Tarihsel açıdan altının en kötü performans gösterdiği ay eylüldür. Fiyat buna rağmen altı haftada 650 dolar artarak 4.000 dolara dayandı. Bu bölgeden önce doğal olarak kâr satışları yaşandı. Aslında bu hareketin taşları bir süredir döşeniyor. Ülkelerin artan harcamalarına ve dolara dayalı parasal sisteme yönelik endişeler, yükselişin kilometre taşlarıdır.
Amerika’daki gelişmeler de etkili oluyor. ABD’de açıklanan zayıf istihdam verileri, Fed’in faiz indirimlerinin süreceğini gösteriyor. Zaten geçmişe bakılırsa, faiz indirim döngüsü başladığında frene basılmıyor. Trump da boş durmuyor. Kurumsal ortamı geriyor. Zayıf iş gücü verilerinden sonra Çalışma İstatistikleri Bürosu başkanını görevden aldı. Fed üyesi Cook’u görevden almaya çalıştı. Danışmanı Miran’ı Fed başkanı yapmak isteyebilir. Bunların yanı sıra, gelişen ülkelerin merkez bankalarının fiziksel altın talebi sürüyor.
Altın fiyatında kısa sürede yaşanan sert yükseliş hareketlerinde, madencilik hisseleri genelde geride kalırlar. Arkada kalanlar bugün hâlâ olmakla birlikte, hisselerde bariz bir ucuzluk gözükmüyor. Tabii Goldman Sachs gibi altının ons fiyatında 4.900 dolarlık bir beklentiniz varsa, altın madenciliği alanındaki birçok hisse, ‘‘kârlılık’’ ve ‘‘nakit akışı’’ gibi kriterler bakımından ucuz gözükebilir. Kısa vadeli fırsat kovalayanlar için fazla opsiyon kalmadı. Öte yandan, mevcut yükselişin uzun vadeli bir hareketin başlangıcı olduğu düşünülüyorsa, seçenekler çoğalır.