MEHMET KAYA
EKONOMİ gazetesi ve Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafından düzenlenen Yasa Dışı Ticaretle Mücadele Konferansı’nda “Yasa Dışı Ticaretin Etkileri ve Çözüm Yolları” başlıklı panel gerçekleşti. Panelde tütün ve tütün ürünleri, alkollü içkiler ve akaryakıt başta olmak üzere, yasa dışı ve kaçak ticaretin ekonomiye etkisi tartışıldı. Konferans kapsamında yapılan sunumlarda, yasa dışı, kaçak ve kayıt dışı ekonominin, suç unsuru olması yanında rekabeti bozucu ve kamu gelirlerini azaltıcı etkisine dikkat çekildi.
Moderatörlüğünü EKONOMİ Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ’ın yaptığı panele, Petrol Ürünleri İşverenler Sendikası (PÜİS) Genel Başkanı İmran Okumuş, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Hakan A. Yavuz, BDO Türkiye ortağı Emrah Akın ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Muhittin Acar katıldı.
TÜTÜN VE TÜTÜN ÜRÜNLERİNDE KAÇAĞIN FATURASI 80 MİLYAR TL
Panelde konuşan BDO Türkiye ortağı Emrah Akın, Türkiye’nin 1 trilyon dolar dolayında GSYH’ye ulaştığını hatırlatarak, Türkiye’deki kayıt dışı ekonominin büyüklüğünün yüzde 25 tahmin edilse dahi, 250 milyar dolar gibi çok büyük bir tutara ulaştığını hatırlatarak, kayıt dışı ticaret, bozucu etkisi dışında “sıfır vergili” bir alan olduğunun altını çizdi. Akın, Vergisel Perspektiften Tütün Ürünleri ve Alkollü İçecekler Piyasasında Kayıt Dışılık başlıklı bir rapor hazırladıklarını belirterek, bu ürünlerde kaçak tüketimin payının giderek arttığı tespitine yer verdi. Bu ürünler kaynaklı vergi kaybının 80 milyar TL olarak tahmin edildiğini, bu tutarın 2023 ÖTV tutarının yüzde 15,5’i olduğunu kaydeden Emrah Akın, “Yeni nesil tütün ürünleri için yapılan saha araştırması, bu ürünlerde ortaya çıkan vergi kaybının 20 milyar TL civarında olduğunu gösteriyor” dedi. Son dönemde sadece alternatif tütün ürünlerinden vergi kaybının 20 milyar TL dolayında tahmin edildiğini ve kaçakçılığın da sofistike bir organize suç halinde yapıldığını söyleyen Emrah Akın, oluşan yüksek kâr marjı nedeniyle başta suç örgütleri olmak üzere geniş bir yelpazede finans kaynağı olarak kullanılmasının olası olduğunu hatırlattı. Emrah Akın, ÖTV’nin regüle edici bir vergi türü olduğunu hatırlatarak, bazı ürünlerde kaçakçılığı cazip kılacak derecede oluşan vergi miktarının, bu etkisi de dikkate alınarak, vergi düzeninin gözden geçirilmesi gerektiğini savundu. “Tütün, taşıt, içki, sigara gibi bazı mallar hariç gerçekte bizim dolaylı vergilerimiz yüksek değil. Bunların bütçe gelirleri içindeki payı çok yüksek. Bir denge getirilmeye çalışılacağı söyleniyor. Bence kurumlar vergisini artırmak gerekiyor” dedi
“KDV VE ÖTV’Yİ BİRLEŞTİRİN, SORUN ÇÖZÜLÜR”
Akaryakıtta fatura kullanılarak yapılan vergi kaçağı varPetrol Ürünleri İşverenler Sendikası (PÜİS) Genel Başkanı İmran Okumuş da Türkiye’de fiziki olarak kayıt dışı ve kaçak petrol ticaretine odaklanıldığını, bu kapsamda son aşama olarak akaryakıt ticaretinde son tüketici olan taşıtlara yönelik taşıt tanıma sistemi kurulması yönünde bir girişim olduğunu belirterek, bunun sorunu çözmeyeceğini çünkü; akaryakıtta mevcut önlemler sonrası fiziki bir kaçağın söz konusu olmadığını söyledi. Sektörde ana sorunun KDV ve ÖTV tahakkukunu düşürmek için sahte ve/veya usulsüz faturalarla sistemin delinmesi olduğunu belirten Okumuş, “KDV ve ÖTV’yi birleştirin bu sorun çözülür” dedi. Okumuş, vergi denetiminin, toptancıların akaryakıt bayilerine satışı kontrol ederek sistemdeki miktara tam olarak eriştiğini ancak son tüketiciye satış yapanların faturalarının sistem ile ilişkisinin kurulmadığını belirterek, “Fiziki kaçakçılık bitse de vergi kaçakçılığı devam ediyor. Vergi kaçakçılığı ile KDV hazineye değil, kaçakçıların cebine gidiyor. Vergi kaçakçılığını istasyonlarda aramak yanlış, bayiler dağıtıcı dışında hiçbir yerden alım yapamaz. Vergi kaçakçılığı istasyonda değil, dış satışlarda gerçekleşiyor” dedi.
“HUKUKİ AÇIDAN KARMAŞIK BİR SÜREÇ İŞLİYOR, ÖZEL EĞİTİM GEREKLİ”
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Hakan A. Yavuz ise istinaf mahkemelerinin görev başlamasıyla çok sayıda birbiriyle çelişen kararlar çıkmaya başladığını hatırlatarak, alanın hukuki sorunlarının karmaşık olduğunun altını çizdi. Kayıt dışı, kaçak ve suç ekonomisindeki hukuki işleyişinde, kolluk kuvvetlerinden karar veren hakimlere kadar tüm aşamalarda görev yapan kişi ve kurumların bu alanda bilgili olması gerektiğini belirten Yavuz, “Kaçakçılık suçu teknik bir alan. Kanun da çok zor. Dolayısıyla teknik bir suç olduğu için uygulamayı yapan gümrük, kolluk, savcı ve hakim bütün kişiler ve kurumların çok ciddi bir eğitim alması şart” dedi. Yavuz, son dönemde dolandırıcılık gibi suçlara karışan kişilerin cazibesinin artması nedeniyle kaçakçılığa yönelindiğini de ifade etti.
“MÜCADELEYE SİYASETİN DE KATKI VERMESİ GEREKLİ”
Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhittin Acar da yasa dışı ticaretle mücadelenin temelinde siyasi yaklaşımın belirleyici olduğunu, sadece polisiye veya profesyonel mücadelenin yetmeyeceğini vurgulayarak, “Yasa dışı ticaretle mücadele polisiye veya profesyonel bir mesele olmanın ötesinde siyasi bir meseledir; zira arkasında kim nereden zengin oluyor ve buna kim karar veriyor, bunu çözmeden yasa dışı ticaretle mücadele mümkün değildir. Kimden vergi alınacağı da siyasi bir tercihtir” dedi.
Acar, kolluk kuvvetleri başta olmak üzere profesyonellerin kararlılıkla mücadele ettiğini belirterek, bu kararlılığın topluma ve özellikle siyasi yönetim tarafından da gösterilmesi gerektiğini vurguladı. Oluşacak mücadele ortamında kurumlar arası koordinasyonun önemine işaret eden Acar, son dönemde kayıt dışı ve kaçak ekonomisindeki genişleme eğilimine işaret ederek, sağlık alanında da sorun gözlemlediklerini bildirdi.
BÜİS İLE BİR YILDA 19,5 MİLYON ÜRÜN DENETLENDİ
Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Grup Başkanı Nazım Kankılıç konferanstaki sunumunda, kaçak ve kayıt dışı ekonomiyle mücadelede mevzuat altyapısının güçlendirildiğini özellikle mali hafıza veya mali bilgilere hapis cezası getiren düzenlemenin etkili olacağını vurguladı. Maliye yönünden veri analizi ve teknoloji kullanarak yapılan mücadelenin yanında saha denetimlerinin de önemli olduğunu vurgulayan Kankılıç, yasa dışı, kayıt dışı ve illegal ticaretin kesiştiği alanın çok sayıda kurum ve kuruluşu ilgilendirdiğini ve Gelir İdaresi Başkanlığı’nın bu kesişme alanının içinde bulunduğunu hatırlattı. Sistemin kayıtlılığının ve izlenmesinin önemine dikkat çeken Kankılıç, 2007 yılından bu yana bandrollü ürün izleme sisteminin (BÜİS), tütün mamulleri ve alkollü içkilerin takibini ve vergi güvenliğini sağladığını; 2022 yılında 19,5 milyondan fazla ürünün denetlendiğini belirtti. Akaryakıtta denetim ve teminat uygulamalarının etkisine işaret eden Kankılıç, 2022’de yaklaşık 1,4 milyar TL özel usulsüzlük cezası kesildiğini açıkladı.
TEKNOLOJİK ALTYAPI GÜÇLENDİ, KAÇAĞI YAKALAMA YÜZDE 92 ARTTI
Konferans kapsamında bir sunum yapan Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Seda Gündüz teknolojik altyapının güçlendirilmesiyle kaçak yakalamada yüzde 92’lik bir artış sağladıklarını belirtti. Son üç yılda kaçak akaryakıt yakalamasının 300 milyon TL’yi geçtiğini, 2023 yılının ilk 11 ayında ise 1 milyon adetten fazla elektronik sigara, 515 ton sarmalık tütün ve 330 milyon adet makaron ele geçirildiğini, 57 binden fazla kaçak cep telefonu yakalandığını bildirdi. Seda Gündüz de akaryakıtta kayıt dışı ve kaçağın, fatura usulsüzlüğüne kaydığı gözlemine dikkat çekti.