“Peki, beni çağıran kim?” [Nietzsche’nin Zarathustra’sı sordu] “Ama bunu biliyorsun,” diye sertçe yanıtladı kâhin; “neden kendini gizliyorsun? Seni çağıran ve senin için ağlayan senin daha yüce halin!”
-Friedrich Nietzsche, Thus Spoke Zarathustra
“İş baskıları, çoklu görev almalar (multi-tasking), sosyal medya, haber güncellemeleri, çok sayıda eğlence kaynağı—bunların hepsi bizi düşüncelere, telaşlı aktivitelere, kısa vadeli mutluluklara, anlamsız konuşmalara kapılmaya itiyor. Bizi her türlü uğraşa sürüklüyorlar; bunlar gerekli, ilham verici veya moral yükseltici oldukları için ya da hayatımıza anlam kattıkları için değil, sadece şimdiki zamanı yok ettikleri için bizi cezbediyorlar.”
-Gabor Maté, The Myth of Normal: Trauma, Illness, and Healing in a Toxic Culture
“Vasat insan, toplumun yansıttığı bir gölgedir; özünde taklitçidir ve sürüyle birlikte yaşamaya mükemmel bir şekilde uyum sağlamıştır, ev yaşamı için yararlı kabul edilen rutinleri, önyargıları ve dogmatizmleri yansıtır... Onun özelliği, etrafındakileri taklit etmesidir: başkalarının kafasıyla düşünmek ve kendi ideallerini oluşturmaktan aciz olmaktır.”
-José Ingenieros, The Mediocre Man
“Kişilik dediğimiz şey, çoğu zaman gerçek benliğimizi hiç yansıtmayan, aksine onun kaybını gösteren, gerçek özelliklerin ve benimsenmiş başa çıkma yöntemlerinin bir karışımıdır.”
-Gabor Maté, In the Realm of Hungry Ghosts: Close Encounters with Addiction
Meşhur değer yatırımcısı Benjamin Graham ve öğrencisi Warren Buffett ve ortağı Charlie Munger gelmiş geçmiş en önemli uzun vadeli değer yatırımcılar arasında gösteriliyor. Buradaki uzun vade kavramı ise gerçekten uzun vade yani on yıllarla ölçülen vadeler! Buffett işletme okulundan mezun olduktan sonra Graham'ın firmasında çalıştı. Graham'ın yanında çalışırken, Buffett, öğretmeni olan patronunun kendisine "sadece gidip" ilgilendiği menkul kıymetleri satın alma konusunda güvendiğini söyledi. Buffett’in servetinin büyük çoğunluğunu 50’li yaşlarından sonra kazanması ise az bilinen bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor.
Genel öğreti de uzun vadeli bir değer yatırımcısının, uzun vadede her zaman kazançlı çıkacağı ki genel itibarıyla doğru diyebiliriz fakat gerçek hayatta herkesin özellikle de çeyreklik ya da yıllık benchmark performans baskısı altında olanların böyle bir lüksü ve/veya isteği yok.
2026 yılının da bu manada özellikle profesyonel yatırımcılar açısından normal bir al ve tut şeklinde statik bir portföy yönetiminin çok başarılı olmayacağını düşünüyoruz. Son “Yapı Kredi Yatırım - Makro Düşünceler: 2026 Yılına Bakış” raporunda değindiğimiz üzere 2026'nın nispeten ılımlı pozitif bir eğim etrafında birçok taktiksel fırsat sunacağı görüşündeyiz. Alfa ve betaya göre göreceli değer yatırımları çok daha önemli olabilir.
Volatilite artışları, gelir ve kazançları, özellikle carry için hızla silebilir. Bundan ötürü oyun planının da daha taktiksel ve disiplinli hale geldiğini ifade edebiliriz. Fırsatlar, piyasanın hala seçici hisse senetlerinde temel göstergeleri göz ardı ettiği yerlerde olabilir düşüncesindeyiz. Bu değişen çerçevede, daha taktiksel bir duruş sergilemek, değere yatırım yapmak, hisse senetleri arasında rotasyon zamanlaması yapmak tamamen statik bir portföyü korumaktan daha tercih edilebilir görünüyor.
“Güçlü ve dogmatik inançlar ve tahminler, güçlü bir benlik duygusunun işareti olmak zorunda değildir: çoğu zaman tam tersi geçerlidir. Yoğun bir şekilde benimsenen inançlar, kişinin bilinçaltında, altta yatan bir boşluğu doldurmak için bir benlik duygusu inşa etme çabasından başka bir şey olmayabilir.”
-Gabor Maté, When the Body Says No: The Cost of Hidden Stress
Küresel ve yerel piyasaların yıl içinde birkaç ayı ve boğa piyasasına şahit olacağı şeklinde bir görüşümüz var. Zamanlama açısından bölüm bölüm gidişat konusunda ise öngörümüz değil ama tamamıyla hissiyatımız, 2026 ilk çeyreğinde bir tepe göreceğimiz, bunun da muhtemelen Ocak sonu veya Mart ayının ortası gibi oluşacağını ifade edebiliriz. Bu tepeden sonra yüzde 10-20 arası bir düşüş görebileceğimizi bunun da yaz ortasına kadar muhtemelen de Haziran ortalarına kadar devam edebileceği şeklinde hissiyatımız var. Bu olası dip sonrası ise ikinci yarıda özellikle de son çeyrekte yükseliş görebiliriz. Hatırlatmak gerekirse bunlar herhangi bir şekilde bilimsel bir dayanağı olmayan ve öngörümüz olmayan satırlar. Bunlar tamamen içgüdü ve hissiyatımızı yansıtıyor.