BES artık yalnızca bir emeklilik planı değil; uzun vadeli, düzenli, disiplinli ve vergi avantajı yüksek bir birikim ve yatırım enstrümanı olarak yeniden şekilleniyor.
Piyasalarda volatilitenin arttığı, risk iştahının zayıfladığı bir dönemden geçiyoruz. Yatırımcıların kısa vadeli yönelimleri daha çok likit fonlara ya da döviz gibi koruma aracı varlıklara kayarken, asıl ihtiyacımız olanın uzun vadeli bir strateji olduğunu unutmamak gerekiyor. Bu nedenle bugünkü yazıda, genellikle ihmal edilen ama aslında yatırımcının lehine önemli avantajlar sunan bir alana, Bireysel Emeklilik Sistemi’ne (BES) odaklanmak istiyorum.
BES ilk etapta devletin sunduğu sosyal güvenlik sistemini tamamlayan bir emeklilik modeli gibi görünse de, bugünün yatırım dünyasında çok daha fazlasını vadediyor. BES artık yalnızca bir emeklilik planı değil; uzun vadeli, düzenli, disiplinli ve vergi avantajı yüksek bir birikim ve yatırım enstrümanı olarak yeniden şekilleniyor.
Altın, BES’i parlatıyor
2025 yılı itibarıyla sistemin toplam büyüklüğü 1,4 trilyon TL’ye yaklaşmış durumda. Katılımcı sayısı ise 10 milyon kişiye dayandı. Bu büyümede son aylarda altın ve kıymetli maden fonlarının etkisi oldukça belirleyici. Yılbaşından Nisan sonuna kadar sisteme giren net paranın yarısından fazlası bu fonlara yönelmiş durumda.
Peki neden? Altın, Türk yatırımcısının zihninde güvenli liman kimliğini uzun yıllardır başarıyla koruyor. Üstelik son dönemde ABD’nin dış ticaret ve tarife politikaları, merkez bankalarının rezerv birikimi eğilimi ve artan jeopolitik riskler altında küresel ölçekte güçlü bir yükseliş dalgası yarattı. Bu da BES tarafında altın fonlarını doğal olarak yatırımcıların radarına soktu.
Devlet katkısı ve stopaj avantajı
Altına ya da başka herhangi bir fona BES üzerinden yatırım yapmanın cazibesini artıran en önemli unsur ise kuşkusuz %30 devlet katkısı. 2025 yılı için hesaplandığında, brüt asgari ücret toplamı olan 312.066 TL baz alındığında, bir katılımcının bu yıl elde edebileceği maksimum devlet katkısı 93.619 TL. Üstelik bu katkı da fonlarda değerlenerek büyümeye devam ediyor.
BES sisteminde 10 yıl boyunca sistemde kalıp 56 yaşını dolduran bireyler, sadece %5 stopajla birikimlerine erişebiliyor. Bu oran, yatırım fonlarında uygulanan %15 stopajın üçte biri. Uzun vadeli yatırım yapanlar için bu fark ciddi bir avantaj.
Sistemin esnek yapısı da dikkat çekici. Katkı paylarınızı aylık, 3 aylık ya da 6 aylık periyotlarla yatırabiliyor, finansal durumunuza göre ara verebiliyor, gerektiğinde fon dağılımınızı değiştirebiliyorsunuz. Ayrıca BES birikimlerinizi teminat olarak göstererek kredi alma imkânınız da var. Bu da BES’i sadece geleceğe yönelik değil, bugünün ihtiyaçlarına da çözüm sunan bir araç haline getiriyor.
Yatırımcı Profili Değişiyor: Emeklilikten Yatırıma
Geçmişte BES yalnızca emeklilik için düşünülürken, bugün artık yatırım amaçlı birikim için de kullanılıyor. Altın, para piyasası, özel sektör/devlet tahvili ya da hisse senedi içerikli fonlara yönelen birey sayısı artıyor. Emeklilik şirketlerinde dijitalleşmenin hız kazanması ve rekabetçi fon performansları yatırımcının sisteme olan ilgisini canlı tutuyor. Son dönemde emeklilik şirketlerinin yatırımcılarına daha proaktif bir yaklaşımla fonların seçimi ve dağılım değişikliği konularında temas etmeleri de olumlu. Fonların biraz daha çeşitlenmesi ilgiyi daha da artıracaktır.