (Phaselis) antik kentinde festival düzenleniyor. Festivali her yıl 4 binden fazla sanatseverin izlediğini kaydeden Martı Yönetim Kurulu Başkanı Oya Narin, “Faselis Festivali, çok önemli bir kültürel faaliyet olarak ülkemize mal oldu. Tecrübemizden istifade ediyoruz. Kemer Eğitim ve Tanıtma Vakfı bünyesinde yürütülen çalışmalarda tüm Kemer bölgesi belediyelerimize ve tabii ki Kültür ve Turizm Bakanlığımıza destekleri için teşekkürlerimizi sunuyoruz” diyor.
Lila Müzik Yapım’dan doğan bir etkinlik de İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nin inşa süreci boyunca İstanbul Martı Otel’de düzenlenen konserlerdi. Her sezonunda 10-12 konserin düzenlendiği etkinlik kapsamında sohbet toplantıları da gerçekleştiriyordu.
“türkiye’nin değerlerini ortaya çıkarmayı arzu ettik”
Yönetmen, yapımcı, televizyon programcısı Dilek İçinsel, 2003 yılından bu yana Lila Müzik Yapım Koordinatörü olarak görev yapıyor. Kendisini, hazırlanan Lila Müzik albümlerinin profesyonel lideri olarak tarif edebiliriz. 22 yıllık süre içerisinde birbirinden değerli bestecilerin ve icracıların eserlerini Lila etiketiyle yayınlamış. Ülkemizde, Osmanlı döneminde başlayan Cumhuriyet döneminin köklü kurumlarla güçlenen, desteklenen ve evrensel anlamda büyük sanatçılar yetiştiren klasik müzik dünyamızın en büyük isimlerinin, dünya sahnelerindeki konserlerini, canlı kayıtlarını müzik hafızamıza kazandırdı. Bu çalışmalarıyla müzik hafızamızın genişlemesine katkı sundu.

müzik hazinemiz çok zengİn
Dilek İçinsel, Lila Müzik’in çalışmaları hakkında şu değerlendirmelerde bulundu:
Sahip olduğumuz değerleri daha yakından tanımak, onların değerini bilmek ve müzisyenlerimizin kayıtlarını yeni kuşaklara aktarmak bizim en önemli görevimiz. Büyük sanatçılarımız ve zengin bir hazinemiz var, bu müzik arşivini ve yeni kayıtları herkese ulaştırmak istiyoruz. Çünkü çok kıymetli sanatçılarımız var. Bu sanatçılar dünyanın her yerinde tanınıyor, çok seviliyor ve çok dinleniyordu. Bu insanlar bizim hazinemizdi ama biz bu hazineyi hiç görmüyorduk.
Amacımız, iyi yapılmış bütün müzikleri bir araya toplamaktı. Düşünün, Ayla Hanım (Erduran) 70 yaşındaydı. Dünyanın her tarafında albümleri satılıyordu ama Türkiye’de satılmıyordu, dinlenemiyordu, çünkü ülkemizde kayıtları yoktu. Cenevre'den, Londra BBC Stüdyolarına kadar çok farklı yerlerde yapılmış ve dünya müzik tarihinde yerini almış bu kayıtları 4 albüm olarak bir ay arayla çıkardık. çünkü yoktu. Olmayınca, biz de şöyle bir şey yaptık: Çeşitli kayıtlarını Cenevre’den BBC’ye, Londra’ya kadar bir araya getirdik. Erduran arşiv serisi 1, 2, 3, 4 çıktı. İkisini bir ay arayla çıkardık. Bu hiç kolay değildi.
Biz sadece geçmişte yapılan müzikleri, yani Beethoven, Mozart, Çaykovski gibi isimleri değil, günümüz bestecilerinin- yorumcularının eserlerini de yayınlıyoruz. Yani bir eli geçmişte, bir eli bugün ve gelecekte olan, çok geniş bir müzik yelpazesini dinleyiciye sunmaya çalışıyoruz. Amacımız, kendi değerlerimizi tanıyarak, bilerek, onların dünya sahnelerinde kazandığı başarılara yenilerini eklemeye vesile olabilmek ve bu kayıtlardan bir arşiv oluşturmak. Biz bir taraftan müzik tarihinde yerini almış besteci ve yorumcuların eserlerini yayınlarken, bir yandan da genç kuşak bestecilerin eserlerini dinleyici ile buluşturuyoruz. Aynı zamanda bugün dünyanın en önemli yarışmalarını kazanan Can Çakmur, Veriko Tchumbrudze, Elvin Hoxha Ganiyev gibi genç sanatçıların 15 yaşlarında yaptıkları ilk kayıtları da yayınladık. Ayrıca Elektronik Müzik alanında İTÜ MİAM öğrencilerinin eserleri de yayınlandı. Yani bir elimiz geçmişte diğeri ise bugünde ve gelecekte.
Ülke olarak dünya çapında bir sürü değere sahibiz. Cemal Reşit Rey, Gülsin Onay, Ayla Erduran, Toros Can, Emre Şen, Sevin Berk, Verda Erman, Borusan Kuartet olsun… Sanatçılarımız o kadar çok ki. Sahip olduğumuz pek çok değerimiz var. Bu değerleri daha yakından tanımak, müziklerini daha fazla dinleyiciyle buluşturmak, büyük bir hızla yetişen genç kuşak müzisyenler için de daha umutlu bir ortamın oluşmasını sağlayacaktır.
2,5 ayda albüm çıktı
Bir senede beş albüm çıkardığımız oldu. Bu albümlerin izinleri ve diğer işleri yoğun bir mesai gerektiriyor. Sadece “albüm çıkardınız” demekle bitmiyor. Çok fazla ayrıntı, formalite ve izinlerle uğraşıyorsunuz. Mesela şu (eline alarak gösteriyor) Cemal Reşit Rey albümü… 2,5 ayda nasıl çıktı, inanamıyorum.
beste yarışması düzenleniyor
“Süreyya Operası’nın Ulusal Beste Yarışması özel bir etkinliğimiz. 20’li yaşlarındaki bestecilik okumuş kişilerin eserleri, çok değerli bir jüri tarafından seçiliyor ve büyük sanatçılar tarafından seslendiriliyor. Bu eserler ödüllendiriliyor. Dört eser kayıt altına alınıyor. Özel kitabıyla birlikte müzikseverlere sunuluyor.”